Bahçeli neden böyle yapıyor?

MHP Lideri Devlet Bahçeli, geçen dönem Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na başkanlık önerisi veren AK Parti’ye şiddetle muhalefet ettiği halde, bu kez neden “Millete sormakta sakınca yok, AK Parti önerisini getirsin” demeye başladı?

Haberin Devamı

Bu soruya yanıt vermeden önce, 1 Kasım seçimlerinden sonra giderek belirgin hale gelen AK Parti-MHP yakınlaşmasının nedenleri üzerinde duralım... 

MHP’NİN MUHALEFET ALANI
MHP’nin muhalefette en hassas olduğu konu, ideolojiyle uyumlu olarak PKK olmuştur. PKK’nın bölücü, ayrılıkçı bir terör örgütü olduğunu vurgulayan MHP, bu sorunu Türkiye’nin bekasıyla ilgili en önemli sorun olarak görmüştür. 

Bahçeli, bu çizgisinin karşılığını, partisine ikinci büyük sıçramayı yaptırdığı 7 Haziran 2015 seçimlerinde almıştır. Oylarını 2 milyondan fazla artırmış ve milletvekili sayısını 80’e çıkarmıştır. MHP’ye bu sıçramayı yaptıran ve AK Parti’ye 2 milyon oy kaybettiren temel neden ‘çözüm süreci’dir. Bu süreçte terörle silahlı mücadelenin yok denecek kadar azalması, bu süreçten kalıcı bir çözüm beklenirken, PKK’nın şehir savaşlarına hazırlık yaptığının anlaşılması AK Parti’ye kaybettirirken, MHP’ye kazandırmıştır.

Ancak ortaya çıkan Meclis tablosu muhalefete HDP’nin koalisyon ortaklığı veya dışarıdan desteği dışında hükümet seçeneğine imkân vermemiştir. Bahçeli bu koşullarda stratejik bir karar vererek, HDP’li veya HDP destekli hiçbir koalisyonda yer almayacağını ilan etmiştir.

Seçim sonuçlarına çözüm sürecinin etkisini, Türkiye’nin bekasıyla ilgili bir soruna doğru hızla yol aldığını, PKK’nın savaş hazırlıklarını ve Suriye’deki gelişmeleri analiz eden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ve AK Parti kurmaylarının, PKK’yla mücadele politikasını 180 derece değiştirip 1 Kasım seçimlerine yönelmeleri, MHP’nin muhalefet alanını daraltmıştır. AK Parti 1 Kasım seçimlerine, MHP’nin PKK’ya karşı eskiden beri savunduğu politikaları uygulayarak gitmiş ve başarılı olmuştur.

7 Haziran’dan sonra Türk Hava Kuvvetleri başta olmak üzere asker ve polis tüm güvenlik güçleriyle PKK’yla hem silahlı hem siyasi mücadeleye ağırlık veren iktidar, 1 Kasım’da MHP’ye kaybettiği 2 milyon oyu fazlasıyla geri almış ve bu politikasını sürdürmeye devam etmiştir.


İKİ POLİTİKA
AK Parti’nin değiştirdiği politika sadece PKK politikası değildir. Binali Yıldırım’ın başbakanlık görevini üstlenmesinden sonra hızla değiştirilen bir politika da Suriye politikası olmuştur. Bu değişiklik sonucunda Türkiye, Irak ve Suriye’deki askeri varlığını artırmış, Fırat Kalkanı harekâtıyla sahaya inmiş ve Musul’la ilgili atağa geçmiştir.

PKK’yla mücadeleden sonra Suriye-Irak politikası da MHP’nin bu konulardaki politikasıyla uyumludur. Bu açıdan da MHP’nin muhalefet alanı daralmıştır.

Bu, MHP düşüncesinin iktidarda uygulamaya geçirilmesinin bir sonucudur. 


FETÖ FAKTÖRÜ
Bahçeli ve MHP açısından önemli bir diğer faktör, FETÖ’dür. 1 Kasım seçimlerinde büyük oy kaybeden ve milletvekili sayısı yarıya inen MHP, parti içi muhalefetin etkili şekilde harekete geçmesini ‘Okyanus ötesine gönderme yaparak’ FETÖ’ye bağlamıştır. 2002’de ‘MHP’siz iktidar’ istendiği gibi, 2016’da ‘MHP’siz muhalefet’ dizaynı yapılmak istendiği görüşünden hareketle, muhaliflerin karşısında, FETÖ karşıtlığı ile durmuş ve bu tutumu nedeniyle iktidar partisinden yakınlık görmüştür.

PKK ve Suriye politikasında örtüşen AK Parti ve MHP, FETÖ konusunda da örtüşen politikalara yönelmişlerdir. 


AK PARTİ’NİN MANEVRASI
İki parti arasında yakınlaşmayı sağlayan sürecin aktif aktörü AK Parti’dir. PKK konusunda MHP’ye yakın politikaya geçen ve uygulayan, keza Suriye konusunda yine MHP’nin desteklediği bir çizgiye gelen AK Parti’nin bu manevraları, yakınlaşmanın temel faktörleridir. Bahçeli’nin 15 Temmuz darbe girişimindeki sağlam duruşu, parti içi sorunlar konusunda izlediği FETÖ politikası da yakınlaşmayı güçlendirmiştir.


BAŞKANLIK KONUSU
Bu siyasi tablo içinde Bahçeli’nin, fiili başkanlık yürütüldüğü imasıyla “Ya bu uygulamadan vazgeçin ya da anayasa önerinizi Meclis’e getirin; millete sormakta sakınca yok” söylemini nereye koymak gerekir? Bu açılım, Bahçeli’nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti’nin istediği başkanlık sistemine geçiş için Meclis’te ve halkoylamasında destek vereceği anlamına gelir mi? MHP sözcülerinin “Meclis’te evet, referandumda hayır” diyeceğiz ifadeleriyle “330 garantisi sayılacak” sözlerini Bahçeli dün tekzip eden bir konuşma yaptı. ‘Önerilerini getirsinler’ söylemini tekrar etti.

Bahçeli’nin söyleminin AK Parti’yi cesaretlendirdiği bir gerçek. AK Parti Meclis’te bir deneme yapacak. Getireceği anayasada MHP’nin hassasiyetlerini azami derecede gözetecek. Ancak sonucun garanti olduğunu söylemek için çok erken. AK Parti’nin 330’u bulup referanduma ulaşması da mümkün, altında kalıp başkanlık projesini şimdilik gömmesi de... Anahtar MHP’de...

Yazarın Tüm Yazıları