Nasıl çözeriz?

BU fotoğrafı İstanbul’un her kavşağında görebilirsiniz artık.

Haberin Devamı

Nasıl çözeriz

Ben Gültepe-Levent arasındaki Talatpaşa Caddesi’nde çektim.
Üşenmedim. Bekledim.
O minibüs saatlerce yolun ortasında trafiği zorladı. O zorladıkça diğerleri de direndi.
Başkasının sırasına tecavüzü kurnazlık zanneden o kafa, zaten el kadar olan kavşağı tıkadı.
Kuyruk Büyükdere Caddesi’ni kilitledi. Beşiktaş’ı siz düşünün.
İşte bu halde trafik. Aslında biz de bu haldeyiz.
Büyük meseleleri çözmek için büyük laflar ediyoruz. Toplantılar yapıyoruz.
Açık oturumlar, siyasi nutuklar... Ama sıraya girmekte tıkanıp kalıyoruz.
Peki, sıraya girmeyi bilmezsen, başkasının haklarına saygı duymazsan, kırmızı ışığı tanımazsan...
Hız levhasına aldırmazsan. Ağacın değerini bilmezsen... Yayaya öncelik vermeyi bilmezsen.
Hangi meseleyi çözebilirsin arkadaş?
İşte...
“Bu trafik milleti çıldırtıyor” dedim... Yağmur gibi şikâyet yağdı...
Ne kadar dertliymişiz...
Trafik meselesi deyip geçmeyin. Kürt meselesi büyük, trafik meselesi küçük değildir yani.
Hayatın kendisidir. Çıldırabilirsiniz...
Daracık caddeleri gökdelenlere boğdular. Şimdi her akşam, her sabah trafikte deliriyoruz..
“Hiç düşünmediniz mi?” diye soruyorum...
Cevap olarak, hâlâ gökdelen temeli atıyorlar...

Haberin Devamı

Orada bir okul var uzakta


BATMAN Sason’dan bir ilkokul yazdım.
Pencereleri naylonla kaplı bir okul fotoğrafıydı.
Dağlar arasından okula giden çocukların fotoğrafını görünce birkaç yıl geri gittim.
Yine Batman... Bu defa Gercüş’ün Arıca köyündeyim.
Tek odalı bir evde sohbet ediyoruz. Amcası bana Mehmet’in çocukluğunu anlatıyordu..
Amca Türkçe bilmediği için Kürtçe konuşuyor, Mehmet de tercüme ediyordu.
Tek gözlü evde Mehmet, geceleri gaz lambasında ders çalışıyormuş.
Okul yolu dağdan, kar kış, patikası oyundan... Mehmet dediğim kim biliyor musunuz?
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek.
O topraklardan çıkan bir mucize yani. Onu tanıdıkça daha iyi anlıyorum.
Her şeye rağmen, inanç ve azmin ne kadar güçlü bir sihir olduğunu görüyorum.
İşte o çocukların fotoğrafını görünce hatırladım bu mucizeyi.
Elbette “Her zaman böyle mucize olmaz. Fırsat eşitliği lazım...”
Sason’daki okul 1 hafta önce tamamlanmış. Ama çocuklar hâlâ 3-4 kilometre yürümek zorundalar.
Düşünün ki, Anadolu’nun birçok yerinde durum böyle.
Mezralardan köy okullarına gitmek için taşımalı eğitimin dışında kalan çocuklar kar kış yürümek zorunda.
Sason Kaymakamı çok açık yürekli konuştu:
“Daha birkaç yıl önceye kadar, bırakın taşımalı eğitimi, buralara yol yoktu. Ama mevzuat böyle.”
Şimdi o yolları yapanları alkışlıyorum.
Ve Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya siyaset üstü bir çağrı yapıyorum:
Taşımalı eğitim güzel... Yollar yapılıyor tamam.
Ama mezralardan köylerdeki okullara 5 kilometre yürümek zorunda kalan o çocuklar için de bir şeyler yapılmalı...
Karda kışta dondurmayalım o çocukları..
Hadi görelim!
Onu da yapar bu devlet...

Yazarın Tüm Yazıları