Ben de kendimce haklıyım hocam

En meşhur Nasreddin Hoca fıkralarından biridir “Sen de haklısın!..”

Haberin Devamı

Hani kadılık günlerinde bir adam gelip hasmını şikâyet etmiş ve sormuş: “Söyle Allah aşkına, haksız mıyım hoca?”

Hoca “Haklısın” demiş.

Az sonra adamın hasmı gelmiş o da diğeri hakkında ağzına geleni söyleyip “Haksız mıyım?” diye sormuş, Hoca ona da “Haklısın” demiş...

Bu kez karısı Nasreddin Hoca’ya “Kadılığın da pek tuhaf, iki adama da haklısın dedin, hiç öyle şey olur mu?” diye sormuş.

Hoca “Hatun, sen de haklısın” demiş...

Koronavirüs salgınıyla ilgili haberleri, yorumları, demeçleri izlerken kendimi Nasreddin Hoca gibi hissediyorum...

Restoran işletmecileri “Bittik, tükendik, imdat! Açın bizi” diyor, “Haklısınız” diyorum...

Ben de kendimce haklıyım hocam

Haber bülteninde denk geldiğim Bilim Kurulu üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz “Restoran tarzı yerler için en azından marta kadar bekleyip durumu görmemiz lazım” diyor, “Haklısın hocam” diyorum...

Haberin Devamı

Sadece restoran işletmecileri değil, ekonomik şartlar altında ezilen geniş toplumsal kesimler, farklı sektörlerin çalışanları “Yeter artık, yavaştan normalleşelim” çağrısı yapıyor, “Haklısınız” diyorum...

Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Recep Öztürk, “Biraz gevşeyenlerin durumu ortada. 10 milyonluk Portekiz’de günlük vaka sayısı 15 bin oldu” diyor televizyonda; ufak bir hesap yapıp dehşete kapılıyorum ve “Hoca, sen de haklısın!” diye cevap veriyorum!

Kasım ayından itibaren vaka sayısı hızla artışa geçen, aralık ayında günde 33 bin pozitif test gören Türkiye, kısıtlamaların ardından kademeli olarak 5-6 bin civarına çekti bu rakamı...

Gevşeme, uzmanların söylediği, mesela Portekiz örneğinde olduğu gibi felaket boyutunda artışları tetikliyor; kısıtlamaya devam diyenler haklı...

Kısıtlamalar, esnafın dediği gibi pek çok işyerinin kapanmasına, yüz binlerce çalışanın işsiz kalmasına yol açacak boyutta zorluyor hayatı; kısıtlamalar gevşesin diyenler de haklı...

Aşı yanlıları ve karşıtları tartışırken...

Önlemlerin sıkılaşması veya gevşemesi savunulurken...

“Yaz mevsimine rahatlarız” diyenleri dinlerken veya “Bu iş 2023’ü bulur benden söylemesi!” fikrini savunanlara kulak verirken...

Haberin Devamı

Kimi zaman aklıma, kimi zaman özlemlerime, kimi zaman mantığıma yaslanarak “Sen de haklısın” derken buluyorum kendimi...

“Sen de ne kararsız adamsın hocam!” diyeceksiniz.

Ben de diyeceğim ki; “Valla, sen de haklısın...”

PLAKTAKİ KONSER VE MÜZİK

“HER Savaştan Bir Yara”,
adını Sadettin Kaynak’ın “Yanık Ömer”inden alan bir kitap; daha doğrusu 3 ciltte tamamlanması öngörülen bir serinin ilk bölümü...

“100. Yılında Cumhuriyet’in Popüler Kültür Haritası” olarak yayınlanan kitap 1923-1950 arasına odaklanıyor. Kitap, daha önce bu tarzda çalışmalardan aşina olduğumuz Derya Bengi ve Erdir Zat tarafından hazırlanmış.

Ben de kendimce haklıyım hocam

Cumhuriyet’in çocukluk ve ilk gençlik yılları diyebileceğimiz bir zaman diliminde yaşananları/yaşayanları hatırlatan bir popüler kültür rehberi...

Haberin Devamı

Toplumu etkileyen, kırılma yaratan olaylar, renkli karakterler, objeler, markalar, filmler, şarkılar, kitaplar, polemikler dönemin dergi ve gazetelerinden veya dönemi inceleyen başka çalışmalardan derlenerek toplanmış ve ortaya şahane bir iş çıkmış...

“Plakların Hayatı” başlıklı madde, Hikmet Münir Ebcioğlu’nun 15 Ocak 1944’te Radyo dergisinde yayınlanan yazısından alınmış mesela...

Bir plak meraklısı olarak, plakları “cansız sanatkârlar” olarak gören, “Konserve sebze, tatlı ve balık gibi konserve müzik de olabiliyor. Plaklarla da besteler saklanıyor ve o besteleri her zaman bütün tazeliği ile karşımızda buluyoruz” şeklindeki tatlı cümleyi yazan Ebcioğlu’nu rahmetle anıyorum.

Haberin Devamı

Atatürk’ün ölüm haberini duyuran spiker olarak hatırlanan ve Fecri Ebcioğlu’nun da ağabeyi olan Hikmet Münir, yazısını şöyle bağlıyor:

“...Plaklar için, vücutlarına batan sivri iğnelerin acısı ile feryat eden varlıklar değil de, eski bir mısranın yeni tarzda tefsirine esas olabileceğini umarak, şöyle demek istiyorum: Bir dokun bin ah dinle kâse-i fağfurdan...”

“Her Savaştan Bir Yara”* her kütüphanenin ihtiyacı türden bir çalışma, tavsiye ederim...

---------------

(*) Her Savaştan Bir Yara, Derya Bengi–Erdir Zat, Yapı Kredi Yayınları, 2020

Yazarın Tüm Yazıları