İnsanlık için bir öneri

YALNIZCA buradan seslenerek olmuyor.

Haberin Devamı

Ajanslar, fotoğraflar yetmiyor...
Ölü çocuk bedenleri, yanık yüzler etkilemiyor...
Düşünüyorum:
“Acaba daha nasıl anlatılmalı?
Gazze’deki, Türkmeneli’ndeki katliam, dünyanın gözüne bir ateş topu gibi nasıl sokulmalı?
Yalnızca dış temsilciliklerimizin diplomatik çıkışları da karşılamıyor.
Çünkü artık vahşet devletler meselesi olmaktan çıkmıştır.
“Acaba nasıl daha etkili olunur?”
İşte buradan naçizane bir öneri.
-Markalarımız var. Güçlü, etkili, uluslararası markalarımız.
Onların ilanları var...
Aslında o markalar aynı zamanda bu ülkenin flamalarıdır. İlah tahtalarıdır.
Örneğin THY...
Dünyanın her yerine uçuyor.
Dünyanın her havalimanında milyonlarca yolcunun gözleri önünde duruyor. Temsilcilik ofisleri, dünyanın en gözde şehirlerinin en gözde meydanlarında.
Mesela Brezilya, dünya kupası için uçaklarına resimler çizdirmişti.
Neden THY uçaklarında böyle bir uygulama olmasın?
İnsanlık adına, barış adına, bir sembol üretilip THY uçaklarının kuyruklarına ya da ofislerine konulamaz mı?
Ve uçak içi anonslarda duyurulamaz mı?
Büyük dev uluslararası markalarımız ilan veremez mi?
Londra’nın Trafalgar Meydanı’ndan Berlin’e, Paris’e kadar dev ilanlar veren THY bu barış çağrısını oralarda kiraladığı ilan alanlarına çizemez mi?
Messi’nin göğsünde ağlayan bir kız çocuğu mesela...
Cola markaları “Kısmet”, “Kader”, “Aşk” yazdıkları kutulara “Barış”, “İnsanlık”, “Masumiyet” gibi kavramları yazamaz mı? (Elbette İngilizce ve Avrupa fabrikalarında...)
Sonra Limak gibi, TAV gibi uluslararası hava alanları işleten markalarımız var. O alanlarda birer geçici stand açamazlar mı?
Eminim THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu da, Coco-cola CEO’su Muhtar Kent de, Limak’tan Ebru Özdemir ve TAV’dan Sani Şener de bu öneriyi düşünecektir.
Ve elbette, Ülker’den Koç’a, SA’ya, Pegasus’a, Atlas’a kadar dünya çapındaki markalarımız bu öneriyi düşünebilir...

* * *

Haberin Devamı

TÜRKMENLER İÇİN DIŞİŞLERİ’NE BİR SORU


ÖNCEKİ gün genç bir garson arkadaşım geldi dedi ki:
“Fatih Abi, bizim iki çocuğumuz var. Ama Türkmenlere yapılan bu zulmü kaldıramıyoruz. Sürgün edilen, kamplarda perişan olan Türkmen çocuklardan birisine gücümüz yettiğince bakmak istiyoruz. Acaba bu konuda ne yapabiliriz? Kime müracaat edebiliriz?”
Genç arkadaşım bunu söylerken gözleri doldu.
“Sorarım” dedim... Ve işte Dışişleri Bakanlığı’na soruyorum:
Böyle bir talep olursa ne yapılmalı?”
Ve Sevin bir mesaj göndermiş...
Diyor ki:
“Yalnızca Gazze’dekiler mi zulüm görüyor. Niye kimse Türkmenler için bir ses olmuyor? Bir çığlık atmıyor? Türkmen olmak suç mudur?”
Haklısın Sevin...
Irak’ın kuzeyinden gelen Türkmen kamplarının fotoğraflarını görsen daha da sert sorabilirdin...
Kafa kesici IŞİD canilerinin Türkmen kardeşlerimize yaptığı zulümler unutulacak gibi değildir.
Bu işin sonunda Bağdadi denilen o hasta ruh yargılanmazsa, vicdanlarımız kavrulur...
Arap’ı, Kürt’ü, Türkmen’iyle bu coğrafya öyle çileli bir coğrafya ki...
İnsanlık adına hepsine ses olmalıyız...

Yazarın Tüm Yazıları