Türkiye vasatlığa mahkûm mu?

YERYÜZÜNDE bizden daha umutsuz bir şekilde yeni yıla girmiş bir ülke var mıdır?

Haberin Devamı

Hiç sanmıyorum.

Yılın son günleri elektrik kesintisiyle başlayan karanlık yeni yılın ilk saatlerinde de bırakmadı yakamızı.

Reina’ya yönelik saldırıda hayatlarını kaybedenlerden bazılarının, bir zamanlar iç savaşın pençesindeki, hemen her gün bombaların patladığı Beyrut’tan geldiğini düşündükçe insan sormadan edemiyor.

Daha birkaç yıl öncesine kadar turizmin, yabancı yatırımcının, şirketlerin Yükselen Yıldızı” iken nasıl geldik bugünlere?

“Yükselen Yıldız” sözcüklerini yabancı ortamlarda sayısız kez işitmiş biri olarak bu karanlığın, vasatlığın göbeğine nasıl düştüğümüzü sürekli sorguluyorum elbet.

Vasatlık sözde kalan bir saptama değil.

Üşenmedim, Dünya Ekonomik Forumu’nun OECD dahil çeşitli araştırmalara dayanarak yıl boyunca yayınladığı raporlar arasında gezindim.

Haberin Devamı

Adil gelir dağılımı, eğitim, sağlık, alt yapı gibi kriterleri temel alarak, “Büyümeyi Refaha En Dönüştüren Ülkeler” Raporu’ndan başlayalım.

Bu dönüştürmeyi en iyi başarmış listenin  tepesindeki 10 ülke arasında yokuz.

Bu anlaşılabilir bir durum zira bunların hepsi Batı Avrupa’dan.

Türkiye vasatlığa mahkûm mu

VASATIN DA ALTINDA

Ekonomik büyümeyi refaha dönüştürmek için en iyi gelişmeyi kaydeden 10 ülke arasında da adımız geçmiyor ki bunların arasında Etiyopya, Çin, Ruanda, Katar, Gana, Kamboçya gibi ülkeler var.

En az gelişmeyi kaydeden Yunanistan, İtalya, İspanya, Macaristan gibi ülkeler arasında da yokuz.

Buna belki sevinmemiz gerek.

Öte yandan OECD 2016 verilerine göre, Türkiye’de her altı kişiden biri yoksul.

OECD ortalamasının her 10 kişiden 1 kişi olduğunu hatırlatayım.

Yine DEF’e dönersem, 2016-2017 Küresel Rekabetçilik Raporu’nda 138 ülke arasında yerimiz 55.

2016 Cinsiyet Uçurumu Raporu’nda 144 ülke arasında 130. sıradayız.

Sadece bu iki raporun verilerinde vasatın da altındayız yazık ki.

FİNANS MERKEZİ OLAMAZ

Dünya Ekonomik Forumu’nun danışmanlık şirketi Arcadis’in araştırmalarına göre yayınladığı “Sürdürülebilir Şehirler” endeksinde İstanbul 100 şehir arasında 77. sırada.

Haberin Devamı

Avrupa, ABD’yi bırakın pek çok Uzakdoğu şehirlerinin de gerisinde kalan İstanbul’un “finans merkezi” projesi bu sıralamaya göre pek hayata geçecek gibi durmuyor.

İstanbul öte yandan yabancı personelin yani gurbetçi insan kaynağının dünyada yaşamak istedikleri belli başlı şehirler arasında yer almıyor.

DEF’in OECD verilerine dayanarak yayınladığı “Çocuk Bakımına En Fazla Para Harcayan” ülkeler arasında yer almıyoruz haliyle.

Amerikan Üniversiteleri’ne en fazla öğrenci gönderen ülkeler arasında adımız geçmiyor.

Başkalarına güven duymak meselesinde yüzde 12’lik bir oranla rekor kırmış bulunmaktayız.

ET TÜKETEN ÜLKELER ARASINDA ADIMIZ YOK

Yine Dünya Ekonomik Forumu’nun küresel ısınmayla bağlantılı olarak yayınladığı “En Fazla Et Tüketenler” Listesi’nde olmamız imkansız.

Haberin Devamı

Zira kişi başı et tüketimimiz 14 kilogram.

Listenin en başındaki Avustralya 93 kilo en sonundaki Çin ise kişi başı 48.8 kilo et tüketiyor.

Ancak Türkiye’nin bu listede yer almamasına bardağın dolu tarafından bakalım.

Et tüketmekle küresel ısınma arasında direkt bir ilinti var zira.

Giderek içimize kapandığımız bir dönemde dünyanın diğer ülkelerine göre ne durumda olduğumuzu ortaya koyan bu araştırmaları,  raporları göz ardı etmemekte fayda var.

Sözüm özellikle de bizi yönetenlere.

Yazarın Tüm Yazıları