Kan akışı başladı!

Sağlıklı da sorunlu da olsa şirketler uzun bir süredir bankaların isteksizliği nedeniyle finansmana ulaşmakta güçlük yaşıyor. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın bir süredir açıkladığı önlemler, sendikasyon kredilerinin açılmaya başlaması, Türkiye’nin tahvil ihracında olumlu sonuç ve dövizdeki geri gidiş yeniden hareket başlattı. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan “Kan akışı başladı” diyor.

Haberin Devamı

“Kurdaki nisbi gevşeme ve hükümetten verilen olumlu mesajların karşılığını bankalarda hiç göremiyoruz. Tüm iş yaşamım boyunca bankaları hiç bu kadar sert, gergin, katı bize uzak görmedim. Bu sürdürülemez.”

Önemli bir işkadınının tweetinde, yaşanan son gelişmeler işte böyle özetleniyor. Tweet üç gün öncesine ait. Adına tam olarak kriz denemeyen ama dengeleri sarsan ekonomik dalgalanma süreci bankalarla iş dünyasını karşı karşıya getirmişti. İşini yapan, risksiz yatırımlara imza atan sağlıklı, büyük şirketlerin bile krediye ulaşma imkânı azalmış, kredi faizleri yüzde 40’ları bulmuştu. Bankaları kaygılandıran kapıların önünde biriken yeniden yapılandırma istekleriydi.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak piyasaları rahatlatmak için açıkladığı önlemlerin ardından da bankaların sendikasyon açıklamaları peş peşe geldi. Önce Akbank’ın yüzde 100 sendikasyona imza atması, ardından İş Bankası’nın da yüzde 85 oranında sendikasyona ulaşması, sürecin yeniden normalleşme adımları olarak niteleniyor. Türkiye’nin tahvil ihracı da moralleri düzeltmeye başlamış durumda. Perşembe günü Ankara’da Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Sanayi Odaları Konseyi toplanmıştı. Katılanlardan biri de İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan’dı. Alınan önlemler, sendikasyondaki olumlu trend, Euro-bond ihracı ve dövizdeki yüzde 25 oranını bulan geri gidişin piyasalara yansımasını sordum.

Kan akışı başladı

Haberin Devamı

GİDİŞAT OLUMLU

Sıkıntıların sürmesine rağmen finansal sistemde hareketin başladığını “Dövizdeki geri gidiş, başarılı Euro-bond ihracı ve önlemlerle kan akışı başladı” sözleriyle açıklıyor. Finansa ulaşma sıkıntısının sürdüğünü ancak gidişin olumlu olduğunu, somut gelişmeler oldukça normalleşmenin hızlanacağını söylüyor. Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı’nın toplantısında sohbet ettiğim TÜSİAD Başekonomisti Dr. Zümrüt İmamoğlu da Türkiye’nin büyük sanayicilerinin bile bugünlerde yüzde 38’leri bulan faizlerle ancak finansmana ulaştığını söylüyor. Likidite sıkıntısı yaşayan şirketlerin bu faizle bile olsa kredi bulmasını olumlu karşıladığını anlatan İmamoğlu “Sendikasyonlar, dövizin geri gidişi ve Türkiye tahvillerinin ilgi görmesi moralleri biraz da olsa düzeltti” diyor. İş dünyası da bankalar da büyük bir sınavdan geçiyor. Hasarın büyük olmaması için merakla, açıklanan kararların uygulanmasını ve sonuçlarını bekliyor.

Kan akışı başladı

Haberin Devamı

TASARRUF İÇİN 30 İLİ GEZDİ

TÜRKİYE’nin en önemli giderlerinden biri enerji. Petrol ve doğalgazda dışa bağımlıyız. Enerji ihtiyacının yüzde 75’ini ithal ediyoruz. Bu enerjinin yüzde 35’i ise konutlarda kullanılıyor. Yüzde 70’inden fazlası da ısıtma ve soğutma amaçlı. 2017’de enerji ithalatı için harcanan para 37 milyar dolar. Yani 13 milyar dolarlık enerji konutlarda kullanılmış. Bu yüzden tasarruf çok önemli. Zaten son 10 yılda Avrupa Birliği’ne uyum için de enerji verimliliği konusunda önemli adımlar atıldı. Bu önlemlerden biri de evlerde enerjinin boşa kullanılmaması için mantolamaydı.

YÜZDE 50 AZ FATURA

Ancak mantolamada kullanılan levhaların kalınlığı Avrupa’da yeni bir evreyi başlattı. Bizde 4.5 cm olarak uygulanan Isı Yalıtım Levhası kalınlığı Avrupa’da yaklaşık 11 cm’ler civarında.

Haberin Devamı

Bunun ne anlama geldiğini Türkiye’de 3 fabrikada üretim yapan Avusturyalı Austrotherm’in Genel Müdürü Özgün Kaan Alioğlu ile konuştuk. 65 yıldır ısı yalıtım sektöründe faaliyet gösteren, Türkiye’de de 10 yıldır üretim yapan Avusturyalı grup Nisan ayında 6’ncı üretim tesisini Ankara’da hizmete aldı. Türkiye’de 3 üretim tesisi yatırım planları daha var. 2’si Sivas’ta olacak şekilde.

“Mantolamada ödediğimiz maliyeti sadece yüzde 20 artırarak iki kat daha kalın ısı yalıtımı yaptırabiliriz. Böylece son tüketici yüzde 50 daha az fatura öder, salınan karbon gazları miktarı yarı yarıya düşer, enerji ithalatı azalır” diyor.

30 GÜNDE 30 İL

Sektör temsilcileri ‘Isı Yalıtımı Sektör Kazanımı’ diye bir bilinçlendirme kampanyası başlatmış.

Haberin Devamı

Alioğlu da bu konuyu köy köy, kasaba kasaba anlatmak üzere harekete geçmiş. Motosikleti ile hiç ara vermeden Karadeniz’den Ege’ye 30 günde 30 ili gezmiş, okullarda, bayilerde, uygulamacılarda, konut sakinleri ile buluşmalarında ‘daha kalın mantolamayı’ anlatmış. Alioğlu “Mucizevi bir dokunuş bu. 4.5 cm 8 cm çıksa fatura yarı yarıya düşüyor” diyor. Türkiye’de kentsel dönüşüm tüm illerde yavaşlasa da sürüyor. Avrupa konutlarda ‘sıfır enerji kaybı’ için planlamalar yaparken bu önerileri de dikkate almakta fayda var. 

‘YAPILANDIRMA YASALAŞIRSA VERİM HIZLANIR’

SEDAT Aloğlu, uzun yıllardır tanıdığım bir iş insanı, sivil toplumcu, eski milletvekili. 1970’li yıllardan beri iş hayatında olan, krizli dönemleri yaşamış, hatta krizlerin darbesini yemiş biri. 2001’de zor duruma düşen şirketler için çıkarılmış İstanbul Yaklaşımı’nın da uygulayıcılarından. Aloğlu, ekonomideki sorunları ‘Enflasyonlu Durgunluk Dönemi’ olarak tanımlıyor.

Haberin Devamı

Önlemler yeterli olmazsa sürecin krize dönüşebileceğini söyleyen Aloğlu, “Beni umutlandıran, rahatlatan yürütmenin ‘tartışma, teşhis, tedavi’ süreci ile programlar açıklaması, ‘ekonomik seferberlik ortamı’ oluşturması” diyor.

Bu sürecin en önemli adımlarından birini finansal yeniden yapılandırma olarak niteleyen Aloğlu’nun yorum ve önerileri şöyle:

BDDK’nın çıkardığı tebliğ ve Bankalar Birliği Çerçeve Anlaşması çok olumlu; geçmiş tecrübeden eksikler tamamlanmış.

Yapılandırmayı en kısa zamanda yasalaştırmak verimini hızlandıracaktır, arttıracaktır.

Özellikle düşük ücretlilerde gelir vergisi oranlarında azaltma yapılması konusu çok yararlı olacaktır.

‘Demokrasi Standartlarını Yükseltme’ (DESTAY) sürecine girmek gerekir. Özellikle Yargımızın evrensel yüksek standartlarda hükümler oluşturması beklenir.

AB hızlı büyümenin sorunlarını yaşıyor. Yeniden yapılanma sürecine girebilir. Üyeliğimiz bu dönemin gündeminde olmaz ise dahi güçlü ilişkilerin devamı iki tarafın da yararına.

Yazarın Tüm Yazıları