Fatma Mansur Coşar... Aydın portre

İlginç bir yaklaşımı vardı. Sözde yeni akımları takip etmekten çok klasik Avrupa geleneğini izleyen, mesela felsefeyi Eski Yunan’dan başlayarak öğreten, son derecede tatlı ve mantıkî üslubuyla hem dersini dinleyenleri hem de meslektaşlarını sohbet sırasında bile sürükleyen bir kişiliği vardı. Üslubundaki ince mizaha doyum olmazdı. Pek az aydınımızda bulunan özelliği; Avrupa ve Türk mutfağını ustalıkla hazırlamasıydı. Solu ve sağı birlikte eleştirmesi bazılarını rahatsız etse de çok sayılan bir aydın olmasının da nedeniydi.

Haberin Devamı

Fatma Mansur Coşar... Aydın portreBU hafta Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin emekli öğretim üyelerinden Fatma Mansur Coşar’ı kaybettik. Son senelerinde İstanbul’daki köşesine çekilmişti. Türkiye’de sosyal bilimcilerin içerisinde bildiği dillerin renkliliğiyle ve doğuştan zengin yaşamıyla dikkati çeker.

Beyrut Valisi Ali Mansur Paşa’nın soyundan geliyordu. 1922 doğumludur. Galiba, Cumhuriyet’in ilanından sonra Ortadoğu ülkelerinde bir dönem geçirmişlerdi. Bu daha çok Mütareke döneminden beri ailenin İstanbul’daki yaşamının zorlaşmasından ileri geliyor.

Fransızca ve İngilizce gibi dillere hâkimiyeti yanında İtalyanca da bilirdi. London School of Economics’te ilk okuyan Türk nesildendi. Hemen harp sonrası yıllara rastlıyor; İngiltere’nin çok değişik ve derinliğe sahip olduğu yıllar...

Haberin Devamı

KOLONYALİZM ÜZERİNE DOKTORA
Ardından Harvard’da doktorasını yaptı. İlginç bir konuydu: Kolonyalizmin tasfiye çağında, kolonyal sistemlerin arasındaki farklılık ve bıraktıkları mirası ele alıyordu. Bu tezinin bugün bile canlılığı koruduğunu biliyorum. Çünkü kendisindeki nüshayı okuyabildim. İlginç bir yaklaşımı vardı.

Bizde âdet olduğu üzere yüzeysel bir yaklaşımla, sözde yeni akımları takip etmekten çok klasik Avrupa geleneğini izleyen, mesela felsefeyi Eski Yunan’dan başlayarak öğreten, son derecede tatlı ve mantıkî üslubuyla hem dersini dinleyenleri hem de meslektaşlarını sohbet sırasında bile sürükleyen bir kişiliği vardı.

Üslubundaki ince mizaha doyum olmazdı. Pek az aydınımızda bulunan özelliği; Avrupa ve Türk mutfağını ustalıkla hazırlamasıydı. Solu ve sağı birlikte eleştirmesi bazılarını rahatsız etse de çok sayılan bir aydın olmasının da nedeniydi.

Beynelmilel teşekküllere çok çağrılmıştır. Bizdeki normal okumuşların aksine böyle yerlerde hayatını geçirmeyi sevmezdi. Yabancı büyükelçiliklerle de teması hemen hemen hiç yoktu, sıkılırdı.

Fatma Mansur Coşar... Aydın portreÇOK ÖNEMLİ KİTAPLARI VARDI
Değişen bir Türkiye’yi incelemekte önemli bir örnektir. ‘Bodrum Ege’de Bir Kasaba’ adlı kitabı Türkçeye çevrildi. Bu böyle çalışmadır. Ama asıl önemlisi benim bir zaman tanıttığım ‘Laiklik Arayışları’ ve ‘Din Savaşları’ gibi çalışmalardı. Bunlar için bizzat Roma’da İtalyan Hukuk Fakültesi üyeleri ve Vatikan mensuplarıyla uzun konuşmaları ve kütüphane tetkikleri yaptığını biliyorum.

Haberin Devamı

Batı’nın en önemli kurumu kilise ve laik kurumlar zıtlığını bu iki kitabı kadar özgün bir şekilde anlatan eserin Türkiye’de olmadığını tekrarlamak isterim. Sosyal Bilimler dünyasındaki yer kapma kavgalarından hem yurtta hem de yurtdışında kenarda kalmayı tercih etti.

O SOHBETLER BENİM KAZANCIM
Hayat sınırlıdır. Doğrusu uzun bir ömür de sürdü ama hep özleyeceğiz. Aydın portre olarak zihinlerde kalacak.

Yeğeni Cem Mansur ile Erhan ve Sara kardeşlerdir. Bu ailenin içinde Fatma Mansur hocalığı, okumayı, yazmayı ve araştırmayı tercih eden bir kişilikti. Aykırı düşünceyi ayrıklık olsun diye değil, bir yöntem olarak benimsemişti. Şüphesiz onunla geçen vakit ve sohbetler benim için de başkaları için de bir kazançtı. Yazdıklarının ise zamanla daha çok aranıp okunacağına inanıyorum.

 

Haberin Devamı

Fatma Mansur Coşar... Aydın portreONURLU PROTESTO
ALMAN milli takımının Türk asıllı oyuncusu Mesut Özil hepimizin malumu, çok onurlu bir protestoyla takımının üniformasını çıkardı. Konuşması fevkalade, nitelikli ve düzeyliydi. Herhalde bu derecede efendice ve düzgün konuşan bir insanın Alman toplumuna uyum sorunu olduğunu belirten söylemlere tavuklar bile güler. Maalesef Alman politikacılar ve özellikle Özil’in idari yönden en yüksek amiri olan Reinhard Grindel gibileri bu “tavukları güldürecek” tutumu sergilediler.

EVRENSEL GERÇEK
Bir memlekette Claudia Roth gibi açık düşünceli politikacılar olabilir. Hatta muhafazakâr partinin başkanı Başbakan Merkel bile muhtemelen iki dünya arasındaki geçmişinden dolayı zaman zaman faul yapsa da daha görgülü ve toleranslı davranabilir.

Haberin Devamı

Her memlekette toplumun eğitimsiz katmanlarının nitelikseliz davranışlarda ve tutumlarda bulunması maalesef evrensel bir gerçektir. Ama birtakım basının veya futbol federasyonu veya antrenör gibilerinin ve politikacıların saçmalamaları ciddi bir sorundur.

SÜNGÜYLE GİRMEDİLER
Türkler yarım asırdır Almanya’da. Sayıları hızla arttı. Kapıları süngüyle delip girmediler. Talep edildiler, girdikleri işlerde tutundular. Memleketin yerli proletaryasına göre daha çok tasarrufta bulundular. Yeni işyerleri açtılar. Şahsen bir eğitimci olarak yetersiz bulmama ve tenkit etmeme rağmen gençlerimizin eğitimlerini de gittikçe geliştirdiklerini, iyi üniversitelere devam ettiklerini, Siemens gibi teşekküllerin ana kadrosunu oluşturduklarını unutmamalıyız. İçlerinden Alman sanatında, edebiyatında yer alan romancı, rejisör ve sanatçı çıkıyor.

Haberin Devamı

KORE’DEYKEN İYİYDİ
Türk işçi sınıfının bazı âdet ve yaşam tarzını beğenmeyen olabilir, haklı da olabilirler. Ama önemli bir nokta var: İş disiplinine hep uydular ve uyuyorlar. Suç istatistiklerinde yüz kızartıcı bir oran yok. Buna rağmen Alman takımı memnun değil. Oysa olmaları lazım. Onlara derim ki: Olun ki dünyaya uyum sağlayın. İngilizler, Kanadalılar ve İspanyollar gibi açık yürekli olun. Tabii bunun o toplumun, eğitmen ve yöneticilerin sorunu olduğunu belirtmek zorundayım.

Dünyada Türkler için bazı sorunlar var. Kısmen bu kendi politikalarımızdan kaynaklanıyor. Ama Trump vs gibi heriflerin söyledikleri yutulur şey değil. Kore’deyken Türk askeri iyiydi, Vietnam’da bize Türkler gibi asker lazım diyen generaller de vardı. Şimdi ölçüsüz bir NATO’dan dışlama misillemesi ile ortaya çıkıyorlar.

ÇOK AYIP EDİYORLAR
Komşumuz yanıyor bizim de yüreğimiz yanıyor. Allah korusun bu coğrafyada böyle facialara herkes uğrayabilir ve yardım teklifimizi koalisyondaki Milli Savunma Bakanı ve on bir milletvekili arkadaşından çekindiğinden olacak büyükelçileri aracılığıyla reddediyorlar. Ertuğrul Özkök’ün yazdığı gibi çok ayıp ediyorlar. Önce insan olduğumuzu hatırlayalım, insanlara el uzatalım. Ucuz siyasi kavgalara sonra devam edersiniz.

Bu işler böyle kötü değildi. Yunanistan’ın son sol kabinesi, orta sağcı ve orta solculara da taş çıkartacak bir pot daha kırdı. Her iki tarafta Yunan-Türk dostluğu için uğraşanların işi gerçekten zor.

 

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR

Yazarın Tüm Yazıları