O sapığa bir de madalya taksaydınız

ÖZEL bir okulda Türkçe öğretmenliği yapıyormuş sapık.

Haberin Devamı

14 yaşındaki bir kız çocuğuna sanal ortamda cinsel içerikli görseller yollamış sapık...

 

“Seni s... istiyorum küçük o...” gibi cümleler kurmuş sapık...

 

Bunu defalarca yapmış sapık...

 

Nihayetinde çocuğun ailesi durumu fark edince soluğu savcılıkta almış.

 

diken.com.tr’de Burcu Karakaş imzasıyla yayınlanan habere göre sapığa ilk kalkan müracaat savcısı tarafından temin edilmiş.

 

Şikâyete gelen aile “Küçücük kızının eline böyle bir telefon verirsen taciz de edilir, başka şeyler de başına gelir” diyerek karşılanmış iddialara göre.

 

Haberin Devamı

Yapılan bilirkişi incelemesi sapığın paylaştığı görüntüleri ve yukarıda affınıza sığınarak paylaştığım türden mesajları ortaya dökmeye yetmiş.

 

Savcılık 18 Eylül 2015’te sapığın cinsel taciz ve şantaj suçlarından yargılanmasını talep etmiş.

 

Peki sonra?..

 

İstismar edilen çocuğun ifadesi ailesinin talebine rağmen bir uzmanın hazır bulunmasına gerek görülmeden alındı.

 

Travma dediğin ne ki zaten? Hay vicdanınıza!

 

Sapığın ifadesi talimatla alındı.

 

Sapık “bir duruşmaya bile” katılmadı!

 

Ve buna rağmen, bütün bunlara rağmen...

 

Mahkeme heyeti karşısına hiç çıkmayan sapığın “bir daha suç işlemeyeceği kanaatine” dayanarak cezasında indirime gitti.

 

“Şantaj” suçlamasından indirimle 1 yıl 3 ay hapis ve 3 bin TL para cezası uygun görüldü.

 

Haberin Devamı

“Cinsel taciz” suçlamasından da yine “dampingli” bir karar çıktı ve 8 ay 10 gün ceza kesildi.

 

İndirim yeterli olmadı tabii mahkemeye adım bile atmadan iyi hal” belgesi alan sapığı kurtarmak için.

 

Sanığın sabıkasız oluşu, geçmiş hali, dosya kapsamına yansıyan kişiliği ve suç işleme konusundaki eğilimi dikkate alındığında ileride bir daha suç işlemekten çekineceği” kanaati ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi.

 

“Yani Türkçesi, elini kolunu sallayarak çıkıp gitti” diyeceğim ama sapık herif mahkemeye bile uğramamış ki!

 

Bu sapık 5 yıl boyunca bir suç işlemezse veya işleyip de yakayı ele vermezse sicilinde gözükmeyecek bile bu yaptığı; yanına kalacak aşağılık herifin!

 

Haberin Devamı

Bu arada 15 Temmuz sonrasında öğretmenin görev yaptığı okulun cemaat bağlantısı yüzünden kapatıldığını, neredeyse çocuğa ve ailesine suç giydirecek müracaat savcısının da yine FETÖ bağlantısı nedeniyle görevden alındığını belirteyim.

 

Ya sapık herif? Burcu Karakaş’ın haberine göre öğretmenliğe devam edip etmediğiyle ilgili bir bilgi bulunmuyor.

 

Dikkatinizi çekmiştir, “sanık”tan, “sapık” olarak bahsettim yazı boyunca. Özellikle böyle yaptım, mahkemenin sapık diyemediğine, ceza kesemediğine bari ben sapık demiş olayım.

 

Keşke çıkıp dava açsa, bir de yüzüne söylesem mahkemede ama sapığımız mahkemeye uğramıyordu di mi? Aaah, ah! Nasıl olacak bu işler?..

 

Haberin Devamı

Nasıl olacağını kestiremiyoruz tabii ama olayların nasıl bu noktaya gelebildiğiyle ilgili elimizde bir veri mevcut.

 

CHP Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek geçtiğimiz günlerde Meclis’te düzenlediği basın toplantısında çocuklara yönelik cinsel taciz, cinsel saldırı ve cinsel istismar davalarının son 10 yılda nasıl katlanarak arttığını rakamlarla ortaya koymuştu.

 

Muharrem Erkek o toplantıda şunları söyledi: “Türkiye’de 2006 yılında cinsel taciz suçlamasıyla açılan dava sayısı 3.649’dur. Aynı yıl toplam verilen 5.243 karardan yüzde 43.5’i, yani 2.282’si mahkûmiyetle sonuçlanmıştır. 10 yıl sonra, 2015 yılında elde edilen rakamlar, büyük bir çöküntü yaşandığının göstergesidir. 2015 yılında, cinsel taciz suçlamasıyla açılan dava sayısı yaklaşık yüzde 400’lük bir artışla 13.619’a yükselmiştir. Toplam 15.294 karar içinden yüzde 32.1’i, yani 4.907’si mahkûmiyetle sonuçlanmıştır...”

 

Haberin Devamı

“Cinsel saldırı”da da durum farklı değil. Yüzde 150 artmış.

 

Ya cinsel istismar? Farklı olabilir mi: “2006 yılında çocukların cinsel istismarı nedeniyle açılan dava sayısı 2.414, verilen toplam karar sayısı ise 3.778’dir. Bunlar içinden çıkan mahkûmiyet kararı ise yüzde 42.5 ile 1.607’dir. 2015 yılında ise aynı nedenle açılan dava sayısı yaklaşık yüzde 700’lük bir artışla 16.957’ye yükselmiştir. Bunun (24.983 toplam kararın) yüzde 55.9’u (13.968) mahkûmiyetle sonuçlanmıştır...”

 

“Eğitim şart”, “denetim şart”, “suç ve ceza sisteminde yeni düzenleme şart” demek de mümkün ama o noktayı çoktan geçmişiz ne yazık ki...

 

Mahkemeye bile uğramamış o aşağılık herife, o sapığa bir tek üstün hizmet madalyası takmadıkları kalmış işte.

 

Neyini düzelteceksin?

 

Neyini?

 

Yuh olsun!

Yazarın Tüm Yazıları