Bence taksici sorununu seviyoruz!

YIL 2013... İstanbul Büyükşehir Belediyesi, çalışma ruhsatı verilebilmesi için taksi sahipleri ve sürücülerden adli sicil kaydı talep edileceğini duyurdu.

Haberin Devamı

Hırsızlık, taciz, kapkaç, dolandırıcılık vb suçlardan hakkında işlem yapılmış olanların bile taksi şoförlüğü yapabildiğinin konuşulduğu o günlerde tam 5 bin taksicinin sabıkası ortaya çıktı.

İstanbul’da yasal olarak” 18 bin taksinin çalıştığını düşünürsek her 3-4 taksi şoföründen biri sabıkalı çıkmıştı ki; bu orana Korkunç! demek bile kesmez...

Bu noktada “Neyse ki o uygulamadan sonra taksiler çok güvenli, çok temiz, çok medeni hale geldi ve hepimiz mesut, bahtiyar yaşadık bu şehirde” demek isterdim...

Fakat öyle olmadığını bal gibi biliyoruz.

Geçtiğimiz günlerde Taylandlı bir kadının çektiği video sayesinde hem tacize uğramasını hem de dolandırılmaya çalışıldığını gördük Şişli’de...

“Olay büyüyünce” (sosyal medya marifetiyle yayıldı demek oluyor bu günümüz Türkiye’sinde) duruma el konuldu, taksici bulundu, araba bağlandı, 3 bin küsur TL ceza kesildi. Tutuklandı.

Haberin Devamı

Haberde tacizci ve dolandırıcı şoförün zaten ehliyetine el konulmuş bir şahıs olduğu ortaya çıktı ki; 2013’teki uygulamanın zaferine bir bakın hele demek isterim!

Tek örnek bu olsa “Gözden kaçmıştır” diyeceğiz belki de öyle olmadığını hepimiz biliyoruz.

Birkaç ay önce Esenyurt’ta Uber sürücüsüne dalaşan bir taksi şoförünün de 4 ayrı yaralamadan sabıkası ortaya çıkmıştı.

Ümraniye’de taksisine binmek gafletinde bulunan Canan A.’ya kafa atan, sonra da bacaklarından tutup yola fırlatan taksicinin de kabarık bir sabıka dosyası çıkmıştı 4-5 ay önce.

Levent’te engelli vatandaşı kısa mesafeyi bahane ederek almayan taksiciyi de göreli çok olmadı. Sabıkası var mıydı bilmem ama vicdanı olmadığına ve tek örnek olmadığına eminim!

Örnekleri ne kadar çoğaltabileceğime üzülerek şahitlik etmenizi istemem.

Uber veya benzeri oluşumlara karşı kendilerini “yerli ve milli taksici” olarak konumlandıranların hizmet kalitesini arttırmak konusunda gösterdikleri en ufak bir çaba bile yok.

Meseleyi “hizmet meselesi/servis yarışı” olarak görenler varsa ortada yıllık 5 milyar TL’den fazla bir pasta olduğunu da hatırlatayım...

Sağlıklı bir denge/denetim mekanizmasıyla, caydırıcı cezalarla kontrol altına alınabilecek bu kökleşmiş problemi içten içe sevdiğimiz düşünmeye başlıyorum.

Haberin Devamı

Bu kadar mı zor doğru dürüst hizmet vermek?

Bu kadar mı zor denetlemek?

Bu kadar mı zor vatandaşı itten kopuktan kurtarmak?

Vallahi bravo...

Yazarın Tüm Yazıları