Kuşatma

TÜRKİYE’nin içinde ve etrafında yaşananlara bakıldığında üç yönden kuşatılmaya çalışıldığı görülüyor.

Haberin Devamı

Suriye’nin kuzeyinden Akdeniz’e doğru PKK koridoru açılması girişimi, Türkiye’nin güneyden kuşatılması girişimiydi. Bu girişim Fırat Kalkanı’yla kesilmiş durumda ama henüz bitmiş değil.

Güneyden kuşatmanın denizdeki ayağı ise Kıbrıs’tır. Çözüme ulaşıyoruz diye KKTC’nin ortadan kaldırılması ve Kuzey Kıbrıs’ın Rum egemenliğine gireceği bir sürecin başlaması, Türkiye’nin Akdeniz’den de kuşatılması sonucunu doğurur.

Benzeri bir hamle Ege’de Yunanistan’dan geliyor. Yunanistan, Türkiye 15 Temmuz, terör ve Suriye ile meşgulken, Ege’de aidiyeti belirsiz adaları işgal ederek, batıda bir kuşatma hamlesi yapıyor.

Eğer 15 Temmuz’da FETÖ’cü darbe girişimi devleti ele geçirebilseydi, Türkiye’yi kuşatma, kaosa ve içsavaşa sürükleyerek parçalama girişimi hızlanacaktı.

SURİYE SINIRI

Haberin Devamı

Suriye içsavaşını fırsat bilen PKK’nın, bu ülkenin kuzeyini ele geçirerek, büyük projesinin bir ayağını hayata geçirip bir devletçik kurmaya ve Akdeniz’e bir koridor açmaya yöneldiği açık biçimde görüldü.

Bu girişim, Obama yönetimi tarafından çok ciddi biçimde desteklendi.

Türkiye, PKK’nın başlattığı güneyden kuşatma harekâtını ancak TSK’nın Fırat Kalkanı operasyonuyla kesebildi. Bu yönüyle Fırat Kalkanı güneyden yapılan kuşatmayı yarma harekâtıydı.

Peki bu süreç tamamen kapandı mı?

Henüz değil. ABD’nin yeni başkanı Trump’ın ve Rusya Devlet Başkanı Putin’in ne yapacakları belli olmadan, bu sürece kapanmış gözüyle bakılamaz.

Eğer Trump ve Putin, aralarında uzlaşarak PKK-PYD-YPG’yi
desteklemeye devam edilmesi kararı alırlarsa, ‘PKK koridoru’ projesi yeniden canlanır ve TSK’nın Suriye’den çekilmesi için baskı artar.

Böyle bir durum, hem içeride hem dışarıda PKK ve DAEŞ’e karşı düzenli ordusuyla, şehitler vererek mücadele eden tek ülke olan Türkiye’yi açığa düşürür ki, bu Putin-Trump’ın Ankara’ya bir oyunu anlamı taşır.

Bu bağlamda Trump’ın “Suriye’de güvenli bölgeler oluşturacağız” sözünün nereye gideceği büyük önem taşıyor. Trump’ın niyeti, Türkiye-ABD ilişkilerinin geleceğini belirleyecektir.

Türkiye, şu anda işbirliğini sürdürdüğü Putin’e de işbirliği kurmasını beklediği Trump’a da bu konuyu çok iyi izah etmeli ve hukuki, siyasi ve askeri açıdan nelere yol açacağını kararlı şekilde anlatmalıdır.

Haberin Devamı

KIBRIS’IN STRATEJİK ÖNEMİ

Güney sınırımız boyunca oluşturulacak PKK koridoru girişimiyle birlikte Kıbrıs’ın stratejik önemi daha artmıştır. KKTC’nin ortadan kalkması, Kıbrıs Türklerinin, Karpaz başta olmak üzere Kuzey Kıbrıs’ın zamanla Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin egemenliğinde eriyeceği bir süreç, kuşatmanın Akdeniz’e sıçraması anlamına gelir.

Bu itibarla Kıbrıs müzakereleri sürdürülürken bu risk göz ardı edilmemelidir. Türkiye’nin garantörlüğü ve TSK’nın Kıbrıs’taki varlığına son verecek bir anlaşma, Girit’in kaybedilmesi gibi Kıbrıs’ın kaybedilmesi sonucunu doğurur.

EGE’DE OLDU BİTTİ

Yunanistan’ın Ege Denizi’ni kendi gölü gibi gördüğü sır değil. Her fırsatta Ege’yi Yunan gölüne çevirmek için hamleler yapıyor. Kardak’ta, 1996’da yaşanan ve iki ülkeyi savaşın eşiğine getiren kriz bunun en çarpıcı örneklerinden biriydi.

Haberin Devamı

Yunanistan, özellikle Türkiye başka sorunlarla meşgulken, Ege’de ‘oldubitti’ yaratmayı bir alışkanlık haline getirmiş durumda. Kardak’ta yapmaya çalıştığı gibi son yıllarda yine Ege’deki aidiyeti belirsiz adacıklara ve kayalıklara musallat olmuş durumda. Bazı adacıklara helikopter pistleri yaptığı, bazılarına iskele inşa ettiği, bazılarına küçük yerleşim birimleri kurmaya yöneldiğine ilişkin tespitler mevcut. Atina, darbe girişimi, terör, Suriye ile meşgul olan Türkiye’ye bu ‘oldubitti’leri kabul ettireceğini hesaplıyor.

Resmin büyüğüne bakıldığında, Türkiye’nin güneyden Suriye ve Kıbrıs üzerinden, batıda adacıkların işgaliyle sarılmaya çalışıldığını görmemek
mümkün değil.

Yazarın Tüm Yazıları