Pes!

Yalan yok... Pek umutlu değildim Gençlerbirliği deplasmanından... Son haftaların formda iki ismi Soner ve Alparslan’ın yokluğunun Göztepe’yi sarsabileceğini düşünmüştüm.

Haberin Devamı

 

Aslına bakarsanız, yanılmışım! İki kritik ismin yokluğuna karşın sahadaki duruşundan ödün vermedi Göztepe... ‘Deplasman’ demedi, topa sahip olmayı seçti. ‘Beraberlik bana yeter’ demedi, rakibin üzerine gitti. Skoru bir tarafa bırakırsınız, aslında gayet de iyi futbol oynadı.

Ancak tüm olmayacak işler bir 90 dakika içine sığmıştı adeta!

Göztepe öyle 3 gol yedi ki, 3’ünün asistini de kendi oyuncularının yaptığını söylesek hata olmaz! İlk golde Beto’nun ne tecrübesine ne de klasına yakışmayan boşa çıkışı... Yetmezmiş gibi Jerome’un üzerinden geçen topa dokunamaması... İkinci golde Serdar Gürler’in fizik kurallarını zorlayan kafa topu çıkışı ve ıskası... Üçüncü golde Gassama’nın taç ya da kornere atabileceği topu Stancu’ya ikramı... İnanın akıl alır gibi değildi! Şöyle bir maç eğer 2010-11 sezonunda oynansa, emin olun en az 10 klasör iddianame yazılırdı! Bu kadarına ancak ‘pes’ diyebilir insan!

Haberin Devamı

Bir teknik adamın görevi takımını doğru kurgulamak, doğru kadroyu bulmak, doğru taktikle maça çıkarmak. Ancak futbol, dünkü gibi 3 akılalmaz hatayı affetmiyor.

Ankara’da bırakılan 3 puan kadar, bir kritik karta da dikkat çekmek gerekiyor. Berkan Emir’in cezalı duruma düşmesi, önümüzdeki haftaki Galatasaray maçı için savunmanın solunda kocaman bir boşluk oluşturdu. Leo’nun bu boşluğu ne kadar doldurup dolduramayacağını gelecek hafta göreceğiz.

Son söz...

Hem yeni stat hem de İlhan Palut, ligin ikinci yarısına ‘santrfor gibi bir santrfor’ ile girmeyi sonuna kadar hak ediyor.

Ne dersiniz sayın başkan?

Yazarın Tüm Yazıları