Krallar Aziz Nesin’i neden hapse attırdı

65 yıl önce bugün... Aziz Nesin yedi aylık cezasını çekmek için mapushanenin yolunu tutuyor.

Haberin Devamı

Gerçi rahmetlinin hayatı içeri girip çıkmakla geçmişti ama bu defaki suçu gerçekten ‘Aziz Nesin’likti.
Usta yazar, yazdığı bir yazıda İran Şahı Rıza Pehlevi ve Mısır Kralı Faruk’a hakaretten tutuklanmıştı.
Nesin hakkında bu olaydan önce de İngiltere Kraliçesi Prenses Elizabeth’e hakaret ettiği için dava açılmıştı.
Yargılamanın ilk duruşmasında okunan iddianamede, Ankara’daki İngiliz Büyükelçisi’nin önce Mısır Büyükelçisi’ne geldiği, sonra ikisinin birlikte İran Büyükelçisi’ne gittiği, daha sonra üçünün birlikte nasıl Dışişleri Bakanlığı’na giderek bakana şikayette bulunup dava açılmasını istediklerini ayrıntılarıyla anlatılıyordu.
Aziz Usta, Elizabeth henüz devlet başkanı olmadığı için bu kez hapisten yırtmıştı.
Ama Rıza Pehlevi ile Kral Faruk dişli çıkmıştı doğrusu. Dışişleri Bakanlığına resmen başvurarak Aziz Nesin’i yedi aylığına zindana göndermişlerdi.
Suç sayılan ‘Krallar işi azıttılar’ adlı yazıdan bir bölüm alıntılayarak ustayı rahmetle analım:
“Dikkat ettiniz mi, son günlerde krallara ve kraliçelere bir azgınlık geldi. Kimi evleniyor, kimi boşanıyor, kimi çocuk yapıyor. Bir zamanlar İran Şahı evlenecek oldu; sanki el malıyla gerdeğe biz girecekmişiz gibi, düğün-bayram ettik. Zavallı Türk halkı bir pazar olsun gezmeye çıkamazken İran şahının düğününe en pahalısından hediyeler gönderildi. Düğüne gazeteciler, yazarlar, bölük bölük askerler gönderdik. Sözüm ona biz Cumhuriyetiz de, İran krallık...
Derken arkadan Kral Faruk da karısı Prenses Feride’yi boşamış. Resimlerine bakılırsa, hani Feride de Feride...
Nasıl kıydı bilmem. Neden olarak da Feride’nin hep kız doğurduğunu, bir türlü oğlan doğuramadığını ileri sürüyormuş. Bu da gösteriyor ki, kralların gözünde kadın, kuluçka makinesinden başka bir mal değildir...
Şimdi de ister misiniz, Türkiye Cumhuriyeti Krallığının kralları, prensleri ötekilere özenip de karılarını dehlesinler.
O zaman görün curcunayı. Çünkü Mısır’da, İran’da kral bir tane hiç olmazsa oysa bizde şahlar, şahbazlar, krallardan geçilmiyor; şeker kralları, pirinç kralları, zeytinyağı kralları... Hepsi de küçük dağları ben yarattım, büyüklerini de şef yarattı diyor.
Bugünlerde krallar azdı, başlarına bir gelecek var gibi...”
Nankörlüğün alemi yok... Aziz Nesin’in başına gelenlere bakıp halinize şükredin.
Bugün elalemin krallarının diktatörlerinin emri ile hapislere girmiyor insanlar. Elhamdürüllah biz kendi aramızda hallediyoruz bu işleri.

Haberin Devamı

İstanbul’da 20 liraya nerede ziyafet çekebilirsiniz?
Bir Eminönü’ndeki teknelerden balık ekmek, turşu suyu.
İki
Taksim’deki büfelerden ıslak hamburger, ayran.
Üç
Kanlıca’da sahil kahvelerinde pudra şekerli yoğurt.
Dört Boğaz vapurunda martılarla paylaşılan simitle çay.
Beş Baylan Pastanesi’nin bahçesinde Kup Griye.
Altı
Ortaköy’de onlarca çeşit malzemeyle zenginleşen kumpir.
Yedi
Balık pazarında midye dolma, midye tava veya kokoreç.
Sekiz
Unkapanı’ndaki seyyar arabadan nohutlu tavuklu pilav.
Dokuz Fulya’daki (kilolarımın sebebidir) lezzetli dürümcü.
On
Ev yemeği yemek isteyenlere Beşiktaş Balkan Lokantası.

Haberin Devamı

Kobay İzzet’in Maceraları Bölüm 2: Hipnozla Terapi

Bazen kendimi bir ‘deney faresi’ gibi hissediyorum...
Tabii beni farklı kılan, zorla değil de kendi rızamla sürekli üzerimde bir şeyler denenmesi...
“Yeni bir zayıflama yöntemi çıkmış İzzet!” deyin, hemen giderim.
“Nefes terapisi çok faydalıymış İzzet!” deyin, hemen giderim.
“Sırt ağrısını lazerle tedavi ediyorlarmış İzzet!” deyin, doğru tahmin ettiniz... Hemen giderim.
Neredeyse “Yoğurt var, koş cacık olacaksın İzzet” durumları...
Geçen gün yine bir dostum “EMDR ile travmalardan, korkularından kurtulabiliyormuşsun, hatta kötü anılarınla bile barışabiliyormuşsun” deyince bir ‘kobay’ olarak hemen atladım muhabbetin içine!
Sordum soruşturdum, ilginç bir psikoterapi yöntemi olan EMDR’ın ‘labirentinde’ yolumu bulmak için harekete geçtim.
Efendim EMDR’ın Türkçe açılımı ‘Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme’.
Bu yöntemle günlük hayatta peşinizi bırakmayan geçmiş travmaların etkileri, bilumum korkular, kaygı bozukluğu hatta kekemelik bile birer sorun olmaktan çıkıyormuş.
Uzman bir terapist tarafından önce kötü anınızla yüzleştirilip, sonra da bu anıyla ‘barıştırılıyorsunuz’.
Yanlış anlaşılmasın, anıları ‘silmek’, hipnotize olmak gibi bir durum söz konusu değil. Sadece başınızdan geçen o olaya olumlu tepki vermeyi öğretiyorlar.
Psikoloğun parmak hareketlerini takip ederken, travmanıza sebep olan olayın ‘en negatif halini’ hatırlatan kafanızdaki bir görsele odaklanıyorsunuz.
Bu defalarca tekrarlandıktan sonra ‘olumlu telkinler’ sonucu negatif duygularınızı, pozitif olanlarla ‘değiş tokuş’ yapıyorsunuz.
Tabii burada ne yazsam boş, sonuca bakmak lazım. Yoksa sistemin bütün kademelerini tarif etsem ne olacak? Evde kendi kendinize yapacak haliniz yok ya...
“Sen neye karşı ‘duyarsızlaştın’ İzzet?” diye sorarsanız...
Efendim bendeniz çok sık seyahat etmeme rağmen, her uçak yolculuğum adeta bir korku filmine dönüşüyor.
Dev, kapalı, uçan bir ‘teneke kutunun’ içinde kontrolü tamamen başkasına bırakmak hatta pasaport memurları bile beni huzursuz ediyor.
“Valizinizde yiyecek bir şey var mı?” diye sorduklarında, içinde iki gömlek bile olsa, sanki sekiz kilo Kayseri pastırmasını kaçak olarak ülkeye sokuyormuşum gibi strese giriyorum.
İşte bu ‘yersiz ve manasız’ korkumu yenmek uğruna EMDR yöntemini denemeye başladım.
Şimdiye kadar 2 milyon kişinin ‘derdine derman’ olduğunu duyunca, bu işe son derece ümitli olarak giriştim.
Henüz bir seansa gittim ancak kesinlikle devamını getireceğim. İlk seyahatimde de ‘gümrüğü geçer geçmez’ ne olup bittiğini sizlerle paylaşacağım.
Korkusuz, travmasız, acısız günler...

Haberin Devamı

Son havadisler

Bir 88 yaşındaki İngiltere Kraliçesi Elizabeth, tacını ve seremoni kıyafetlerini giymesini gerektiren kraliyet törenlerinin bazılarını iptal edip bu tip törenlere eskisi kadar katılmama kararı almış.
Neden mi? Çünkü kraliçenin tacıyla elbiseleri çok ağırmış ve kendisi bunları taşırken artık çok yoruluyormuş. Keşke herkesin derdi kafasına taktığı ‘mücevherlerin’ ağırlığı olsa...
İki ABD’de yeni Godzilla filminin vizyona girmesine bir hafta kala çok ilginç bir olay yaşanmış. Smithsonian Müzesi’nin gökyüzü ve uzay bilimleri dergisinde çalışan bir muhabir, Amerikan Hava Kuvvetleri’ni arayarak “Godzilla saldırırsa nasıl bir savaş stratejisi kullanırsınız?” diye sormuş.
Karşı taraf telefonu adamın suratına mı kapatmış? Hayır! Gelen cevap aynen şöyle: “50 tane F-15 uçakla saldırıya başlarız. 4 adet tam teşekküllü, .50 kalibrelik silahlarla donanmış Cobra helikopter kullanırız. Eğer Godzilla saldırı sırasında suya dalarsa da bu durumla biz değil donanma ilgilenir.” Bu okuduklarınız şaka değil gerçek hanımlar beyler. Herkese böyle ‘espri kaldırma eşiği’ yüksek günler dilerim.
Üç Kim Kardashian ve Kanye West’in ‘top secret’ düğünlerinin davetiyesini ele geçiren ABD’deki US Weekly dergisi Paris’te yapılacak seremoninin 24 Mayıs’ta gerçekleşeceğini ‘teyit etti’. İşin ilginç yanı ise düğünün yapılacağı mekanı davetlilerin bilmemesi, düğün günü öğrenecek olması... ‘Kimye çifti’ gizliliği öylesine abartmış ki, Kim kız kardeşlerine bile düğünün nerede yapılacağını söylemiyormuş.

Yazarın Tüm Yazıları