Hasan Ercazip

Yaşasın İzmir modeli

24 Mayıs 2021
Kıpır kıpır içim... Yeni aşık olmuş delikanlı gibi. Evin içinde coşuyorum, bağırıyorum, kutluyorum... Play-off’un başından bu yana hayalini kurduğumuz İzmir finaline kavuşmanın tadını çıkarıyorum. Bir yandan da maziyi hatırlıyorum.

 

 

***

Tarih 15 Mayıs 2017...
Daha iki hafta önce Göztepe’nin Süper Lig’e yükselişini kutladığımız Antalya’dayız...
Bu kez hedef Altay’ı, 3.Lig’den 2.Lig’e çekmek... Altay finalin galibi oluyor ve o günü şöyle kaleme alıyorum...

“Büyük zaferden de öte bir kazanımın altını çizmek gerek. Kaderi yalnızlık olan bir şehirde bu kez yalnız değildi Altay... Karşıyaka formasının üzerine Altay kaşkolu takan da vardı, Göztepe formasıyla siyah-beyaz tezahüratı yapan da...

Yazının Devamını Oku

Şampiyonun yüreği

9 Mayıs 2021
NBA’de 1994 yılının şampiyonu olan Houston Rockets için 1995 kabus gibi geçer. Süper yıldızı Hakeem Olajuwon sakatlanmış, Houston play-off biletini son sıradan almıştır. Herkesin burun kıvırdığı o takım, önce finale yürür. Ardından Orlando’yu 4-0’la süpürür ve coach Rudy Tomjanovic mikrofonu eline alıp, gözyaşları arasında o unutulmaz sözleri söyler: Bir şampiyonun yüreğini asla hafife almayın!


*
Sekizli Final öncesi... Covid belası takımın yakasına yapışmış. Antrenöründen sporcusuna, menajerinden çalışanına ‘sağlam’ kimse kalmamış. Ligde maçlar ertelenmiş, Pınar Karşıyaka tam kadro çalışmaya hasret kalmış...
*
Sekizli Final’in ilk maçı... Daha maçın başı. Takımın temel taşlarından Dj Kennedy sakatlanmış, Kaf Kaf bir darbe daha almış...
*
Yarı final... Pınar Karşıyaka çift haneleri yakaladığı maçta 6 sayı geriye düşmüş. Üstüne üstlük son çeyrekte hakemlerden ‘sanki Kaf Kaf’ın fişini çekmek istercesine’, asla kabul edilmeyecek 3 düdük gelmiş.

Yazının Devamını Oku

İzmir modeli ve Rota Koleji

14 Nisan 2021
“İzmir’in son 10 yılda yarattığı en parlak marka nedir?”

Bu soruyu bana soracak olursanız, “Altınordu” derim hiç düşünmeden. Seyit Mehmet Özkan’ın vizyonu, çok değerli iki ağabeyim Ali Ergöçmez ve Özgür Özgürengin’in spor iletişimi ve PR alanında harikalar yaratmasıyla bugün Türkiye’de hemen herkesin bildiği bir marka haline geldi Altınordu...

Ne mutlu ki, bugün bu proje altyapı üzerine açılan her sohbette örnek olarak gösteriliyor, takdir topluyor.

 

*

 

Oysa...

Aynı yolda ilerleyen, takdire değer bir noktaya gelmesine karşın bence hakkı yeterince verilmeyen başka bir proje daha var bu şehirde!

 

Yazının Devamını Oku

İki karınca

7 Nisan 2021
Çaykur Rizespor, bir önceki deplasmanda Galatasaray’ı 4-3 yenmiş, sezonun önemli sürprizlerinden birine imza atmıştı. Net bir şekilde söyleyebiliriz ki, bu maçı ve Karadeniz temsilcisinin genel deplasman oyununu çok iyi analiz etmiş Göztepe teknik ekibi... Rize kanatlarda boş alan bulduğunda özellikle Baiano ve Samudio ile çok etkili olabiliyor. Maçın ilk yarısında gördük ki, Göztepe için bu tehdidi bertaraf etmek temel hedef gibiydi. Özellikle kanatlardaki ikililer birbirine yardımcı oldu, takım bütünlüğü neredeyse hiç bozulmadı.

 

İşin savunma tarafı tamamdı ama hücumda etkinlik sağlanamayınca, ilk yarıda ortaya izlemesi işkenceye dönen bir maç çıktı maalesef! Öyle ki 45 dakika boyunca kalecilerin adını duymadık neredeyse!

İkinci yarıyla birlikte takım bütünlüğünü koruyarak, baskı kalitesini biraz daha artırdı Göztepe. Bu baskı, defansif anlamda çok da üst düzey bir takım olmayan Rize’nin savunmadaki konforunu kaçırmaya yetti. Kilidi açacak bir gol bekliyorduk ki, Halil günün çilingiri oluverdi.

Yiğidi öldür, hakkını ver...

Göztepe’nin transferlerini ve bir futbol aklıyla hareket etmemesini çok eleştirdim bu köşeden. Ideye’den Mihojevic’e, Megyeri’den Burekovic’e kadar eleştirilerimin de arkasındayım.

Ancak bu sezonun iki kazanımının altını çizmekte biraz geciktiğimin de farkındayım.

Obinna dünkü görüntüsüyle gerçekten bu takım için ne denli önemli bir parça olduğunu gösterdi. Geldiğinde de her topa koşan bir oyuncuydu. Ancak kazandığı topları kullanma becerisi arttıkça çok daha özel bir isim haline geldi.

Ve Ndiaye... Sezona Ideye’nin arkasında başladı, emeğiyle formayı aldı, golleriyle takımına önemli katkı yaptı. Göztepe’nin iki çalışkan karıncası, bu performanslarıyla alkışı hak etti.

Yazının Devamını Oku

Bardağın boş tarafı

4 Nisan 2021
Lige verilen iki haftalık ara... Öncesindeki oynanan iki maçta alınan ‘sıfır’ puan, yenilen 8 gol... Böyle bir tabloda, Kayseri sınavının Göztepeli oyuncular için bir ‘başkaldırı’ maçı olmasını bekliyor insan...

 

 

Ama işte, hayaller başka ve hayatlar başka.

İlk yarı bitmiş, rakamlara bakıyorsun. Rakip kalede yarattığın tehlike sıfır... İsabetli şut sıfır... Kullandığın korner sıfır... Futbol olarak sıfırsın, sıfır!

Kayserispor’un direkten dönen şutunu, kaçırdıklarını düşününce, devreyi 1-0 geride kapattığına şükrediyorsun. İşin garibi Ünal Karaman, ikinci yarıya da aynı 11’le çıkıyor. Evet, ikinci yarıda biraz daha kıpırdanıyor, gol buluyor, rakibin baskısına karşın pozisyonlar üretiyor ve 1 puanı alıyor Göztepe. Buraya iki açıdan bakmak mümkün. “Deplasmanda 1 puan iyidir” der, mutlu olabilirsin. Bardağın dolu tarafı...

Ya da “Daha iyisi neden olmuyor” diye düşünebilirsin.

Sizi bilmem ama ben Kayserispor’dan alınan 1 puana düğün-bayram yapacak değilim! Aksine kafama takılan sorulara cevap aramak niyetindeyim.

Örneğin...

Yazının Devamını Oku

Bir utanç bir ders

21 Mart 2021
Yıllar önce... Arkasspor voleybolda bir Avrupa Şampiyonluğu gururu yaşamış, ben de İstanbul’dan röportaj için İzmir’e gelmişim. Meslek hayatımın en keyifli söyleşilerinden birini yapıyorum Lucien Arkas ile... O babacan adam, “Takımla ilgili sizi en çok ne kızdırır” soruma hiç unutmadığım bir yanıt veriyor: Mücadele etmeden yenilmek... O formanın arkasında benim ismim ve İzmir’in adı yazıyor. Ben İzmir’i yerlerde süründürmem!

 

 

Maçta ilk yarı geride kalmış, boş gözlerle tabelaya bakıyorum... İçimde hazmı kolay olmayan skorun öfkesi, aklımda “Sen olsan devre arasında kimi çıkarırsın?” sorusu... Cevap çok zor aslında. İkinci 45’e çıkmayı hak eden tek bir oyuncu yok ki sahada! Sivasspor oynamış, Göztepe izlemiş...

Gradel sahada dalga geçercesine çalımlar atarken Göztepeli oyuncu mücadele etmemiş... Rakip 45 dakikada 4 gol bulurken isyan etmemiş... Utanmamış, sıkılmamış...

Ayıptır beyler!

Futbol bu... Yenmek de var yenilmek de... Ama bu takım sahada böyle ruhsuz, böyle umursamaz o-la-maz!

Lucien Arkas’ın bakış açısıyla sahadaki o 11 kişi, sırtlarındaki Göztepe ismini, İzmir ismini yerlerde süründüremez.

İkinci yarıdaki kıpırdanış, atılan 3 gol böyle bir rezilliğin özrü kabul edilemez.

Yazının Devamını Oku

Kaşıntı!

1 Mart 2021
Futbol tabela üzerinden okunan bir oyun... Hele hele Türkiye’de. Kazanan her zaman haklıdır.

 

Bu pencereden bakıldığında Göztepe bulutların üzerinde. Öyle ya! 3 hafta önce biri çıkıp da “Başakşehir, Fenerbahçe, Kasımpaşa üçgeninden 9 puan gelir” dese, o arkadaşın iyimserliğine şapka çıkarırdık! Ancak üst üste 3 galibiyet geldi, Göztepe ‘tam 35’ puana ulaştı.

Bu bölümle ilgili hem teknik ekibi hem de oyuncuları tebrik etmek boynumuzun borcu...

 

Ancak...

Dünkü galibiyetin ağzımızda ekşi bir tat bıraktığını da belirtmek gerek.

Rakip sahaya 4 eksikle çıkmış... Ki bu eksiklerin ikisi Hodzic ve Thelin gibi hücumdaki başrol oyuncuları... Üstüne üstlük o Kasımpaşa henüz 15. dakikada 10 kişi kalmış. Böyle bir tabloda Göztepe’den ne beklersiniz?

Ev sahibi olarak, eksik rakibine karşı net bir oyun üstünlüğü kurmasını, pas yaparak gardını düşürmesini... Göztepe 10 kişiye karşı 10 dakika sonra tabelayı değiştirdi değiştirmesine. Ancak skordaki üstünlüğünü oyuna taşıyabildi mi derseniz, maalesef hayır.

Yazının Devamını Oku

Nefes

15 Şubat 2021
Offf... Öyle bir galibiyet ki, gecenin karanlığında kan ter olduğunuz bir kabustan uyanmak gibi... Buhranların içinde alınan bir derin nefes gibi... Kurumuş boğazdan geçen ilk yudum su gibi...

Bazen bir galibiyet, 3 puandan çok daha fazlasını ifade eder. Göztepe için karanlıkları, korkuları, baskıyı dağıtma adına öyle bir sınavdı Başakşehir maçı. Sahaya çıkan 11’de Zulj ve Jahovic’i görünce, “Budur” dedim içimden. Bu tercih sürpriz değildi belki ama 11’i görenleri şaşırtan hamle savunmadaki Atınç-Alpaslan ikilisiydi. Ligin en güçlü santrforlarından Crivelli’ye karşı Mihojevic’in çok yumuşak kalabileceğini düşünen Ünal Karaman’ın maça farklı stoperlerle başlaması bence doğru karardı.

Teknik kalitesi ve pas becerisi yüksek oyuncuların sahada oluşu, topa hakim olmayı da beraberinde getiriyor. 2 haftadır “Nasıl 11’de olmaz” dediğimiz Zulj 45 dakika boyunca dökülse de ilk yarıdaki Göztepe, sezonun en akıcı oyunlarından birini sergiledi. Soner’in becerisi, Ndiaye’nin solda aldığı topları iyi kullanması keyif veren bir futbolu ortaya çıkardı. Altını çizmek gerekiyor ki, Soner’in attığı gol, ceza alanı içine yaptığı enfes koşunun taçlanmasıydı adeta.

İkinci yarı başında Jahovic’in kazandırdığı penaltıda Zulj’un farkı ikiye çıkarması Göztepe’ye daha da özgüvenli oynama lüksü getirdi. Ancak ne garip ki, bu keyifli macera filminin ‘korkuya’ dönüşü de birkaç dakika içinde oldu. Soldan sağa taşınan enfes bir Göztepe atağında Zulj’un boş kaleye giden topunu Jahovic adeta çizgiden çıkarıp sonrasında skor 2-1’e gelince, özgüven yerini gerilime bıraktı.

Önce Esiti ile orta alanı daha defansif hale getiren, sonrasında Titi ile savunmayı beşleyen Ünal Karaman’ın hamleleri, rakibin hızını kesme adına kabul edilebilirdi.

Sonuçta haneye yazılan 3 puan, Göztepe’yi toparlayacaktır. Ve dünkü performansları çok parıltılı olmasa da Göz-Göz bence Jahovic ve Zulj’u taşıyacak bir yapıyla yola devam etmeli.

Yazının Devamını Oku