Onbaşıdan Führer’e Hitler’in ‘ölüm’ü

1933 yılında Birinci Cihan Harbi’nde yenilen ve imparatorluğu lağvederek Weimar’da cumhuriyeti ilan eden Almanya hâlâ parlamenter rejimi karışıklık içinde yürütmeye çalışıyordu.

Haberin Devamı

Weimar Cumhuriyeti’ni teşkil eden Alman sosyal demokratları Avusturya’dan farklıydılar ama yenilginin şartları içinde vaatlerini yerine getirmeleri mümkün değildi.

KOMÜNİZME MEYİL

Almanlar komünistlere meyletti. Bugün bizim gözlediğimiz Alman zihniyetine ve davranışına uymayacak bir durum; Alman komünistleri Avrupa’da en kuvvetli partiydi ve Stalinizm’in demir bileği gelene kadar da Rusya’nın bütün komünistleri gerçek bir ihtilalin Alman komünistlerin ittifakı ve hatta önderliğiyle gerçekleşebileceğine inanıyorlardı. Oysa Alman komünistleri zayıf bir stratejinin içine girdiler. Yok edilen imparatorluğun kalıntıları ve sermayedarlar Almanya’yı pek bırakmak niyetinde değillerdi. Harp sonrasının ağır şartları içinde Alman işçi sınıfı zor hayat şartlarından çok, işsizlikten hatta daha da beteri işini kaybetmek korkusuyla yaşayan bireylerden oluşuyordu.

Haberin Devamı

Onbaşıdan Führer’e Hitler’in ‘ölüm’ü

YAHUDİ DÜŞMANLIĞI

Derde çare, Almanya’nın haklarının yendiğini haykıran ve bütün yenilgi ve krizi Yahudi sermayesine bağlayan Luther’den beri devam eden tarihi Alman-Yahudi düşmanlığını kışkırtan bir partinin yürüyüşü olarak görüldü. Adolf Hitler 20 Nisan 1889’da Avusturya’nın Alman sınırında Braunau am Inn’de doğmuştu. Ama o dönemin Alman Avusturyası’nda görüldüğü üzere Alman milliyetçisiydi. Hayatının Avusturya imparatorluğunda ve Viyana’da geçen kısmı da hiç mutlu görünmüyordu. Herkes bir suçlu arar. Bu dönemde aranan suçluyu Alman Avusturyalılar buluyordu. İmparatorluk Viyanası’nda şehrin imarı ve örgütlenmesinde çok başarılı görünen ve ilk defa halktan gelen belediye reisi Dr. Karl Lueger şiddetli bir Yahudi düşmanıydı. Onun Viyana Belediyesi’nin imkânları çerçevesinde geliştirdiği yayın faaliyeti ve öğretimle alt-orta sınıf gençliği Yahudi düşmanı bir Pangermenizm’i benimsedi.

‘NAZİ’YE DESTEK

Adolf Hitler de onlardan biriydi. 1920’lerin başında onun kurduğu Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi kısaca NAZİ diye bilinen hareketli ve saldırgan partinin başarı grafiği çok düşüktü. Yıkımdan zarar gören, şaşkın eski imparatorluk seçkinleri, işlerini yürütemeyen orta sınıf esnaf ve yarınlarından emin olmayan alt-orta sınıf bu partiyi destekledi. Ama asıl gelişimi sağlayan Almanya’nın müttefikler karşısındaki feci durumu ve dünya iktisadi buhranıydı.

Haberin Devamı

BİRAHANE DARBESİ

Onbaşıdan Führer’e Hitler’in ‘ölüm’ü

Mayıs 1924 seçimlerinde mevcut oylardan yüzde 6.5’la parlamentoda yüzde 32 sandalye kazanan Naziler, Hitler’in başarısız birahane darbesiyle daha da kötü duruma düşmüşlerdi. Fakat 1930 yılında parti kendini topladı. Oy oranı yüzde 18’e, iki yıl sonra yüzde 37’ye çıktı. 1933 Martı’nda yüzde 45 rey almıştı. Almanlar nasyonal sosyalizmi seçtiler. Ne bir darbe, ne de Mussolini’ninki gibi uzun yürüyüş; gösterileri, sembolleri, yürüyüşlerinin estetiği ve partili marşlarıyla Anglosakson dünyasının banal göreceği bir hareket yeni Almanya’yı ifade etmeye başladı. Sadece parlamentodaki iskemlenin bir kısmını elinde tutan Naziler başta cumhurbaşkanı muhafazakâr-militarist Paul von Hindenburg ve Franz von Papen gibi politikacıların desteğiyle mutlak bir diktatorya kurmayı başardılar.

Haberin Devamı

İFLAS EDEN ‘VON’

Her ikisi de Hitler’i sözde kaba bir onbaşı olarak görüyorlardı. Bir yıl sonra Hitler Alman halkının Führer’i, cumhurbaşkanı oldu ve başbakanı da Joseph Goebbels’ti. Hermann Göring Prusya Başbakanı’ydı. Partiler yasaklandı, sendikalar meslek birlikleri haline dönüştürüldü ve Nürnberg Kanunları’yla herkes Führer’e sadakat yemini ettiği gibi kendilerinden evvel beşinci nesle kadar Yahudi olmadıklarını ispata davet edildi. Alman bürokrasisi ve nüfus kayıtları bu bilgiyi vermeye müsaitti; doğrusu Almanlar da bu kanunu da benimsediler. Pek kimsenin dikkatini çekmez, Alman ordusunun parlak generallerinin önemlice bir kısmı bu kanunun getirdiği sınavı geçemeyecek durumdaydı. İflas eden “Von” unvanlı çiftlik sahibi dedeleri zengin Yahudi bankerlerin ve işadamlarının kızlarıyla evlenmişlerdi.

Haberin Devamı

TECRÜBEYİ TERCİH

Onbaşıdan Führer’e Hitler’in ‘ölüm’ü

Tecrübeli generaller mi, yoksa ırki takıntı mı? Hitler tecrübeli generalleri orduda tutmayı tercih etti. Aynı şeyi Reichsbank başkanı olarak tayin ettiği Dr. Hjalmar Schacht’ın Yahudi yardımcısı konusunda da gösterdi. Schacht işlemleri ve çalışma düzenini onsuz devam ettiremeyeceğini daha başında beyan etmişti. Ona dünya buhranın tahribatını, yıkıcı etkilerini silecek bir iktisatçı ve maliye uzmanı ve yardımcısı daha önemli göründü. Yeryüzünün ana ülkeye ve millete en çok bütünleşmiş Yahudi cemaati Almanya’nındır. Kültürleri, zihniyetleri, orduda savaşacak kadar sadakatleri ile tanınırlardı. Buna rağmen acımadan harcandılar.

‘ANKARA’NIN AKLI

Haberin Devamı

Akademisyenleri dışarı kaçabilirse süründü. Amerika gibi ülkeler yıllık göç kontenjanını azalttı. Gene de Avusturya ve Almanya’dan kaçan sanatçılar ve Hans Tietze gibi sanat tarihçileri, müze müdürleri ve müzisyenler New York’u hödük bir metropol olmaktan çıkarmayı başardılar. 1933 İstanbul Üniversitesi’nin reformu ve Ankara’da akademik kurumların kurulması da Avrupa’daki birçok devletin gösteremediği akıllılığın Türkiye’ye getirdiği bir kazançtır. Özellikle hukuk ve klasik diller eğitimi, ziraat enstitüsü, entelektüel Yahudi solcu ve Alman göçünden çok istifade etti.

HİTLER’İ İTELEDİLER

Alman sanayisi kuvvetliydi. Versay’ın yasakları çabuk delindi. Hızla ve etkin biçimde silahlandılar. Hitler Almanya’yı geliştirmedi, Alman sanayi ve örgütçülüğü ve tarihsel fikri kalıntıları Hitler’i iteledi. Napolyon’un yanlışı daha beter tekrarlandı; Rusya macerası saldırganlığın vahim ve gülünç yanlışlıklarını gösterir. Volga kıyılarına ve Kafkaslar’a uzananlar böyle bir savaşın ikmal sistemini karşılayacak durumda değildi. Sovyet Rusya ordularının komutanlarını Stalin’in geniş ölçüde temizlemesinden ve mühimmatının zayıflığından dolayı Kızıl Ordu ilk anda geriledi ama Batılı dünya Rusya ile birleşmeyi kaçınılmaz gördü.

‘TORTU’LAR KALICIDIR

1945 yılı 30 Nisan sabahı Almanya’nın son askerleri çocuklar ve ihtiyarlar Berlin’de Ruslarla savaşıyordu. Hitler’i seçimlerde hiç istemeyen Berlin halkı son güne kadar onu savundu. 30 Nisan günü Eva Braun’la intihar ettiler ve yardımcıları cesetlerini yaktı. Bu bir menkıbe daha yarattı. Hitler’i bekleyen Naziler çok uzun zaman var oldular. Sadece onlar değil ona inanan Almanların da bir kısmı. Tarihte çekinilecek başlıca unsur “tortu”dur. İdeolojilerin hareketleri ne kadar silinse de tortuları kalır. Davranışlar bazen bundan etkilenir; modern Almanya bu devri reddediyor. Ama diğer taraftan etrafta herkesin tarihinde Hitler tipi bir rejimin ve ırk kıyımının bulunduğu da bu memleketin tarihçiliğinde ve siyasetinde ileri sürülüyor. Tarihle barışmamanın aslında çeşit yolları vardır.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları