Selanik Festivali şehrin ruhunun izinde

Ne zaman Selanik’e şehri ilk defa ziyaret edecek olan birisiyle gidecek olsam hep aynı zaman çizelgesi tekrarlanır durur…

Haberin Devamı

Şehrin arka mahallelerinden merkeze doğru yolları geçerken bitkin, yorgun, spreyli binalar, 30 yıl önce Türkiye’de görmeye alıştığımız elektrik direkleri ve eski tip antenlerle dolu çatılar karşılar misafirlerini… Merkeze gelinip bir de iki üç saat geçirince o yorgun şehir algısı yerini kıpır kıpır, yerinde duramayan, dinamik bir yapıya bırakır… “Şehrin ruhu” olarak adlandırabileceğimiz bu enerji, bir şehri şehir yapanın binalar ve üzerindeki makyajlardan çok daha fazlası olduğunu kanıtlar nitelikte…

Mide Lobisi olarak bu yıl ikinci kez düzenlenen Selanik Sokak Lezzetleri Festivali’ne biz de ikinci kez 70 üyeyi aşkın bir kadroyla katılım gösterirken ilk defa Selanik’e gelen üyelerin de düşüncelerinin bu bahsettiğim zaman çizelgesini takip ettiğine bir kez daha tanıklık ettim… Selanik İzmir’e benzeyen kordon yapısı ve binalarıyla gerçekten güzel… Her ne kadar yorgun, makyajsız ve bakımsız olsa da içindeki insanlar enerjileriyle şehri hak ettiği yere kolaylıkla taşıyorlar. Şehrin ruhu böyle olunca festival de bu ruhtan kendi payına düşeni alıyor. Selanik’in sokak lezzetleri, şehrin işinde en iyi mekanlarının bir iki çeşitle katıldığı standlarda konuklarını karşılıyor. İstanbul’da 20-25 bin ziyaretli festivaller başarılı olarak gösterilirken geçen yıl daha ilk seneden 50 bini aşan ziyaretçisiyle Selanik Sokak Lezzetleri Festivali’ni nereye koysak bilemiyorum. Bu yıl geçen yılki sayıyı da rahatlıkla aşmıştır, resmi açıklama gelince sizlere duyuracağım.

Haberin Devamı

Festivalde bu yıl da “Ble”, hem tatlı hem de tuzlu çeşitleriyle en çok öne çıkan yerlerden biriydi. Benzeri bir şekilde geçen yılın yıldızlarından “Hot Dog Kings” ve “Brothers in Law” sosisli ve burger alanlarında takdir topladılar. Yeni katılımcılardan “Tarantino”, yüzümü sadviçleriyle ziyadesiyle güldürürken “Bufala Gelato”, mükemmel waffleları ve dondurmalarıyla kalbimi fethetti. Bir fotoğrafını yazıya da iliştiriyorum ki sizler de bu mutluluğa ortak olun.

Selanik Festivali şehrin ruhunun izinde


Selanik Sokak Lezzetleri Festivali, özellikle İstanbul’daki tamamen para kazanmaya odaklı, uçuk stant ücretleriyle donatılmış hemen her yerde aynı mekanların bulunduğu festivallerden sonra ilaç gibi geldi desem yeridir. Selanik şehrinden festival dışı lezzetleri ise gelecek hafta izninizle paylaşacağım.

 

Haberin Devamı

ARA SICAK MESELELER

  • Festivalden konu açılmışken bu hafta sonu Ayvalık’ta aynı anda iki festival bir arada… 1. Doğa Festivali “İstifnolu Günler” ve “Küçükköy Teferiç Şenlikleri” ziyaretçilerini bekliyor. Belki de Ayvalık’ın en güzel zamanında; Tik Mustafa’da mezeler, Macaron Muhallebicisi’nde bademli muhallebi, Camlı Kahve’de koruk ve karadut suyu, Macaron Konağı’nda Ege yemekleri, İmparator Saki’de lokma, Güler Tatlıhanesi’nde lor baklavası zamanı. Festival üste kar kalıyor.
  • Keşan denilince aklıma Öz-En ve Çamlıbel gelir. Ciğer sarma ve satır kebabını üst düzey lezzette icra eden bu iki mekandan ağaç altı ve serin olanı Çamlıbel, bana göre ciğer sarmada fark atarken Öz-En satır kebabında bir adım önde… Satır kebabını bu iki mekan dışında yiyip memnun kalanlardan tavsiyelerini bekliyorum.
  • Bazı mekanların çay hususundaki özensizliği beni farklı düşüncelere itiyor. Yani yemek sonunda verilen, sıcak su kıvamındaki bulanık, tatsız içecek gerçekten ikram mı yoksa ikram verilmedi riskini ortadan kaldırırken masada da fazla oyalanmasınlar, ikinciyi de istemesinler önlemi mi? Çok iyi çay beklemiyorum ama son zamanlarda çoğu mekandan kötü çaylarla uğurlanıyorum bir müşteri olarak. Sizin de başınıza geliyor mu?
Yazarın Tüm Yazıları