Gittiği kenti yaşatan vali

Önce şu fotoğrafa bir bakın...

Haberin Devamı

Gittiği kenti yaşatan vali

Sizce nerede çekilmiş olabilir?

......

Güney Fransa? Güney İtalya? Antalya?

Hiçbiri...

Arkadaşlar bu fotoğraf 2013 yılında Van Gölü’nde çekilmişti... Van-Bitlis Uluslararası Su Sporları Festivali’nde. Bir de şu fotoğraf var...

Gittiği kenti yaşatan vali

Dönemin valisi Münir Karaloğlu başlatmıştı bu güzellikleri.

Hatta benim de olduğum bir festivalde Yelken Federasyonu’ndan söz almıştı.

Bir sonraki Türkiye kupası Van Gölü’nde yapılsın diye... (Şu andaki başkan Özlem Akdurak’a bir çağrıdır.) 

Haberin Devamı

Dönemin AB Bakanı Egemen Bağış’ın da büyük katkısıyla...

Van’dan dünya Ermenilerine büyük mesajlar verilmişti ayrıca.

Tarihi Akdamar Kilisesi ayine açılıyordu. Bir yanda tarihi kamplaşmaların çözüldüğü bir kilise ayini... Diğer yanda Van Gölü’nde su sporları festivali...

Sabah güneş doğarken gözlerinde mutluluk yaşlarıyla göle giren, kiliseye giden yaşlı Ermeniler görmüştüm...

Hiç unutamadığım bir manzaradır bu.

Peki bunları niye anlatıyorum.

Vali Münir Bey için...

Çünkü dün yine bir haber okudum.

Münir Bey bu defa Antalya Valisi’dir.

Ve haber de şudur:

Antalya Valisi Münir Karaloğlu’nun da dalışlarına katıldığı ‘Sualtı Cenneti Antalya’ filmi, Çekya’da 41 yıldır düzenlenen Paf Tachov Festivali’nde profesyonel kategoride birincilik ödülü kazandı.”

Antalya için, Türkiye için muhteşem bir ödül. Devamı var:

“Vali Münir Karaloğlu, Antalya’nın 640 kilometrelik sahil bandında, Alanya’dan Kaş’a kadar sualtındaki tarihi batıklar, flora ve faunasının envanterinin çıkarılması için bir kitap hazırlığı başlattı.”

Kitap bitti, bu defa belgesel yapımcısı Tahsin Ceylan filme aldı.

640 km’lik Antalya kıyılarındaki sualtı kültürel varlıklarını ve zengin deniz yaşamını içeren ‘Sualtı Cenneti Antalya’ adlı film, Türkçe, İngilizce, Almanca ve Rusça hazırlandı.”

Haberin Devamı

Arkadaşlar, dünyada böyle bir tarih, böyle bir sualtı zenginliği var mıdır?

Yok...

Hep soruyorduk:

Peki bu tarih zenginliği için ne yapıyoruz?”

İşte bu kitap, bu film ve ödül, yıllardır sorduğumuz bu sorunun cevabıdır.

Bakın yıllarını bu denizlerin altındaki tarihe ve doğaya adamış olan filmin yapımcısı Tahsin Ceylan... 

Kekova gibi eşsiz bir sualtı zenginliği için bir makalesinde ne diyor:

“Tarihin gizeminde dalış yapabilmenin keyfini Kekova’da yaşayabilirsiniz. Yıkılmış ya da sular altında kalmış olsa da binlerce yıl önceki yaşam alanlarını görmek ve tarihin parmak izlerine dokunabilmek muhteşem bir duygu. Düşünce ve işgücü yoğun, doğayla uyumlu bu eserleri yaratanların aramızda yaşadıklarının en somut örnekleri. Oysaki bizler sonraki nesillere sadece beton yığınları bırakıyoruz.”

Haberin Devamı

Ceylan soruyor:

Neden suyun altındaki bu eşsiz tarih için dalış yasağı var?

Neden dalış turizmine açılmaz?

Oysa oralara demir atmak serbesttir. O nedenle de suyun altı kırık amforalarla doludur.

Gözetimli turistik dalışa izin verilebilir mi?

Bu da ayrı bir konu. 

Umarım Antalya Valisi Münir Karaloğlu bu soruya da bir çözüm bulur.

Münir Bey’e gelirsek...

Kaymakamlık yaptığı Anadolu kasabalarından, valilik yaptığı Van’dan Bursa’ya, Bursa’dan Antalya’ya kadar o yalnızca  bir vali değildir. Şehir ve insan sevgisinin valisidir.

Devletin olduğu kadar halkın valisidir.

Sizi yürekten kutluyorum Münir Bey.

Yıllardır “Neden bu muazzam sualtı zenginliği, bu tarih bir belgesele dönüşmez?” diye soruyorduk. Cevabı siz verdiniz.

Haberin Devamı

Hem de uluslararası bir ödülle verdiniz.

Helal olsun...

Yazarın Tüm Yazıları