Bartu Ben geliyor

Bence bu haftanın en güzel dizi haberi...

Haberin Devamı


Hayranı olduğumuz Tolga Karaçelik’in yönettiği, senaryosunda ve başrolünde ise Bartu Küçükçağlayan adının olduğu bir projeden bahsetmek istiyorum.
Hani dizilere bu kadar fazla kafa yorduğumuz, hepimizin eleştirmen kesildiği şu yoğun gündemimize harika göndermeler yapmış Bartu... Jim Carrey, “Jim&Andy” belgeselinde izleyicinin olmak istediği şeyi düşlediği bir zamandan bahseder ve der ki: “Seyirci gamsız olmak ister.
Ben de öncelikli olarak seyirciyle kuracağım ilişkide bunu hissettirmeyi hedefledim.”
Bartu’nun “Bartu Ben”deki performansı, biraz seyircinin “izleyici kaldığı şey” karşısındaki tutumuna da ayna tutmuş. Herkesin sahneye çıkmak istediği bir toplumda, sahneye çıkmayı meslek edinmiş insanların yaşadığı travmatik her anı gülünç bir şekilde aktarmayı başarmış.
Büyük Ev Ablukada ilk çıktığında bu kadar popüler değildi.
Ama Bartu şimdi sahneye çıktığında çığlıklardan kendini duyamıyordur muhtemelen.
Öyle fanı oluştu.
Saçma sapan derecede keyifli ve olağanüstü müzik zevkiyle sohbeti güçlendiren biri Bartu...
Onca insanın “tuhaf” dediği bir fısıltıdan kendini sıyırıp da yolunu bulmak ve bu yolun sonunda bu ziyafeti vermek, Bartu’yu başka yere koyacaktır elbet.
Peki BKM ekibinin ve Necati Akpınar’ın bir yapımcı olarak böyle düşlere yelken açan inancı ve yüreğinden kaç tane vardır Türkiye’de? İlerleyen bölümlerde değişik karakterlerin de dahil olacağı bu diziyi mutlaka seyredin. BluTV’de!

Haberin Devamı

Bu sıra sevdiğim müzik listesi

* Jason Isbell&Amanda Shires
* J’arrive- La Femme Ideale
* Little Baby - M. Ward
* Cover Me Up – Jason Isbell
* Carla Morrison - Azucar Morena

Cihangir’in de kalbi kırık

Daha birkaç gün önce oldu bu olay. Cihangir Parkı’nın yanında küçük bir kedi bahçemiz var. Tüm Cihangir ahalisinin çocuklarını getirip yavru kedileri sevdirdiği, hepimizin tedavi ettirdiği, elimizden geldikçe koşturduğumuz...
O parkta sabaha karşı üç dört kedi vahşice öldürüldü. Gönüllüler sabah gittiklerinde parçalanmış bedenlerini buldular. Yanında hemen bir çocuk parkı var ki orada çocuklar oynarken güpegündüz bir adam gelip çocuklara bakarak cinsel organıyla oynuyor ve bir kadının çığlığı ile bu fark ediliyor, olaylar kopuyor.
Her yeri bekçi, polis olan Cihangir’de bu ahlaksızlık, bu vahşet yaşanıyorsa, ülkede daha neler oluyor değil mi?
Gelin diyoruz buraya kamera taktıralım, burası hayvanlar ve çocukların kaynaştığı, Beyoğlu-Karaköy’ün arasında koca bir göbek. Semtin en güzel yeri. Herkesi komşu yapan ortak dertlerin bahçesi. Güvenliğimiz için talep edilen kamera isteğine “100 kişiden imza isteyin” diye yanıt verileceğine, bir aynaya bakıp da tek bir yüzle bunu halletsek olmaz mı?
Bakın kedinin küstüğü şehirden hiçbir şey olmaz. Gökçeada’dan döndük, anında gözlerime bakan oğlağı satın aldım.
“Hakkı neyse veriyorum, kesilmesin” dedim.
Döndüm bu haberle karşılaşıyorum. İnanılmaz bir şey. İnanmayacağım da.

Yazarın Tüm Yazıları