‘Ekonomi-eğitim denklemini çözemedik’

EĞİTİM sektörünün önde gelen isimlerinden, bir dönem TÜSİAD Eğitim Çalışma Grubu’nun başkanlığını üstlenmiş olan Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yücel’in dikkat çektiği nokta önemli.

Haberin Devamı

Geçenlerde Bahçeşehir Üniversitesi’ndeki sohbetimizde “ekonomi ve eğitim ilişkisini topluma iyi kavratmak gerek” diyor. Türkiye’de de üniversitelerde “eğitim ekonomisti” sayısının çok az olduğunu vurguluyor.

Şöyle devam ediyor Yücel: “Artık dünyanın ekonomide iki alanda ekonomiyle ilgili önemli sorunu var. Biri eğitim, diğeri sağlık. İkisinin ekonomisi bir ülkenin geleceğiyle ilgili yakından çok ilgili.”

Şimdi düşünün. Bütçede yüzde 20 ile en büyük pay alan eğitimde bu harcamanın karşılığını alıyor muyuz?

Daha geçen günlerde Yüksek Öğretime Geçiş (YGS) Sınavı’nda 38 bin adayın “sıfır çektiği” haberlerde yer almadı mı?‘Ekonomi-eğitim denklemini çözemedik’

Nuran Çakmakçı’nın son dönemlerdeki bir haberinde, öğretmen adaylarının çoğunun başarısız olduğunu -ki bunların da çoğunlukla matematik öğretmeni– okumadık mı?

Haberin Devamı

Her üç yılda bir yapılan PİSA testlerinin aralık ayındaki sonuncusunda yine listenin en sonlarında yer almadık mı? İşte bu sonuçlar devletin eğitime harcadığı paraların ne yazık ki uçup gittiğini gösteriyor. Peki Enver Yücel verdiği eğitimin kalitesi nasıl ölçüyor? Bu soruyu kendisine yönettiğimde ofisinde bizi dinlemekte olan genç bir kızı başıyla işaret ediyor.

“Verdiğimiz eğitimin kalitesini bilimsel olarak ölçüyoruz tabii.  Öğrenci başına harcadığımız paranın karşılığını ölçüyoruz. Ancak şu anda karşınızda oturan Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Koleji son sınıf öğrencisi Neval Çam bunun canlı bir örneği. Çam daha yeni Stanford Üniversitesi’ne kabul edildi” diyor.

Stem modeliyle (fen, teknoloji, mühendislik ve matematik disiplinlerinin entegrasyonu modeli) eğitim veren Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Koleji’nden mezun Neval Çam Stanford’da bilgisayar bilimi okuyacak. Hatırlayacaksınız. Söz konusu kolejin öğrencileri kuyuya düşen küçük köpeği kurtarmak için robot bir kol yapmışlardı. İşte bu robotik kol şimdi Stanford Üniversitesi’nin de desteğiyle daha çok geliştirilecek ve itfaiyenin hayvanları kurtarma operasyonlarında kullanılacak. Aynı kolejin 60 tane patenti varmış.

Haberin Devamı

21. YÜZYILIN BECERİLERİ

Stanford yolcusu Neval Çam’ın ise dünyanın önde gelen bu üniversiteye kabul edilmesinde notlarının yanı sıra işitme ve duyma engellileri için geliştirdiği bir programın rolü var.

Neval Çam’ın arkadaşı İçten Bozkurt ile birlikte geliştirdiği “Leap Motion” cihazı Türkçe işaret dilini yazıya tercüme edebiliyor.

Çam bu program ile geçen yıl, Kagider ile Microsoft’un ortaklaşa düzenledikleri “Teknolojinin Kadın Liderleri” Yarışması’nda “Yılın Başarılı Kadın Yazılım Geliştiricisi” ödülünü almıştı. Dolayısıyla Yücel “Sayıları önümüzdeki dönemde 8’e çıkacak stem okullarında geleceğin bilim insanlarını yetiştiriyoruz” derken haklı. “Eğitim sisteminin içeriğinin değişmesi gerek. 21.yüzyılın becerileri hangileriyse onu müfredata koymamız gerekiyor. Anaokullarımızda 5 yaşından itibaren kodlama öğretiyoruz. Eğitim dinamik bir olgudur. Sadece ABD değil, Zimbabve de eğitim ne olacak diye düşünüyor” derken de öyle.

Biz ne yapıyoruz?

Haberin Devamı

Eğitim sistemimizi yap-boz tahtasına çevirmekle meşgulüz.

SURİYELİ MÜLTECİLERİN EĞİTİMİ EN ÖNEMLİ SORUNUMUZ

EĞİTİM zenginliktir, özgürlüktür, bağımsızlık diyen Enver Yücel’e göre, Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri Suriyeli mültecilerin eğitimi.

Bahçeşehir, New York üniversitelerinin ortak bir çalışmayla Suriyeli mültecilerin yoğun yaşadıkları Gaziantep, Mersin, Urfa’da mülteci çocukların eğitim durumunu araştırmış.

“Bu araştırmanın sonuçlarını hem Birleşmiş Milletler’e, hem Unesco’ya sunduk. Türkiye Suriyeli mülteci çocukların durumunu bizim aracılığımızla dünyaya duyurdu” diyor.

Birleşmiş Milletler’den de bununla ilgili ödül aldığını hatırlatıyor.

Haberin Devamı

“Türkiye’nin bir Avrupa deneyimi var. Türklerin yaşadıkları ülkelerde başta eğitim nedeniyle topluma iyi entegre olamadıklarını biliyoruz.  Türkiye’deki Suriyeliler entegre olamadıkları takdirde bu hem bizim için, hem dünya için büyük bir sıkıntı yaratır” diye konuşuyor.

5 yılda Türkiye’de dünyaya gelen Suriyeli mülteci çocuğun sayısı 200 binin üzerinde.

Bunların okullaşması nasıl olacak?

Ya hiçbir eğitimi olmayan Suriyeli çocuk işçiler?

“Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri mülteci çocukların eğitimi. Aslında bu dünyanın sorunu” diyor Yücel.

Bahçeşehir Üniversitesi, bünyesindeki Göç Merkezi aracılığıyla mültecilerle ilgili araştırmalar yaparken, Suriyelilere nasıl Türkçe öğretileceğine ilişkin öğretmenleri eğitiyor.

Haberin Devamı

“İşe giden Suriyeliler Türkçe bilmedikleri için konuşamıyor. Hastalar dertlerini anlatamıyor, çocuklar akranlarıyla sokaklarda oynayamıyor” diyen Yücel lisan meselesine de dikkat çekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları