Deprem üzerinden ‘Siyaset’ tartışması

Depremle aynı saatlerde bir başka sarsıntı da sosyal medyada yaşandı. Arama kurtarma ekipleri tüm gücüyle çalışırken, sosyal medyada birileri “Ölenler zaten Kürt’tü iyi oldu”, “O kadar deprem vergisi ödedik, nerede?” demeye başladı. Türkiye, acılarını sarmaya çalışırken sosyal medyada da ikiye bölündü. Buyurun depreminin sosyal medya artçılarına!

Haberin Devamı

AYNI ACIYLA ‘MİLLET’ OLUNUR

“Bir millet bu denli bir acının etrafında birleşemiyorsa ne zaman birleşir?” sorusuyla giriyor konuya siyasi iletişim uzmanı Necati Özkan. Özkan’a göre, sanki “gizli bir el” özellikle de böyle zor zamanlarda ortaya çıkarak “ulusal birliği bozacak algı operasyonu” yapıyor. Depremin hemen ardından, hatta ilk dakikalarından itibaren sosyal medyada türeyen söylemlere atıfta bulunarak “Her türlü yanlış ve kirli bilgiyi kullanıyorlar, çünkü orası sosyal medya. Çünkü kimliklerini saklayabiliyorlar. Kime karşı? Neden? Yaşanılan her olay, iyi ya da kötü, bir kısım kötü niyetli ve kimliğini saklayan troller için siyasi malzeme.”

Deprem üzerinden ‘Siyaset’ tartışması

Haberin Devamı

Özkan, özellikle Twitter gibi sosyal mecralarda yazanların “sahte kimlik”, “sahte isim”, “sahte fotoğraf” kullandığını hatırlatarak “Onlar ki sosyal medyada kullandıkları gizli kimliklerinin arkasına sığınarak, buna güvenerek böyle bir eylem, söylem içindeler” diyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sosyal medyada panik havası yaratanlar hakkında tahkikat başlatılacağı yönündeki açıklamasının ise bundan kaynaklı olabileceğini söylüyor. Kanun uygulayıcılarının bu gibi zamanlarda kanunun gücünü kullanmalarının anlaşılabilir olduğunu hatırlatarak “Halkı böyle bir zamanda kin ve nefretle kışkırtmak birlikte yaşama duygularına zannedildiğinden daha fazla zarar verebilir” uyarısı yapıyor.

SOSYAL MEDYA KİRLİLİĞİ

“Sadece Elazığ depremi değil, birçok kez, başka felaketlerde de görüldüğü üzere ‘kriz iletişimi’ yönetiminin uygulanması en doğru yoldur” diyen siyasi iletişimci Özkan, “Bu tür durumlarda öncelik hayat kurtarmaktır. Geçmişteki yanlış dili ve hatıraları bir tarafa bırakarak ‘birlik, beraberlik’ çağrıları yapmaktır. Bu nedenle bu gibi zamanlarda siyasetçiler, liderler ve kanaat önderleri ortak ve birleştirici bir dil kullanmalıdır” diyor. Özkan’a göre sosyal medya, hele ki böyle olağanüstü durumlarda, manipülasyona açık ve kirli. “Kimse bu dili onaylamaz” diyen Özkan hatırlatıyor: “Unutmamak gerekir ki bu dili kullananların sayısı öyle çok değil. Bunlar 82 milyonda olsa olsa 3-5 bin kişi. Bu tarz yapıcı olmayan söylemlerin tüm bir topluma mal edilmesi yanlıştır.”

Haberin Devamı

Deprem üzerinden ‘Siyaset’ tartışması

SOSYAL MEDYA FENOMENLERİ KONUŞUYOR

SANKİ ‘GİZLİ BİR EL’ VAR

Ferhat Köksal (Fergonomik) 20 bin takipçili, her attığı binlerce paylaşım ve “like” alan sosyal medya fenomenlerinden biri. Kendisine telefonla ulaşıp soruyorum, “Felaket anlarında özellikle sosyal medyada neden ortak ve birleştirici bir dil kullanamıyoruz?” Cevabı net. “Çünkü orası sosyal medya. Dürüstlük, ahlak, gerçeklik beklemek için yanlış bir platform. ‘Prim kasmak’ diye bir durum var. Ve hayli rağbet görüyor.” Sosyal medyada “sanki gizli bir el” olduğunu söyleyen Köksal, “Kime karşı olduğunun önemi yok ama aleyhte olan her durum her kesim tarafından manipüle edilerek siyaset malzemesi haline kolaylıkla dönüştürülüyor.

Haberin Devamı

Deprem üzerinden ‘Siyaset’ tartışması

Köksal, henüz deprem olmuş, nasıl yardım edebilirim kaygısıyla sosyal medyaya giriyorum ve kimi “Deprem vergisi nerede?” diye soruyor kimi “Toplanma alanları AVM yapıldı” diye dert yanıyor. Elbette bunlar konuşulur ancak deprem olduktan
5 dakika sonra “tek kaygının bu oluşu” ürkütücü.

FELAKETTEN İKTİDAR DEVŞİRİLMEZ

Yardım etmek gibi dertleri yok bu kişilerin. Bazı hesaplar saplantılı halde AFAD’ı, Kızılay’ı eleştiriyor. Ve tüm bunları da organize edilmiş görsellerle yapıyorlar. ‘Hangi arada, kim tarafından hazırlandı bu görseller?’ Unutmayalım ki felaketlerden iktidar devşirilmez.”

KAOSTAN BESLENİYORLAR

Sosyal medyada “odun herif” olarak tanınan yaklaşık 3 milyon takipçili Kadir Doğrubakar’a da “Böylesi bir durumda siyaset konuşmak ne kadar doğru?” diye soruyorum. “Doğal buluyorum” diyerek lafa giriyor. “Ama Twitter kaostan besleniyor, Twitter’ın doğası bu. Siyaset dahil herkes her şeyi konuşur. Birileri siyaset konuşur, başka birileri de ‘Şimdi siyaset mi konuşulur kardeşim’ der. O an bunları konuşmak doğru mudur değil midir, yardım faaliyetlerinin önüne geçiyor mudur yoksa gelecekte tekrarlanmaması için konuşulması faydalı mı oluyordur bunu kestiremiyorum.”

Haberin Devamı

Doğrubakar’ın en önemli tavsiyesi kaynağı olmayan bilginin teyit edilmeden paylaşılması yönünde.

Deprem üzerinden ‘Siyaset’ tartışması

KAYNAĞI OLMAYAN BİLGİYİ PAYLAŞMAYIN

“Bir fabrikanın kapılarını depremzedelere açtığıyla ilgili bir duyuru gördüm. Duyuru 20 binden fazla paylaşım almış ve bazı vatandaşlar bunu dikkate alarak gidip o fabrikaya sığınmak istemiş. Halbuki fabrikanın böyle bir resmi duyurusu yok. Kapıları kapalı. Gidenler soğukta kapıda kalmış. Bu gibi paylaşımları gördüğünüzde ‘Kaynağın nedir kardeşim’ diye sorun.”

HASTA RUHLU İNSANLAR

Depremin hemen ardından, bazı sosyal medya şarlatanları yaşanan trajediyi ‘eğlenceye’ dönüştürdü. Sahte hesap açan vicdansızlar konum vererek “Enkaz altındayım, yardım edin” şeklinde tweet’ler attı. Psikolog, Dr. Ozanser Uğurlu atılan bu tweet’lerin “hasta ruhlu” ve “kötülükten beslenen” insanlar tarafından yazıldığına inanıyor.

Haberin Devamı

Deprem üzerinden ‘Siyaset’ tartışması

‘GÖLGE’ KİŞİLER

Uğurlu, nefret, gaddarlık ve birikmiş öfkesini burada kusarak dikkat çekmeye çalışan bu kişilerin “problemli karakterler” olduğunun da altınızı çiziyor. Uğurlu “Gerçekte söylemeye utanılan, söylenemeyen, dillendirilmeye bile çekinilen her türlü görüş “isimsiz” yayınlanıp, maalesef ki bazen kitleleri peşinden sürükleyecek hale dönüşebiliyor” diyor.

PROPAGANDA TEHLİKESİ

Dr. Uğurlu deprem ya da olası başka bir felaket üzerinden yapılan siyasete temkinli. “Her ne kadar sosyal medya böyle bir yer olsa da bilinçli bir insan olarak yapılması gereken iyi mesajların yayılmasını sağlamaya çalışmak. Yani, bir başka deyişle henüz insanlar aş, çadır, battaniye derdindeyken bizler henüz ‘insan olmanın sınavını verememişken’ böyle bir zamanda siyaset tartışmak, acı üzerinden siyaset devşirmek yanlış bir tutum. Sosyal medyada kimin gerçekte kim olduğunu asla bilemezsiniz.”

 

Yazarın Tüm Yazıları