Atıba, hem kilit hem anahtar

ÜÇ kulvarda yoluna devam eden, bu sezon 29. resmi maçına çıkan, 16. lig maçında 7. kırmızı kartı gören yorgun-yıpranmış Beşiktaş, dün akşam en çok kimi aradı biliyor musunuz?

Haberin Devamı

Bu takımın hem kilidi, hem anahtarı olan ve dün tribünde oturan Atiba’yı...

Atiba olsaydı, Veli atılmazdı. Beşiktaş, gol ataklarını maçın başından itibaren daha canlı yapar, Melo bu kadar rahat oynamaz ve belki de bu golü atamazdı. Zaten kısıtlı kadrosuyla şampiyonluk yarışını sürdüren Bilic, art arda görülen
bu kırmızı kartlardan sonra şampiyonluk hesabını nasıl yapacak? Futbolcularda aşırı bir motivasyon ve kazanmaya yönelik bir konsantrasyon mu var? Bu da Bilic’in sorunu... İlk yarının bitimine 5 dakika kala, önce Galatasaray’ın Burak
Yılmaz ve Sneijder, sonra Sosa ile Beşiktaş’ın iki cılız atağı dışında koca 45 dakika gol pozisyonu yoktu.

Yine futbolcuların itirazı ve itişmesi bol, kenardan hocaların hakem kararına tepkisi çok, her iki takımın pas hataları da zebil, yani yavan bir maçtı ilk yarı...

KADER ANI

Haberin Devamı

Kırmızı kart İkinci yarı hareketlendi. Hele devrenin başında 50. dakikada Sabri’nin ortasında yorgunluktan oyundan düşen Veli, kendini Melo’nun yanında yere atınca, Melo’ya da golü atmak kaldı. Oyun, Beşiktaş adına risklerle devam
ederken 62. dakikada Veli’nin kırmızı kartı maçın kader anı oldu. Yılmayan, savaşan Beşiktaş kimliğiyle Oğuzhan, Gökhan ve Sosa beraberlikşansını buldular Kartal adına... Ama artık riskler alınmış, Beşiktaş savunması
her Galatasaray atağında az adamla yakalanmaya başlamıştı.

Şampiyonlar Ligi’nde geçen yıl gruplara katılan 32 takım içinde maç başı 565 pas teşebbüsü ve yüzde 74 isabet oranıyla Dortmund, M. United, M. City ve finalist A. Madrid’i geride bırakan G.Saray, dün de ilk yarıda bol paslı ve topa çok sahip olan oyun anlayışıyla Atiba’nın yokluğunu iyi değerlendirdi. Hiç kuşku yok ki topa daha çok sahip olmak kazanmanın yolu değil. Bu Galatasaray için de böyle, ama Beşiktaş’ın da şahsiyetli ve amacı gol olan atakları G.Saray gibi azdı.

ATİBA’nın yokluğunda hareketsiz, rakibe baskı yapmayan Demba Ba ile başlamak bence yanlıştı. Zaten Demba Ba’ya geriden atılan uzun toplar bir israf... Demba Ba’yı gole götürecekseniz, Töre ve Olcay’ı kenarlardan ceza sahası içine topla veya duvar paslarıyla gireceği ve de Sosa’nın araya bayıltıcı paslar vereceği ortamı yaratmak şart... Ama ilk yarı Beşiktaş, G.Saray ceza sahasına, Galatasaray da Beşiktaş ceza sahasına gelemedi.

50. dakikadaki golden sonra oyunda tüm dengeler kontrolden çıktı.

ÜNLÜ Hollandalı futbol adamı Rinus Michels, “En iyi netice, en mükemmel futbola tercih edilir” demiş. Doğrudur.

G.Saray’ın bu galibiyetiyle sevinen yalnız kazanan değil, tatile lider giden F.Bahçe de oldu. Geldiğinden bu yana derbi kazanamayan Bilic’in Beşiktaş’ta kredisi yüksek. Ama ne olursa olsun Bilic, önce kırmızı görme alışkanlığını bitirmeli, sonra da 2. yarıda bu tür galibiyetleri almalı.

Yazarın Tüm Yazıları