S-400’de temkinli iyimserlik

G-20 Zirvesi’nde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Trump’ın görüşmesi, Trump’ın S-400’ler konusundaki açıklamaları -her ne kadar Trump’tan sonra Amerikan kurumlarından tam tersi yönde açıklamalar gelse de- önemli.

Haberin Devamı

Öncelikle öne çıkan, Trump’ın “Obama adil davranmadı” ve Patriot’ların satışı konusunda, “Benden önceki yönetim satın alınmasına izin vermedi” sözleri, ABD Başkanı tarafından kendi devlet yönetiminin yaptığı hatayı itiraf etmesidir. Diğer yandan yine ABD Başkanı tarafından kamuoyuna “Türkiye’yi S-400 almaya ABD yönetimi mecbur bıraktı” mesajıdır.

Şunun altını çizelim: Cumhurbaşkanı Erdoğan yüz yüze görüşmeye kadar yapılan hemen hemen tüm telefon görüşmelerinde Trump’a Obama döneminde yaşanan sıkıntıları ayrıntıları ile anlattı. Aslında Trump telefon görüşmelerinde hatanın Obama dönemine ait olduğunu söyledi. Telefon görüşmelerindeki tespitinin kameralar önünde dile getirilmesi ise Türkiye’nin elini güçlendirdi.

Bu işin bir yanı. Diğer yanı ise Trump’ın Pentagon başta olmak üzere “Türkiye’ye yaptırım” çığlıkları atan Kongre ve kurumlarına karşı koyup koymayacağı sorusunun ortada duruyor olmasıdır. Buna bağlı olarak Türkiye’ye karşı yaptırım uygulanırsa, “Trump erteleme hakkını kullanacak mı?”, “S-400 konuşlu bir ülkeye ziyarette bulunacak mı?” gibi soruların yanıtları da bir süre daha tartışılacaktır. Trump’ın açıklamalarına rağmen Kongre ve Pentagon’daki havayı bilen Ankara’nın temkinli olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Haberin Devamı

MESELE BİR BÜTÜN OLARAK HAVA VE UZAY KONTROLÜ

Diğer yandan bugün S-400’leri farklı bir boyutta ele alacağız.

Türkiye konuyu “S-400 ya da Patriot” üzerinden konuşsa da ülkenin savunma ve güvenliğine ilişkin kapsamlı değerlendirmenin en ince ayrıntısına kadar yapılması gerektiğine şüphe yok. Bugün sadece S-400’leri tartışsak da “kara, deniz, hava ve uzay hudutlarının kontrol ve güvenliği”nin bir bütün olarak ele alınması gerekiyor. Hava sahası ve uzaya uzanım ana parametrelerden biri. Özellikle içinde bulunduğumuz coğrafyayı düşünürsek balistik füze sistemlerine karşı savunma hayati önem taşıyor. Konuştuğum uzmanlar “Hava ve uzay hudutlarının kontrol ve güvenliğinin bir bütün olarak görülmesi şart” ifadesini kullandı. Bir güvenlik mimarisi düşünün: Uzayın derinlerinden başlıyor, katmanlar halinde ve boşluk bırakmayacak şekilde ülkenin üzerini kaplıyor. Adeta bir battaniye ya da şemsiye gibi ülkenin üzerini kapatıyor.

Haberin Devamı

Bu mimari oluşturulurken masaya bazı soruların konması ve yanıtların alınması gerekiyor.

- Hangi yörüngede kaç uydu gerekir?

- Kaç tane erken uyarı sistemine ihtiyaç var?

- Radarlar nerelere konuşlandırılmalı?

- Kaç radara ihtiyaç var?

- Hava savunmasında açık var mı?

- Üç tarafı denizlerle çevrili ülkede mobil sistemlere ihtiyaç var mı?

- Çerçevesi kabaca çizilen güvenlik mimarisinde hangi uydu, füze ya da uçağa, ne kadar sayıda ihtiyaç var?

- En etkili konuşlandırma nasıl yapılır?

Sistemin bir bütün olarak ele alınmasının yol haritasını uzmanlar böyle çiziyor. Ülke olarak hava ve balistik füze savunma sistemine ihtiyacımız olduğuna şüphe yok.

Benim merak ettiğim, Türkiye’nin yukarıdaki satırlarda aktardığıma benzer şekilde, bir bütün olarak oluşturulmuş “hava ve uzay” güvenliği mimarisi bulunmakta mıdır?

Haberin Devamı

Bu mimaride S-400’lerin uyumu konusunda bir sıkıntı var mıdır? Sıkıntı varsa bu yeni savunma sistemleri satın alarak mı çözülecektir?

Bu soruları sorma nedenime gelince... Türkiye’nin elindeki AWACS’lar, F-16 uçakları, radarları Link- 16 sistemi üzerinden NATO ile entegre. Bu sistem içinde ise çok sayıda ülkede ve uzayda konuşlu uydu, radar sistemi, uçak, gemilerde konuşlu hava savunma sistemleri, AWACS’lar, harekât merkezleri, birlik ve komutanlıklar bulunuyor. Dev bir iletişim sistemi ve altyapısı var. Elinizdeki araçlar özel bir sistemle uyumlu. O araçları o sistemle harekete geçiriyorsunuz. Yukarıdaki sorularımın nedeni de işte bu “özel sistem”. Bu tespiti yapan uzmanlar S-400’lerle uyumlu bir sisteme ihtiyaç olacağının altını çiziyorlar. Takip sistemleri ve radarların S-400’le iletişim kurması ve veri aktarması gerekiyor. Silaha ateş komutunun yine silah sistemi ile uyumlu bir kanaldan iletilmesi gerekiyor. Uzmanların “birlikte çalışabilirlik sorunu” olarak adlandırdığı sorun nasıl aşılacaktır? Türkiye yeni bir sistem mi kuracaktır? Şimdi en başa dönüyorum, bir bütün olarak ele alınmış olan “hava ve uzay savunma mimarimiz” var mıdır?

 

Yazarın Tüm Yazıları