Pentagon’un önündeki Türkiye fotoğrafı
Bizim meslekte bir deyim vardır...
“Haberi fotoğrafla süsleyin.”
O nedenle haberi getiren muhabire yazı işlerinin ilk sorusu şu olur:
“Fotoğraf var mı?”
Çünkü fotoğraf, haberin aynı zamanda hem kanıtı hem görsel anlamda sahnesidir.
Buradaki “süs” kavramı da bildiğimiz “süs”lerden değildir.
Bu kadar detayı şunun için verdim...
25 Temmuz günü Milli Savunma Bakanlığı’ndan ajanslara bir fotoğraf ve video düştü.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, elinde kalem, beyaz bir tahtada kuvvet komutanlarına bir şeyler anlatıyor...
Arkadaşlar, bu tür fotoğraflar öyle kolay kolay yayınlanmaz. Hatta içeride böyle bir toplantı olduğunu bilseniz ve fotoğraf çekmek isteseniz...
Cevap, “basına kapalı ve gizli” olur...
Yani bırakın fotoğraf çekmeyi, kapıdan giremezsiniz.
Ama bu defa böylesine hassas bir toplantı... Hem de bakan elinde kalemle, kuvvet komutanlarına bir şeyler anlatırken çekilip yayınlanıyor.
Bunun elbette bir anlamı var.
Hem de çok ciddi bir mesajı var.
Mesaj da doğrudan Pentagon’adır...
Nitekim yine Milli Savunma Bakanlığı’ndan şöyle bir açıklama da geliyor:
“Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) komuta kademesi, ABD ile yapılan heyetler arası görüşmelerin ardından karargâhta bir araya geldi. Bu görüşmelerin ve Fırat’ın doğusundaki terör hedeflerine olası harekâtın masada olduğu toplantıya ilişkin Akar, ‘Bütün görüşlerimizi, tekliflerimizi gelen heyete ilettik. Bunları inceleyip cevaplarını derhal vermelerini bekliyoruz. Bir gecikmeye tahammülümüz olmadığını, gerekirse inisiyatif kullanacağımızı kendilerine bir defa daha vurguladık’ dedi.”
Bir mesaj bundan daha açık nasıl verilir?
Yani Türkiye bu fotoğrafla ABD’ye diyor ki...
1) Suriye’nin kuzeyinde ve sınırlarımızda bir terör koridoruna asla izin vermeyeceğimizi defalarca söyledik. Bir güvenli bölgeyi birlikte oluşturmak için anlaştık. Ama bir türlü harekete geçmediğiniz gibi hâlâ o bölgedeki terör unsurlarıyla görüşüyorsunuz.
2) Biz stratejik ortaklığımıza zarar gelsin istemiyoruz. Ama bu konuda ciddi olduğumuzu anlamanız gerekir. İşte en yüksek düzeyde güvenli bölge için harekât planlarımızı yapıyoruz. Bu fotoğraf bunun belgesidir. Siz olmazsanız da bizim bu güvenli bölgeyi oluşturacak gücümüz ve imkânlarımız var.
SON UYARI
Aslında bu fotoğraf ve ardından gelen açıklama Türkiye’den ABD’ye yapılan “son uyarı” niteliğindedir.
Bu “uyarı”, sakın şantaj olarak algılanmasın...
Bağımsız bir devletin, bir müttefik olarak kendi güvenliği için ABD ile yaptığı çetin müzakeredir...
Ama bu tür müzakerelerde “askeri seçenek her zaman masadadır”...
İşte bu fotoğraf o askeri seçeneğin masadaki halidir...
Burada iki mesaj daha var..
1) Doğrudan Başkan Trump’a: F-35 savaş uçakları konusunda Pentagon’a rağmen Başkan Trump’ın Türkiye lehine olumlu tavrı nedeniyle duyulan memnuniyet...
2) Türkiye ile ABD arasında oluşacak olumlu hava, Türkiye’nin alacağı 100 Boeing uçağı konusunda da olumlu bir sonuç yaratacaktır. Diplomaside buna “karşılıklı çıkar” diyoruz.
Çünkü devletler arasında aşk ilişkisi yoktur. Yalnızca menfaat ilişkisi vardır...
BİR HAREKÂT SÜRPRİZ OLMAZ
Bu fotoğraf aynı zamanda, önümüzdeki yakın bir zaman diliminde bir harekâtın sürpriz olmayacağını da anlatıyor.
Bir başka deyişle diplomatik tercümesi şudur:
- En üst düzeyde başkanlar bu konuyu görüştü.
- Dışişleri bakanları düzeyinde söyledik.
- Askeri heyetler toplantısında açıkça güvenli bölgeyi masaya koyduk. Ortak karar aldık.
- Son olarak Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’ye açıkça Türkiye’nin bu konuda tahammülü kalmadığını iletti.
- Ve ardından bu fotoğraf geldi.
- Sınıra silah sevkıyatları zaten biliniyor.
Bütün bu gerçekler alt alta yazıldığında...
Fırat’ın doğusunda güvenli bölge için bir harekât sürpriz olur mu?
Elbette olmaz.
Çünkü bu fotoğraf o sürprizi ortadan kaldıran dostça ve stratejik bir uyarıdır.
Çok iyi biliyorum ki bu fotoğraf, Beyaz Saray ve Pentagon’da uzun uzun analiz edilmiştir.
Son soru: Anlattığım bu fotoğraf elbette “süs” olsun diye servis edilmedi. O nedenle merak ediyorum...
Acaba bu fotoğraf üzerine Washington’dan Ankara’ya bir mesaj geldi mi?
