Tarım Bakanı Pakdemirli’den iki müjde! Önüne gelen TV’de ‘domatesin faydalarını’ anlatamayacak

“Meyve sebze paranoyası”, “Et yesek mi yemesek mi?” tartışmaları...

Yani? Hepimizi gıda manyağı yapan yorumlar... Bir bakıyorsunuz, birisi çıkıp “kanser için domates” diyor...

Aynı gün akşamı başka birisi çıkıp domatesin zararlarını anlatıyor.

Birisi “İstediğin kadar et ye” diyor. Diğeri “Aman ha, sakın!” diyor.

İşte Bakan Pakdemirli’nin sözünü ettiği bu. Aynen şöyle diyor:

“Bazı televizyonlara, gazetelere internet sitelerine bakıyorsunuz. Birisi çıkıyor, başlıyor anlatmaya... ‘Domates şöyle faydalıdır’, ya da ‘zararlıdır’. Yok ‘Kanser yapar’. Diğeri çıkıyor, ‘Limon şöyle yapar, sarımsak böyle yapar’. ‘Et ye’, ‘Yok yeme’. ‘Bunu yemeyin, şunu tüketmeyin’... Gıda üzerine, kanser etkisinden kanser tedavisine, kilo verdirmeye kadar konuşuyor. Tamam da arkadaş, sen hangi bilgiyle, hangi bilimsel araştırmayla, hangi donanımla, hangi bilimsel veriyle bunları söylüyorsun?”

- Peki bunu önlemek için ne yapacaksınız?

“İşte bu nedenle bir yasa hazırladık. Çok yakında sanırım Meclis’ten geçecek. Bu yasa çıkınca, öyle önüne gelen çıkıp medyada gıda üzerine konuşamayacak. Bilimsel kurul bunları soracak. Bilimsel verileri, araştırmaları soracak. Yasaya aykırı durum varsa, hem onlar hem de o yayını yapan medya sorumlu olacak.”

BENİM ANLADIĞIM

İnsanları gıda konusunda paranoyaklaştıran, kafaları karıştıran bazı kişiler artık öyle çıkıp, “Şu zararlı, bu faydalı” diye açıklama yapamayacak. “Şu gördüğünüz macun...” diye başlayamayacak. Açıklama yapan da elinde araştırma sonuçları ve bilimsel veriyle yapacak. Bütün kalbimle destekliyorum.

İnsanların kafasını karıştıran, saçma sapan tartışmalar da bir son bulacak...

SAHTE GIDA MESELESİ

Bakan Pakdemirli ile sohbete devam ediyoruz.

Sahte gıda satanların ve ceza kesilenlerin listesi her yayınlandığında içimden aynı soru yükselir: “Bu yüzlerce şirket ya da kişi cezadan sonra bu işe devam etmiyor mu?” Sordum:

- Sayın Bakan, gıda sahtekârlarına ceza kesmek yeterli oluyor mu? Buna kesin bir çözüm yok mu?

Bakan Pakdemirli tebessümle bir cevap verdi:

“Öyle örnekler var ki... Adam OSTİM’de bal üretim merkezi açmış. Ama gidiyorsunuz, arı yok. Zeytinyağı şişesindeki sıvıyı analiz ediyorsunuz, içinde zeytinyağı yok. Yakalıyorsunuz, cezayı kesiyorsunuz, kamuya yayınlıyorsunuz. Ama adam başka şirket kurup devam ediyor. Zaten o arada ödediği cezayı çıkarıp kâra bile geçiyor.”

- Peki çözüm yok mu?

“Evet, çözümü bulduk. Ve bir yasa hazırladık. İkinci kez yakalanan meslekten men edilecek. Yani bir daha iş yapamayacak. Ağır cezalar da geliyor.”

İYİ NİYETLİ BİR KOMŞU BU FOTOĞRAFI ÇEKTİRİR Mİ?

YUNANİSTAN kapıları açacak mı?

Ege’nin iki yakasındaki esnaf ve
turizmci bunu soruyor...

Ama bakın şu fotoğrafa...

Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakelaropulu, seçilir seçilmez ilk ziyaretini Eşek Adası’na yapıyor. Hem de adalar esnafının turizme hazırlandığı günlerde...

Düpedüz Türkiye’yi tahrik ediyor.

Turizmde kapıları açmak isteyen, iyi komşuluk isteyen bir ülke bunu yapar mı?

Buradan anlayın siz artık...

Kapılar açılır mı? Açılsa da orada Türk bayraklı teknelere nasıl bir eziyet olur?