Çiğ yemesin ki; karnı ağrımasın

“Bir işi eksiksiz, hatasız yaptım bu nedenle sorun yaşamam” anlamında çok sıklıkla kullanılan bir atasözü vardır: “Çiğ yemedim ki; karnım ağrısın.”

Haberin Devamı

Hem mecazi hem gerçek anlamda günlük hayatta yeri olan bir söz. Bizi daha çok ilgilendiren ise gerçek karşılığı. Et, süt, yumurta gibi hayvansal ürünleri çiğ tüketmek ya da evcil hayvanı beslemek hastalığa davetiye çıkarmak anlamına geliyor. Özellikle Kurban Bayramı hayvanlar tarafından çiğ etin çok fazla tüketildiği bir dönem. Sakatatlar, pişmemiş üstelik temizlenmemiş olarak evcil hayvanlara verilebiliyor. Sahipsiz hayvanlar çöplerden ulaşabiliyor, derine gömülmeyen iç organlara özellikle köpekler kolayca çıkarabiliyor. Paylaştırılan, söküm yapılan etlerin yenmeye değer görülmeyen bölümleri de sahipli sahipsiz evcil hayvanlarla paylaşılıyor.

*

Etobur sınıfa giren kedi ve köpeklerin et ürünleri yemesinden daha doğal bir şey yok fakat kontrolsüz, denetimsiz hayvansal ürünlerin kirli ve çiğ olarak tüketilmesi hayvanların hastalanmasına neden oluyor.
Kedi ve köpeklerde bağırsak parazitlerinin kolay bulaşma yollarından biri parazitli iç organlar. Parazit döngüsü evcil hayvanla sınırlı kalmıyor, evcil hayvandan çocuklara ve yetişkinlere de geçiyor.
Parazitlerin sadece bağırsaklarda yaşadığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. İç organlara, kalbe hatta beyne kadar ulaşabilen türleri söz konusu. Kalp kurtları kalp yetmezliklerinin en önemli nedenlerinden biri olarak dururken, beyindeki parazitler çok ciddi nörolojik problemlerin kaynağı olabiliyor.
Siz siz olun çiğ yemeğin yedirmeyin ki; kimsenin karnı ağrımasın.

Yazarın Tüm Yazıları