At koşar TBMM kazanır

Haberin Devamı

“YASAK” haberini fena halde karışık hislerle okudum.
Karışık his” derken hiç abartmıyorum; verdiği tüyoyla arkadaşının altılı kuponunu yatıran bir şahıs gibi üzüntü, pişmanlık, hayret içinde kalakaldım.
Son düzlükte iki boy öndeyken yarış kaybetmiş atın sahibi gibi kırılmış, küsmüş, perişan olmuş, çöp olmuş gibi hissettim.
TBMM’de çay ocaklarında televizyon seyredilmesi yasaklanmış, cihazlar da toplatılmış.


*


Niye peki? Neyin zulmüdür bu, heyhat!
Çay ocaklarındaki televizyonlarda dizi film, evlilik programı ve at yarışı seyredildiği tespit edilmiş.
Meclis yönetimi de “Hayaller belgesel seyreden personel, gerçekler Köle Isaura” diyerek bu “ciddiyetsizliğe” baltayı indirivermiş...
Milletvekillerinin de çay/sigara kaçamağı için kullandıkları çay ocaklarına yönelik bu menfur saldırıyı kınıyorum!
Bu vesileyle TBMM’de görev yapan vekillerden şahsen tanıştığım iki mümtaz şahsiyete, Zeynep Altok Akatlı’ya ve Sırrı Süreyya Önder’e mücadele çağrısında bulunuyorum!


*

Haberin Devamı


Bizim gazetenin eski binasından biliyorum; kalabalık yaşanan/çalışılan ofislerde yarış meraklıları gizli bir örgüt gibi yaşar.
Gün içinde yanınızda beliren biri (genellikle çaycımız Hasan Abi olurdu) “Kupon yaptık abi...” der çaktırmadan.
Paya düşen ödeme yapılır, “Koşularda haber ver patron” denilir, “At koşar baht kazanır” gibi bilinen az sayıda cümleyi tekrarlamak suretiyle karşıdaki şahıs iyice bayıltılır filan falan...
Rahmetli babam ve amcam çok meraklıydı fakat bana geçmemiştir bu “ganyansal gen”.
Yine de ortak kuponlara katılmayı, koşu sırasında örgüt üyeleri olarak çay ocağında toplanıp tuhaf sesler çıkararak yarış izlemeyi, tutmayan kuponu yırtıp sinirlenmiş numarası yapmayı severdim.
O kadar yıl içinde bir kupon tutturamayışımız da ayrıca takdire şayandır!
Kısa keselim...


*


Binlerce kişinin çalıştığı, yaşadığı TBMM’de at yarışı izlemeyi engellemek toplumsal barış ve uzlaşı ortamına bile zarar verebilir.
Yazdığı kuponu televizyondan takip edemeyen “atçı”nın bir sinircik topağına evrilmesi an meselesidir.
Çay ocağı gibi kritik önemi her sektörde kabul edilen bir merkezde huzursuzluk demek, tüm yapıyı sarsacak bir krizin işaretidir.
Evlerden ırak ama telvesiz kahve, ılık çay servisi gibi ilk işaretler çok iyi okunmalı...
Zincirleme sinir krizini tetikleyecek ve Genel Kurul’u daha hükümet kurulmamışken er meydanına çevirebilecek bu yanlıştan vakit kaybetmeden dönülmelidir.
Yoksa banko isyan çıkar, söylemedi demeyin.

Yazarın Tüm Yazıları