Arçelik'in patent rekorunun arkasında 'buluşçu ordusu' var

ARÇELİK Dünya Fikri Haklar Örgütü (WIPO) tarafından yeni açıklanan “En Fazla Patent Başvurusu Yapan Şirketler” sıralamasında iki bini aşkın şirket arasında 74. sırada.

Haberin Devamı

2016 yılında toplam 270 patent başvurusu yapmış.

Dünya çapında önemli bir başarı bu.

Türkiye’den ancak bir elin parmakları kadar şirketin yer aldığı ve TÜBİTAK’ın ancak 1937. sırada olduğu listenin en üst sırasında yer almaktan söz ediyoruz.

Dünya Fikri Haklar Örgütü’ne Türkiye’den yapılan üç 3 uluslararası patent başvurusunun birini Arçelik gerçekleştiriyor,

Arçelik bu patent rekorunun arkasında nasıl bir “buluşçu ordusu” olduğuna tanık oldum geçenlerde. Şirketin 19 yıldan beri düzenlediği “Buluş Günü”nde bir salon dolusu “parlak ve yaratıcı fikre” sahip genç insan vardı. Fenerbahçe burnundaki Faruk Ilgaz Tesisleri salonunu dolduran, Arçelik’in her yıl geliştirdiği yüzlerce buluş ile teknolojide fark yaratmasını sağladıkları için ödüllendirilen 508 kişi.


KADIN SAYISINDA YÜZDE 34’LÜK ARTIŞ
Arçelik’in bu yıl WIPO’nun listesinde 4 sıra yükselmesine paralel bu genç buluşçuların sayıları da her yıl artıyor.

2010 yılında “Buluş Günü” ödüllerini alan 208 kişi varken, şimdi bu sayı 508’e yükselmiş. Arçelik Genel Müdürü Hakan Bulgurlu “Buluşçu ekibinde tek başına orta ölçekli bir şirketten daha fazla buluşa sahip olanlar var” diyor.

Bulgurlu, Koç Topluluğu’nun benimsemiş olduğu “kadınlara iş hayatında fırsat eşitliği” ilkesine uygun olarak buluşçular arasında kadın sayısının son 2 yılda yüzde 34 artarak 86’a ulaştığını söylüyor. Bunlardan biri de Arçelik Bulaşık Makinesi Ar-Ge ve Sistem Tasarım mühendisi Hasret Gürsoy Külahcı
Arçelik’in en çok patenti olan kadın buluşçusu olan Külahcı, Arçelik’te 6 yıl önce stajyer olarak çalışmaya başlamış.

Sohbetimizde “yaratıcılık insan ihtiyaçlarından tetikleniyor. Yani buluş her hangi bir sorunun çözümüne yönelik. Ürünü tasarlarken de öncelikle sorunları tartışıyoruz” diyor. 38 patentin sahibi olan Külahcı, bulaşık makinesinde kurutma ve yıkama performansını arttıran aksesuar ve parçalarla ilgili çalışıyor.


GIDA İSRAFINA SON BULUŞLARI
Sonuçta, evimizdeki beyaz eşyaları ya da hayatımızı kolaylaştıran küçük aletleri mükemmelleştirmek için her gün yenilikçi fikirler peşinde koşan beyinler var.

Arçelik’in yurt içinde ve dışında 14 Ar-Ge merkezine çalışan 1300 kişiden (kadın oranı yüzde 26) biri olan Aylin Met başka bir örnek. Bu arada örnekleri hep kadın mühendisler arasından seçtiğim umarım gözünüzden kaçmamıştır.

Termodinamik Teknoloji Ar-Ge’sinde çalışan Aylin Met, Arçelik’in İngiltere Cambridge’deki Ar-Ge ekibiyle birlikte, buzdolabı rafındaki et ve et ürünlerinin tazeliğini ölçen bir alet geliştirmiş.

Bu yıl ödüllendirilen buluşçular arasında olan Aylin Met “FreshMeter” yani “Tazelik Ölçer” buluşunun ürüne yansımasının bir yılı bulacağını söylüyor.

Met’in hatırlattığı gibi, dünyada atık gıda miktarı 1.3 milyar ton ve bunun neredeyse yüzde 50’si et ve et ürünleri.

Met ile sohbetimize katılan Arçelik Ar-Ge Direktörü Cem Kural, “Tazelik Ölçer” aletinin Cambridge’deki ekiple geliştirilmesine değinerek “ buluş yapan ekiplerin çok disiplinli olması önemli” diyor. Çok disiplinli olmak kadar çeşitlilik de önemli ki burada vurgu kadınlara.

Kural “Kadın mühendis sayısını artmasına çalışıyoruz zira kadının farklı bir bakışı var” diyor.

Kural’a en zor soruyu soruyorum.

Çin, ABD, Japonya gibi ülkelerin en üst sıralarda olduğu WIPO’nun listesine Türkiye’den Arçelik 50. sıraya kaç yılda yükselebilir? Kural 5 yıl diyor ama Bulgurlu “listede yükselmek önemli ama odaklandığımız farklı konular da var. Gıdayı daha iyi korumak, kadın mühendis sayısını arttırmak gibi” diye konuşuyor.

Bulgurlu’nun işaret ettiği şu konu da önemli:

Patent almak kadar patenti korumak için yüklü bir bütçe ayırmak gerek.


BU GARAJ BAŞKA GARAJ
ARÇELİK üst düzey yöneticilerinin “Buluş Günü”nde sık sık adını geçirdikleri “garaj”ın ne olduğunu merak ettim.

Meğer mesele şuymuş.

“Garage” aynen “Atölye 4” gibi topluluk içinde “Rönesans Dönemi” diye olarak tanımlanan Sanayi 4. hazırlanmak için hayata geçirilmiş.

“Garage” tüm çalışanlara hayallerini, fikirlerini kısa sürede ürüne dönüştürecek bir ortam sunuyor.

Bir “fikir üretim üssü” diye denebilir.

Ancak bu üs müşterilerden gelen bildirimlerle de besleniyor.

“Garage”ın Apple’ın bir garajda hayata geçmesinden mi esinlendiğini sormayı unutmuşum yazık ki.

Yazarın Tüm Yazıları