Greta’yı yalnız sanmayacaktınız

“Ölmek istemiyorum ama çocukları ve hayvanları önemsemeyen bir dünyada da yaşamak istemiyorum...”

Haberin Devamı

Bu karamsar cümle, sonuçları yeni açıklanan geniş çaplı anketin katılımcısı gençlerden birine ait...

İngiltere’deki Bath Üniversitesi’ne 5 diğer üniversitenin de katkı sağlamasıyla yapıldı araştırma ve İngiltere, Finlandiya, Fransa, ABD, Avustralya, Portekiz, Brezilya, Hindistan, Filipinler, Nijerya’dan 16-25 yaş arasında 10 bin kişi katıldı.

Greta’yı yalnız sanmayacaktınız

Gençlerin iklim krizi üzerinden “dünya meseleleriyle” ilgili düşünceleri ve gelecek projeksiyonları sorulduğunda ortaya çok haklı olarak karamsar bir tablo çıkıyor.

“Gençlerin yaklaşık yüzde 60’ı, iklim krizi nedeniyle çok endişelendiklerini veya aşırı derecede endişelendiklerini, yüzde 45’i iklimle ilgili hislerinin gündelik yaşamlarını etkilediğini, yüzde 75’i geleceğin korkutucu olduğunu, yüzde 83’ü insanlığın gezegeni umursamakta başarısız olduğunu, yüzde 65’i hükümetin gençleri yüzüstü bıraktığını belirtti. Bu konuda hükümetlere güvenilebileceğini düşünenlerin oranı ise yüzde 31’de kaldı...”

Haberin Devamı

Araştırma sonuçlarına göre gençlerin “üzüntü, korku, öfke, keder, utanç ve anksiyete” hisleriyle karşıladıkları bu durumu dünya liderlerinin, dev şirketlerin doğru okuyabildiklerini sanmıyorum.

Şu anda eski ezberlerle, “eski kitleleri” motive edebilecek söylemlerle, eski numaraları yeniymiş gibi yutturmak çabasıyla yeni neslin, Z Kuşağı’nın, Alfa’nın peşinde geziliyor fakat kül yutmayabilir bu kuşak bizlerin yuttuğu gibi, benden söylemesi.

Çevresel felaketin tetikleyicisi, doğal kaynakların baş sömürücüsü sektörlerin janjanlı ambalaj giydirilmiş ürünlerini reklam kuşaklarında “çevreci dostu mesajlar” eşliğinde sunmaya başladıkları sizin de dikkatinizi çekmiştir.

Yer mi bunu bu endişeli kuşaklar peki? Bence yemez ama siz bildiğiniz gibi devam edin, artık gittiği yere kadar...

Araştırma çevre hassasiyetinin, iklim politikalarının zayıf olduğu ülkelerde gençler arasındaki endişenin ve tepkinin yüksek olduğunu da ortaya koyuyor.

Haberin Devamı

Kıssadan hisse isterseniz buyurun: Doğaya nasıl davranırsan, gençlik de sana öyle davranır.

Greta’yı yalnız sanmayacaktınız...

Greta’yı yalnız sanmayacaktınız

HEM TRÜF HEM KALP AVCILARI

GENÇ kuşaklar, yani yeni insanlık bizim tüketime doymayan, zenginleşme rüyası peşinde perişan olan ruhlarımızı hayırla yâd etmeyecek, bunu anladık.

Peki ya eski kuşaklar?

Önceki akşam “The Truffle Hunters/Trüf Avcıları” adlı harikulade bir belgesel seyrettim; belki orada bir cevap bulabiliriz bu soruya...

İtalya’nın kuzeyinde, Piedmont (Piyemonte) bölgesinde can dostları köpekleriyle trüf mantarı avına çıkan ihtiyar bilgeleri odağına alan belgesel aslında çatır çatır bir vahşi kapitalizm eleştirisi.

Haberin Devamı

Trüf mantarı, özellikle de bu tatlı ihtiyarların buldukları kalitede olanları neredeyse altın değerinde. Ömürleri boyunca ev belledikleri dağlarda, doğayı yücelterek, köpek dostlarıyla bu işi yapanlar yeni dünya düzeni karşısında sahneden çekilirken öfkeli ve endişeliler.

Rusya’dan, Amerika’dan, zenginlerden ve kalburüstü lokantalardan gelen siparişler için bölgeye akın eden açgözlü kaçak avcılar, kazıkçı tüccarlara ömürlerinin son dönemlerinde direnmeye çalışan bu harika ihtiyarlar ve harika köpekleri pek çok kıymetli hayat dersi de veriyor.

“Yaşlandın, bildiğin trüf bulunacak yerleri göstersene” diyen yılışığa “Sen kendin için kaygılan. Benim sana sırları öğretmem, okulda kötü bir öğretmen tarafından sınavı geçmene izin verilmesi gibi olur” diye cevap veriyor biri.

Şöyle şeyler söylüyorlar:

Haberin Devamı

“Bir sürü açgözlü insan var. Bu işi keyif almak, köpekleriyle oynamak ya da doğada vakit geçirmek için yapmıyorlar. Tek düşünceleri para... Köpekleri öldürüyorlar, araçlarımızın lastiklerini patlatıyorlar, arazilerimize izinsiz giriyorlar...

Açgözlüler, ormana saygı duymuyorlar. Eskinin insana saygı gösteren kuralları artık terk ediliyor; bu olmamalı... Gençlere öğretmemiz lazım, 50 sene geriye gitmemiz lazım...”

İnsanlık ancak tüketim alışkanlıklarında geriye giderek ileri gidebileceğini anlayabilir mi, pek emin değilim.

En iyisi ömrünün sonuna yaklaşırken köpeği Birba’ya bakacak birini bulmak derdinde olan o muhteşem ihtiyar trüf avcısının bağıra çağıra söylediği şarkıyla noktalayalım konuyu:

Haberin Devamı

“Rahipler kefaret ödeyin der / Onlar eğlenirken bizler eli boş kalırız / Ama aldatırız onları ve biz çıkarırız bütün keyfi / Sonuçta onların eli boş kalır biz çıkarırız bütün keyfi...”

Yazarın Tüm Yazıları