'Ordubozanlar'

Milli Savunma Bakanı Akar bir konuda çok hassastı. O da Atatürkçülük üzerine yapılan eleştiriler:

Haberin Devamı

Denizkurdu Tatbikatı’nda o kadar çok şey yaşadık gördük ki... Tatbikatın o muazzam etkisi. Bir de son dönemde yapılan bazı eleştirilere karşı Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın cevabı...

Özellikle de Atatürkçülükle ilgili saldırılar...

Aksaz Deniz Üssü’nde bir akşam Bakan Akar’la uzun bir sohbet yaptık.

Ordubozanlar

Bunları pazartesi günü aktaracağım...

Konuşmasının bir bölümünde aynen şöyle dedi:

Yalanla dolanla ordumuza ve onun komuta heyetine dil uzatmayı adet haline getiren ordubozanlar var. Fitne ve fesat peşinde koşan bu ordubozanlar, TSK’nın tatbikatlardaki ve asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından aldığı ilhamla üç kıtada icra etmekte olduğu operasyonlardaki başarılarını engelleyemeyecekler, gölgeleyemeyecekler...”

Haberin Devamı

Bu “ordubozanlar” vurgusunun altını çizmek istiyorum.

Çünkü aynı sözü ordunun en üst kademesinin bulunduğu toplantıda da söyledi.

Bakan Akar’la yaptığım sohbetlerde çok açık gördüm...

Şöyle özetleyebilirim:

- Bu eleştiri ve saldırıların kendisine vereceği zararı değil, ordunun içinde yaratacağı moralsizlik ihtimalini önemsiyor.

- O nedenle üzülüyor... Kızıyor. 

İşte o nedenle de “ordubozan” gibi sert bir ifadeyi kullanıyor.

Yani...

Beni eleştirebilirsiniz. Ama ordunun birliğine, moral gücüne dokunmayın” diyor.

İşte o sözlerin devamı:

Türk Silahlı Kuvvetleri yurtiçinde, Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde, Kıbrıs’ta, Azerbaycan’da, Libya’da, Doğu Akdeniz’de ve daha birçok coğrafyada, hem ülkemizin hem de dost ve kardeşlerimizin hakkını, hukukunu korumak, bölgesel ve küresel barış ve istikrara katkı sağlamak için bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da büyük bir fedakârlık ve kahramanlıkla mücadelesine devam edecektir. Türk Silahlı Kuvvetleri binlerce yıllık şanlı tarihimizden süzülüp gelen milli, manevi ve mesleki değerleriyle, aklın ve bilimin ışığında, anayasa çerçevesinde, yasalar ve Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleri doğrultusunda, sıralı amir ve komutanların emir ve komutasında, milletinin emrinde, görevinin başındadır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.”

SAYIN MİÇOTAKİS BU NE YAMAN ÇELİŞKİDİR


Denizkurdu Tatbikatı’nın en ilginç sorularından birisi de şuydu:

Haberin Devamı

- Sayın Bakan buradan Yunanistan’a dostluk mesajları gönderiyorsunuz. Dünyanın değişik ülkelerinden tatbikatı izlemek üzere askeri ataşeler var. Neden Yunanistan’dan yok. Davet ettiniz mi?

Bakan Akar “Elbette davet ettik ama gelmediler” cevabını verince soru devam etti:

- Bir önceki tatbikata geldi mi?

Evet daha önceki tatbikatta geldiler.

İşte o zaman aklıma geldi. 

Daha 1 hafta önce Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Atina’da birlikteydik. Tam bir barış havası vardı.

Hatta Yunanistan Başbakanı Miçotakis, Çavuşoğlu’nu Girit’teki evine davet edip orada ağırlamak istemişti. Bu davet diplomasi dilinde kelimenin tam anlamıyla bir “dostluk ve barış” jestiydi.

Ama ne ilginçtir ki...

Haberin Devamı

Bir ülkenin başbakanı böyle bir jest yaparken, o ülkenin askeri ataşesi jest yapılan ülkenin en önemli davetini geri çeviriyor.

Doğrusu sormadan edemedim:

- Başbakanla dışişleri bakanı Dendias arasında bir sıkıntı mı var? Çünkü dışişleri bakanı Dendias son Ankara ziyaretinde sıkıntı yaratacak hırçınlıklar yapmıştı.

BABAMIN ADININ OLDUĞU SANCAK GEMİSİNİN DÜMENİNDE


Belki de meslek hayatımın en ilginç anlarından birisini Salihreis gemisinde yaşadım. 

Türk donanmasının 132 gemisinin “sancak gemisi” Salihreis’in köprüsüne gittim.

Ordubozanlar

Dümende gencecik leventler. Başlarında komutanları. Yürekleri heyecanla çarpıyor. Bunu gözlerinden görüyorum. 

“Hadi” deseler... Bırakın gemiyi... Atlayıp kulaç atacaklar.

Haberin Devamı

Tereddütsüz bir vatan sevgisi...

Ve ne garip bir tesadüftür ki...

Babamın adı Salih’tir. Ve ben Salihreis gemisinin dümenindeydim...

BAKAN TATLIYI ELLERİYLE YEDİRDİ

Tatbikatın  sonunda iki tören oldu. 

Birincisi başarılı personele bakanın hediyeleri ve pasta kesimi...

Salihreis’in yemekhanesine bir girdik ki... Komutanlar ayakta. Ve masanın önünde çakı gibi dizilmiş çocuklar. 

Ortada bir pasta... Pastanın üzerinde bir gemi resmi. İnanın gerçek gibi.

Ordubozanlar

Meğerse 1.000 yıldır gelenekmiş.

Komutan başarılı personele hediye verirmiş. Bakan Akar geldi:

- Evet kim... En yeni personel, kıdemsiz gelsin.

- Benim komutanım. Tonya...(Kendisini o kadar yüksek sesle tanıttı ki ben o kadarını anlayabildim.)

— Aslan Tonyalı...

Haberin Devamı

Bakan Akar pastadan kesilen bir parçayı çatalla Tonyalıya yedirdi...

Bunu da öğrenmiş olduk... Meğerse denizde “acemilere” böyle jestler var. Ve onları ustalarla yan yana koyuyorlar...

Bir kez daha anladım ki... Denizcilik gelenek demektir...

GEL DE AĞLAMA KARDEŞİM

Ve son sahne...

Önümüzden Türk mühendislerin yaptığı gemiler geçiyor.

Ordubozanlar


Ve Salihreis’in sancağından geçen her bir gemi. Güvertelerinde bembeyaz giyinmiş pırıl pırıl leventler...

Komutanın bulunduğu sancak gemisine doğru, şapkalarını göğüslerinden yukarı doğru kaldırarak “çimariva” denilen denizci selamıyla bağırıyorlar.

O çocukları görünce gel de ağlama kardeşim...

Yazarın Tüm Yazıları