Kara ama mizah değil

“İletişim kurduğum iddia edilen kişi Çankaya’da bir pidecidir. Ben arada bir pide ısmarladığım pidecinin, hakkında soruşturma yürütülen bir kişi olduğunu bilme şansına nasıl sahip olayım ki?..”

Haberin Devamı

Cumhuriyet davası sürerken hakkında hazırlanan iddianameye ve mahkeme heyetine bu sözlerle isyan eden kişi gazetenin “ombudsman”ı Güray Öz idi...

Arayıp pide sipariş ettiği restoran veya 6 yıl önce oto tamiri için para gönderdiği kişinin 8 yıl önce çalıştığı şirket yüzünden ne FETÖ’cülüğü kaldı gazetecilerin ne PKK’lılığı...

Harikulade karikatürleriyle terör eylemlerini yerden yere vurmuş, barışı, adaleti, özgürlükleri, çağdaşlığı savunmuş ve mesela FETÖ’nün hedef tahtasındaki Musa Kart’a bile terör lekesi sıçratmaya çalışıldı.

“Pideciyi arayıp terörist çıkmak” gibi kara mizah film senaryosunu andıran hadiselere gülmek serbest ama bunun bir de canı yananı, içeride yatanı, yatanı bekleyeni var.

İşin o kısmı pek güldürecek tarzda değil...

18 Temmuz’da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Cumhuriyet davasında verilen mahkûmiyet kararlarının bozulmasına ilişkin bir tebliğname hazırladı.

Haberin Devamı

Tebliğname özetle şunları söylüyordu:

“Orhan Erinç, Akın Atalay, Murat Sabuncu, Hikmet Çetinkaya ve Aydın Engin ile Ahmet Şık hakkındaki cezalar bozulsun, Şık dışındaki gazetecilerin beraatlerine karar verilsin...

‘ByLock kullananlarla görüşme, Bylock kullananların yazışmalarında isimlerinin geçmesi, Abant toplantılarına katılma’ gibi eylemler tek başına ‘örgüte yardım’ suçu oluşturmaz...”

Detayı çok fakat, özetle “olgusal içerikten yoksun” filan derken, “Salalım bu adamları, böyle suçlama mı olur?” dedi iddia makamı.

Cumhuriyet gazetesi avukatları da müvekkillerinin tahliyesine kapı açacak bu gelişme üzerine Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ne başvurdu.

Bu gelişmenin üstünden iki hafta geçti, kapı duvar...

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer bu süreçte cezaevindeki eski arkadaşlarını ve diğer gazeteci, siyasetçi, aydın tutukluları ziyaret etti.

Musa Kart “Burada kaldığımız her gün sadece özgürlüğümüz kısıtlanmıyor, hayatlarımızdan da çalınıyor” demiş ziyarette.

Kimsenin bir başkasının bir anını, bir gününü, hakkını hukukunu, sevdiklerinin özlemini çalmaya hakkı olabilir mi?

Başsavcılığın tebliğnamesi beğenilir beğenilmez ama görüş açık: “Bu sebeplerden, böyle kanıt olmayan kanıtlardan kurulan dava çöker, bu gazeteciler terörist diye tutulamaz...”

Neyi bekliyoruz?

Haberin Devamı

Meclis malum, “Yargı Reform Paketi”ni görüşmeden tatile girdi.

Çakırözer cezaevi ziyareti sonrası “Bu ülkenin kanayan yarası haline gelen tüm adaletsizlikler Meclis tarafından çözülebilir. Meclis hemen toplanabilir veya tatilinin bitmesi beklenmeden erken toplanabilir. Aydınlarımızın acil özgürlük, acil adalet talebi Meclis’te karşılık bulmalıdır” demiş...

Onu da görürüz umarım ama Yargıtay Başsavcılığı’nın “beraat” talep ettiği ve günlerdir, haftalardır, aylardır belli ki haksız yere tutulanları salsınlar önce...

Bitsin artık bu haksızlık.

Yaşananlar kara ama mizah değil...

Yazarın Tüm Yazıları