Kadınlar neden aldatır?

Kadın yalnız, kadın ilgisiz, kadın yokluk çekiyor.

Haberin Devamı

Kadın dokunulmayı, arzu edilmeyi, sevilmeyi özlüyor. Bu kadın inançlı ve düzgünse, zamanla evliliği hapishanesi oluyor.


Bakımlı ve güzel bir kadın düşünün. İyi niyetli, duygusal, çalışıp evine katkı da sağlıyor. Her şeyle kendisi ilgileniyor.
Ancak erkeklerin genelinde olduğu gibi, bir süre sonra kocası için hiç kimse oluyor.
Kocası, hiçbir konuda ilgi göstermiyor ona. Konuşmuyor, iltifat etmiyor. Yüzüne bile bakmayı unutuyor.
Tek sohbet konusu; “Bu akşam ne yemek var?”
Ama bir ortama girdiğinde, oradaki kadınlara söyleyecek çok sözü var adamın.
Hatta o da ne! “Meğer espri de yapabiliyormuş benim kocam. Benim yüzümü yıllardır güldürmüyor oysa” diyor kadın.
Kadın yalnız, kadın ilgisiz, kadın yokluk çekiyor.
Kadın dokunulmayı, arzu edilmeyi, sevilmeyi özlüyor.
Bu kadın inançlı ve düzgünse, zamanla evliliği hapishanesi oluyor.
Bir duvarında çocuğunun, bir duvarında yalnız kalma korkusunun, bir duvarında yaşıyorlarsa anne babasının, bir duvarında da çalıştığı işyerinin fotoğrafı...
Ama iç dünyasında ona iltifat edene, “Eline sağlık” diyene, “Günaydın nasılsın” diye sorana, kısaca onunla konuşup ilgilenen herkese âşık oluyor.
Tüm bunların üstüne soruyorum. Kadınlar neden aldatır? Aldatırlarsa suçlu mudurlar gerçekten?
Bence, eşine iyi davranan, onu mutlu eden adam her şekilde kazanır. En azından sadakati ve sevgiyi kazanır.
* Rumuz: Evlilik hapishanesi

Haberin Devamı

Evet, kadın bir köşede mutsuz, sevgisiz, erkek diğer yanda umutsuz, huzursuz...
Şu beylik sözde olduğu gibi; “İki kişilik bir yalnızlık içindeler...”
Aslında çok doğru anlatmışsınız şu son yıllardaki evlilikleri. Son zamanlarda gerçekten bu tür evlilikler ya boşanmayla son buluyor ya da her iki taraf da kendi hayatlarını yaşamayı seçiyor.
Sonuçta evliliklerin büyük çoğunluğu ya çocuk bahanesiyle, ya maddi çıkarlar düşüncesiyle, ya aile baskısıyla ya da “Çevre ne der” takıntısıyla iyi kötü sürdürülüyor.
Bu anlattıklarınız, o kadar sık karşıma çıkan bir tablo ki...
Ama demem şu ki, burada sadece erkekleri suçlamak da haksızlık olur.
Evet, erkek genellikle evlendikten sonra kendine, ailesine, eşine pek fazla özen göstermemeye başlıyor, en güzel, en becerikli kadını bile benimseyip birlikteliklerini doğal görmeye başlıyor. Ama kadınlar da çok farklı değil aslında...
Onlar da eskisi gibi eşleri için giyinip süslenmekten, ona yaklaşıp arada bir öpücük kondurmaktan, ona masaj yapıp rahatlatmaktan kaçınmıyorlar mı?
Onunla maddi konuları, çocukların sorunlarını, borçları, şunu bunu konuşmanın dışında romantik bir söz etmeyi hatırlıyorlar mı sanki?
Yeni bir erkeğin iltifatları, esprileri onları heyecanlandırabiliyor elbette. Ama aynı şeyi erkek de hissedebiliyor. O da değişik bir ortamda, bir başka kadının çekiciliği ve yakınlığına kaptırabiliyor kendini. O zaman kıyamet kopuyor haliyle...
Oysa karşılıklı oturup, evliliklerini monotonlaştıran nedenleri bir bir ele alıp sorunu araştırsalar, her ikisi de birlikte yaşadıkları heyecanları, mutluluğu yeniden canlandıramazlar mı?
Bunun içinse sevginin tükenmemiş olması gerekiyor. Sevgi bittiyse hiçbir şey onu geri getiremez elbette...

Haberin Devamı

Lösemili çocuklar bağışlarınızı bekliyor

Lösemili Çocuklar Hastanesi, Okulu, LÖSEV Köyü ve LÖSEV Onkoloji Kenti, kurban bağışlarınızı bekliyor.
Artık lösemi değil, lösemili çocuklarımız kazanıyor.
Bağışçılarımızın, gönüllülerimizin ve siz değerli destekçilerimizin yardımlarıyla binlerce çocuk bir kez daha hayata tutunuyor.
Gelin bu bayram yapacağınız kurban bağışları ile lösemili çocuklara umut olun, bir çocuğun yüzündeki tebessümün sebebi olun.
Şerife MERKİT
İletişim: 0312 447 06 60 – 4210

Ben de diyorum ki; kurban kesmeden parasını bağışlayın, LÖSEV’in çocuklar için hazırladığı hastane, okul ve onkoloji kenti için gelir sağlayın...

Yazarın Tüm Yazıları