S-400 seçimi bekliyor

Yerel seçimlere kısa bir süre kaldı. Seçim sonrasında Türkiye’nin önündeki kritik iki konunun ekonomi ve S-400 olduğunu yazmıştık.

Haberin Devamı

Rusya’dan alınmasına karar verilen hava savunma sistemi S-400’ler konusuna bakmaya devam edeceğiz. Geçen hafta “Türkiye’nin S-400 almasını istemiyoruz” temel yaklaşımında olan ABD’nin Patriot teklifinin ulaşabildiğimiz ayrıntılarını yazmıştık. Hatırlayacak olursak:

Patriot’un fiyatı S-400’ün fiyatının bir buçuk katı.

Daha önce teklif ettikleri fiyatı yükselttiler.

ABD peşinat olarak önümüzdeki iki ayda yaklaşık 1 milyar dolar istiyor.

Erken teslimat için buldukları formül ise bir başka ülke için hazırlanan bataryayı ekim ayında Türkiye’ye yönlendirmek.

Teknoloji transferi yok.

Türkiye önşart kabul etmese de ABD’nin bir de önşartı var. Amerikalılar “S-400’ü alırsanız Patriot teklifi masadan kalkar” diyor. Yani Amerikalılara göre Türkiye önce S-400 almayacağını, konuşlandırmayacağını söylemeli.

Haberin Devamı

Henüz Türkiye Amerikalıların Patriot teklifine resmi bir yanıt vermiş değil. Ancak yerel seçimden hemen sonra nisan ayında bu konunun gündeme gelmesi bekleniyor. Bu süreçte ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın olası yüz yüze görüşmesi kritik öneme sahip. İki lider son telefon görüşmelerinde bir araya gelmeye karar vermişlerdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da yerel seçimlerin hemen sonrasını işaret etmişti.

Olası kritik zirve öncesi ise ABD, S-400 ve Patriot’lar konusundaki duruşunu açıklamaya devam ediyor. Geçen hafta perşembe günü ben muhtemelen ABD’nin yaptırım tehdidine karşı Ankara’nın bakış açısını kaynaklarımdan dinlerken, Beyaz Saray’da bazı muhabirlere de ABD’nin konuya bakış açısını özetleyen bir brifing verildi. Amerikalı üst düzey kaynaklara atfen yazılan haberlerde öne çıkan mesajları sıralayacak olursak:

S-400 alımı sadece ticari bir mesele değil, aynı zamanda NATO için ulusal güvenlik meselesi.

Hem ABD hem NATO açısından F-35’ler anlamında risk taşıyor. İki sistem birlikte yer alamaz.

Patriot teklifi hâlâ masada.

Amerikalılar aslında bunun ulusal güvenlik meselesi olduğunu, daha evvel bizim de yaptığımız görüşmelerde “Rusya uluslararası düzeni sabote etmeye yönelik bir ülke. O yönde çalışmaları var. Agresif tutum sergiliyorlar. Burada önemli olan Türkiye’nin stratejik olarak nereye gideceği. Yani ABD ile mi yoksa Rusya ile mi ortaklık yapacağını görmemiz lazım” şeklinde özetlemişlerdi.

Haberin Devamı

Beyaz Saray brifinginde ise yeni bir unsuru daha görüyoruz. Ulusal güvenlik meselesine NATO’nun da çok net dahil edilmesi unsurunu. Peki bu ne demek? ABD’nin CAATSA, yani ‘ABD’nin Düşmanlarına Dönük Yaptırımlar Yasası’na dayanarak uygulayacağını söylediği yaptırımlara ek olarak NATO’dan da Türkiye’ye yönelik kritik kararlar çıkarmayı talep edeceği iddiası var. Türkiye söz konusu iddiayı gerçekçi bulmuyor. NATO’dan ABD’nin iddia edildiği gibi kararlar çıkarmasının mümkün olmadığının altı çiziliyor. Her NATO üyesi ülkenin de ABD ile aynı fikirde olmadığına dikkat çekiliyor. Ayrıca son dönemde ABD için ikili ilişkilerindeki en büyük önceliğin ülkelere silah satışını arttırmak haline geldiği belirtiliyor.

Haberin Devamı

Karar tarihi yaklaştıkça doğal olarak iki taraf da elini yükseltiyor. Hem Türkiye açısından hem ABD açısından S-400 dışındaki alanlarda da işbirliği zorunluluğu olduğu aşikâr. Mesele krizin nasıl çözüleceği, nasıl bir formül bulunacağı. Türkiye yaptırımları göze mi alacak, konuşlandırmadan depoda mı tutacak, simülasyonda mı kullanacak, üçüncü bir ülkeye satışı mı gündeme gelecek? Bunlar Ankara kulislerinde konuşulan olasılıklar. Sonuç için ise beklemek gerekecek.

 

Yazarın Tüm Yazıları