Ucuzluk Marketi Gastronomisi

Vedat Milor’un ülkedeki fine dine restoranlarının durumunu ele aldığı yazısından sonra Güliz Arslan’ın “30 metrekarelik dükkanda dürüm satan” yıldız şefleri konu aldığı haberi, ülkede fine dine restoranların neden tutunamadığına, yıldız şeflerin “kokoreç”, “burger” gibi sokak lezzetlerine neden yöneldiğine dair ipuçlarını içeriyordu.

Haberin Devamı

“Fine dine” restoranların beklediği ölçüde sonuç alamayışında hem toplumsal olayların hem de ülkedeki kalabalık sofraların, rezervasyonsuz ziyaretlerin arasındaki bağa dikkat çekiliyordu. Bir yolun tıkanması ya da yeterince akışkan olmaması, taşan suyun kendine başka yollar bulmasıyla sonuçlanıyor çoğu zaman.

Buna benzer bir diğer akışı ise dünyanın en etkili Facebook grupları arasında gösterilen Mide Lobisi veri akışında yakalamak mümkün… Özellikle son bir yıl içerisinde, üye profilinde çok sarsıcı bir değişiklik olmamasına karşın çok daha fazla insan dışarıda yediği yemekleri değerlendirmek yerine ucuzluk marketlerinden alınan ürün incelemelerini paylaşıyor. Bu ürünlerin hem kafe ve restoranlardaki muadillerine, hem de daha “elegan” marketlerdeki ünlü rakiplerine karşı olan fiyat ve performans değerlendirmeleri daima ilgi çekiyor. Bir ucuzluk marketinden 5-6 liraya mal ederek, mini pastane ekmeğinin arasına sürülmüş ceviz – roka soslu, kırmızı soğanlı uskumru lokmaları hazırlamak ya da kekli, su börekli, pastalı bir çay saati sofrası hazırlamak mümkün olabiliyor. İnsanlar, bir yandan geçtiğimiz senelere göre “tasarruf yapma” dürtüsünü tamamen ön plana çıkarmak isterken bir yandan da daha “savurgan” olduğu dönemlere ait edindiği lezzet ritüellerini kaybetmek istemiyor. Bu kırılışı, bu dürtüyü takip etmeyen marka ve lokantaları ise belki de “fine dine” kadar güçlü olmasa da benzeri bir kırılma bekliyor.

Haberin Devamı

İlk basamak sosisçiler vapur kenarı büfelerinde hizmet sundular. İlk basamak kokoreççiler seyyar arabalarında bu lezzeti günlük döngüye soktular. İkinci basamakta,  bu otuz metrekarelik dükkanlarda bu tatların daha sofistike yorumlamalarını görüyoruz. Her gün bir yenisi açılan burgercilerin, sosisçilerin, “fine” dürümcülerin aralarından yalnızca iyilerin kaldığı bir silkelenme dönemi ise git gide yaklaşıyor.

Ucuzluk marketi gastronomisini de göz önüne alırsak yeni dönemin dönüşüm yeri bana göre esnaf lokantaları olacak… Pilavı farklı ve iyi yapan, musakkayı alışılmışın dışına çıkaran, kuru fasulyeyi farklı sunumla masaya ekonomik fiyatlarla getirecek şeflerin dönüştürdüğü işletmeler yeni düzenin öncüsü olabilirler.

Haberin Devamı

Sizin ucuzluk gastronomisi ve esnaf lokantaları üzerinden düşüncelerinizi merak ediyorum. Bana e- posta adresimden ya da sosyal medya hesaplarımdan ulaşabilirsiniz.

Afiyet olsun.

Yazarın Tüm Yazıları