Sahafını koru, kitap aşkına!

BUGÜN İbrahim Müteferrika büstünün -sanki- ıstıraplı bir ifadeyle bütün gün karşısındaki test kitaplarına baktığı Sahaflar Çarşısı’na rahmetli babamın elini tutarak girmiştim.

Haberin Devamı

Ya Veliefendi’den geliyorduk ya da Krepen Pasajı’na gidiyorduk.
Bana oyalanmam için aldığı kitabı hatırlamıyorum; Tommiks, Zembla veya Gordon tarzı bir çizgi roman olmalı.
Kendisi için aldığı kitap hâlâ bende. Rabindranath Tagore, “Meyva Zamanı”. İbrahim Hoyi’nin çevirisi, kapak muhteşem Münif Fehim’in eseri.
Artık “Meyve Zamanı” olarak satılıyor.
“Ağaç yaşken eğilir” dedikleri kadar var; o günden sonra sahaflarla aramda kopmayan bir bağ oluştu.
Beyazıt’taki o çarşıda sadece iki sahaf kaldı. Gerisi kırtasiye ve kapaklarında bir kısmını asla çözemediğim harf kümeleriyle sebilhane maşrapası gibi dizilmiş test kitapları satan dükkânlar...

*

Toplumca samimiyetimiz çok meşhurdur biliyorsunuz!
Sahaf denildiğinde lafa “Ay ne severim eski kitap... Oh o eski kitap kokusu... Sararmış yapraklar nostaljisi, alıverir benden beni...” diye girmeye bayılırız.
Böyle muhabbetler sırasında ufuk çizgisine doğru bakar ve “O zaman kim gitmiyor ulan bu sahaflara?” diye geçiririm içimden.
Sahaflar “Değişen Türkiye ile gelişen zamanlar” arasında bir yerde maddi ve manevi yenilgilerle küçüldü, sürüldü, ezildi ve 2014’e varıldı.
Bugün çoğu kiraların nispeten insaflı olduğu semtlere, izbelere, ara sokak bile denilmeyecek adreslere sığınarak yaşamaya çalışıyor.
Nalına vuruyoruz, mıhına da vuralım tabii.
Elbette “Pir” kabul ettiğimiz sahaflardan mesleği öğrenmiş olanların sayısı da, eski müşteriler de azalıyor; halden ve kitaptan anlamaz eski kitap satıcıları çoğunlukta.
Ama neticede kalanı kurtarmak, düzeltmek de okurun görevleri arasında...

*

Hal böyleyken...
Beyoğlu Belediyesi’nin çok isabetli bir şekilde başlattığı Beyoğlu Sahaflar Festivali çarşamba günü başlıyor.
17 Eylül-7 Ekim tarihleri arasında Tepebaşı’nda, çirkinliğine bakamadığım TRT binasının yanındaki alanda havalandırmaya çıkacak sahaflar ve kitaplar...
Hatası, eksiği, gediği bir yana...
Sahaflara yalnız olmadıklarını hissettirmek, şahane kitaplara, gizli hazinelere uygun fiyatlarla ulaşabilmek için büyük fırsattır.
Bu festival sahafların tümü için bir kurtuluş değil elbette ama varlıklarını hatırlamak ve unutmamak için önemli bir harekettir.
“Ay ne zamandı?” diye 8 Ekim’de elektronik posta atmayın.
17 Eylül’de başlıyor, 7 Ekim’de bitiyor.
Sahafını koru, kitap aşkına!

Yazarın Tüm Yazıları