Ahlaki sefalet

Birinci Dünya Savaşı, maddede dünyanın altını üstüne getirmenin yanında asıl tahribatı manada, dinde, dini değerlerde, ahlakta ve ahlaki değerlerde yaptı.

Haberin Devamı

Homo economicus (ekonomik insan-sadece şahsi çıkarını düşünen, egoist) denilerek, insan, yalnızca tek kanatlı kuş yapıldı ve insanlıktan çıkarıldı.

İnsanın, yalnızca maddesiyle (beden) gelişmesi için çaba harcandı. Bunun yanında, insanı insan yapan insani değerler ihmal edildi. Dini eğitim ya yasaklandı ya da din karşıtı eğitim yapılarak, din ‘afyon’ addedildi.

Oysa insan, ruh ve bedenden yaratılmıştı; bunlardan yalnızca birini ihya ederseniz, diğerini köreltirsiniz. Bedenin ihmali maddi ölüme sebep olur, insanın ruhunu ihmal ederseniz manasını öldürürsünüz.

İnsanın mutluluğu ruh ve beden bir bütün halinde ihya edilmesiyle mümkündür.

Günümüz insanı manasızdır, dini ve ahlaki değerlerden yoksundur. Ruhundaki bu denli açlığı da, bedeni iştahını artırarak gidermeye çalışmış; sapkın ve obez olmuştur.

Haberin Devamı

Manasını yitiren insan sevgisiz ve merhametsiz olmuştur; fıtratındaki sevgiyi kendi nefsine odaklayarak egoist-bencil olmuştur.

Bu yüzden; artık birlikte bir ömür sürdürmek için evlenilmiyor, adeta boşanmak için evleniliyor. Eşlerin birbirlerini ve hatta çocuklarına karşı sevgileri saman alevi gibi olmuş.

Öyle ki birçok insan, eşinden, çoluk çocuğundan ayrı, köpeğiyle yaşamayı tercih ediyor.

Yalan söylemek, çarpmak-çırpmak, hadsiz olmak, saygısız davranmak, hak gasp etmek maharet olmuş; bunları yapmayanlar beceriksiz ve ezik olarak tanımlanmıştır.

Hadsizliğin daniskasını geçenlerde bir sanatçı bozuntusunun cami mihrabı önünde, dekolte kıyafetle poz vermesinde gördük. Bu hadsiz, adap ve ahlak yoksunu kişi, burasının bir İslam diyarı olduğunu ve burada milyonlarca Müslümanın yaşadığını bilmiyor mu?

Camilerin de Müslümanların mabedi olduğunu, oraya ancak ibadet maksadıyla girilebileceğini de biliyor. Kendisi insansa; inansın veya inanmasın camilere o kıyafetle girilemeyeceğini ve hele o tip pozların verilemeyeceğini bilmesi gerekir.

Özrü kabahatinden büyük, şu, sözde savunmaya bakar mısınız: “Ben oranın cami değil, mescit olduğunu zannediyordum!”

Mescidin küçük cami olduğunu bilmeyecek kadar andavallı olduğunu ileri sürüyor da; o iğrenç sahneyi, orada kuran ve o fotoğrafı çekenler de mi bilmiyordu?

Haberin Devamı

Bu zavallı tip, herkesi kör, âlemi sersem mi sanıyor?

Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya yeltenen bu ar ve edep yoksunu kişi, bu iğrenç eylemiyle Allah’ın ve O’na inananların lanetini üzerine çektiğini, çekeceğini bilmeyecek kadar zırcahil mi?

Bu saygı ve adap yoksununu, yuvarlandığı dipsiz kuyudan çıkaracak tek şey; tövbe edip Müslümanlardan özür dilemesidir.

Yazarın Tüm Yazıları