Bitti sınav başlasın sınav

YKS tamamlandı; öncelikle öğrencilere ve velilere geçmiş olsun...

Haberin Devamı

Bu sene sınava katılacak bir yakınım da olduğu için süreci yakından izlediğimi söyleyebilirim. “Yakından” derken, kendimce yakından yani; yoksa 30 yılı aştı test kitapçığı bile görmeyeli...

“Bizimkinin” sınavı iyi geçmiş, öyle söylüyorsa doğrudur. Fakat bu süreçte izlediğim YouTuber gençler ve sınav çıkışı öğrencilerin görüşlerini yansıtan haber derlemelerinde soruların zor olduğunu vurguluyordu öğrenciler.

Bitti sınav başlasın sınav

“Öğrenciye göre her sınav zor” diyerek konuyu kapatmak doğru olmaz diye uzmanlar ne diyor diye baktım.

Soruları “soru” olarak değerlendiren eğitimciler, “orta zorluk” derecesini işaret ediyorlar.

Daha hassas, öğrenci odaklı yaklaşanlar ise “Bu nitelikli eğitim çıtasına göre orta sayılabilir fakat, nitelikli eğitime erişim imkânı olmayan geniş kitleler için çok zor...” diyor.

Haberin Devamı

Önlerine “Hayatın buna bağlı” diyerek dayatılan bir sınava koşturularak yetiştik kuşaklar boyu. Bu kez sınava girenlerden o hazırlık için çok önemli görülen “son bir sene” de pandemi tarafından çalınmış oldu...

Yüz yüze eğitim yapamadan, bir ekrandan diğerine, bir online dersten diğerine savrularak, dört duvar arasında arkadaşlarından uzak vaziyette oturtulup, paldır küldür sınava koştular özetle...

İlk etapta geçersiz soru çıkmaması, bazı sorular tartışılsa da kıyamet kopartacak bir tartışmaya sebebiyet vermemesi günümüz şartlarında sınavın başarılı geçtiğini işaret ediyor.

Soruların zorluğu?..

Sınavın TYT basamağının Türkçe ve Sosyal Bilimler testlerinin ilk 10’ar sorusuyla ben de kendimi sınava çektim.

Bazı soruları kafa karıştırıcı bulduğumu, eski ve kötü bir huyun tezahürü neticesinde 2 soruyu kafadan attığımı belirteyim.

Sonunda Türkçe’de 10’da 6, Sosyal Bilimler’de 10’da 7 yapmışım.

Sınava giren elemana sordum, “Gayet iyi” dedi...

“Sana da hayırlı olsun dilediğin bölüm canım benim” dedim.

Asıl sınavın şimdi başladığını, güç savaşlarında çekiştirilip duran üniversitelerin halini, mezunların umutsuzluğunu, akademisyenlerin sıkışmışlığını filan hiç aklına düşürmeye kıyamadım...

Haberin Devamı

BİR PENCEREDEN SEVDİRDİ KENDİNİ

BİR
pencere aralığından sevdirmiş, benimsetmişti kendini “Bizimkiler Cemil”...

Bu zorlu işi, dışarıdaki hayatla ve meseleleriyle arasına koyduğu mesafeden, bir pencereden sarkarak başaran usta oyuncu Uğurtan Sayıner’i kaybettik...

Bitti sınav başlasın sınav

“Sevim koş!..” diye başlayan replikleri toplumsal hafızaya kazınan, dizinin bitmesinden sonra doğmuş gençler tarafından duvar resimlerine dönüştürülecek kadar sevilmiş bir karakterdi Cemil.

Hırkası, saçı-sakalı karışmış haliyle çoğumuzun mahallesinden tanış olduğu bir karakterin yansımasıydı Cemil; dizideki diğer kahramanlar gibi gücünü bu gerçekte karşılığı bulunmasından alıyordu büyük ölçüde.

Haberin Devamı

Uğurtan Sayıner’in vefat haberinin ardından geçmiş röportajlarını okumak için internet arşivlerine girdiğimde hayatıyla ilgili pek çok bilmediğim noktayı da öğrendim.

1999 depreminden sonra 3 ay çadırda yaşadığını, 4 kere evlendiğini, Bizimkiler’in ardından televizyon kariyerinin pek verimli yürümediğini, tiyatroyla hayata tutunmaya ve geçinmeye çalıştığını, yıllarca yaşadığı İstanbul’u terk edip İzmir’e yerleştiğini, son dönemlerinde hep yanında olan Osman Cavcı ile ev arkadaşı olduğunu...

Birkaç yıl önce sağlığı kötüye gitmiş ancak hayata tutunmuştu.

Okuduğum röportajlarında onu niye bu kadar sevdiğimi anladığım türden acı/tatlı/çok haklı bir cevabına denk geldim...

Haberin Devamı

Herkesin merak ettiği soruyu yöneltmiş röportajları yapan arkadaşlarımız: “Artık sizi neden ekranlarda göremiyoruz?”

Cevap vermiş gönlümüzdeki penceresinden eğilerek: “Silah kullanmayı bilmiyorum, ondandır...”

Güle güle Cemil Bey. Seni çok sevdik. Huzur içinde uyu...

Yazarın Tüm Yazıları