Dananın kuyruğu

SURİYE ve Irak ekseninde acılı bir takvime giriyoruz.

Haberin Devamı

Önümüzdeki dönemde bölgedeki Kürt siyaseti uluslararası toplantılara hazırlanıyor.
Özellikle IŞİD’e karşı ABD desteğini alan Kürt güçleri zamanı çok iyi değerlendiriyor.
Bütün bunlara Türkiye’deki genel seçim ve barış süreci takvimini eklersek...
2015 gerçekten çok önemli bir yıl olacak.

HDP’SİZ MECLİS OLUR MU?

Bu noktada bana göre en ciddi kriz, baraj altında kalması halinde HDP’siz bir parlamentodur.
Soru şu:
-Eğer HDP baraj altında kalırsa, parlamentoda olmayan bir siyaset, barış sürecini nasıl sürdürebilecektir?
Tehlikeli ve zorlu bir durumdur bu.
Sınırlarımızın hemen ötesinde kontrolü mümkün olmayan gelişmeler yaşanırken, parlamento dışında kalmış Kürt siyasetinin ne tür sorunlar getireceğini tahmin edebilirsiniz.
En azından demokratik hakların kullanımı ve sivil siyasetin üretimi için büyük zorluklar yaşanacağı açıktır.
Dün Selahattin Demirtaş’ın İstanbul il kongresinde yaptığı konuşma bu açıdan çok önemlidir.
Kullandığı “Dananın kuyruğu kopacak” benzetmesi yalnızca lokal bir tespit gibi görünmüyor.
Sınırlarımız ötesindeki gelişmelerin de tetikleyebileceği bir ihtimalin eşiğini anlatıyor aslında.
İkinci soru:
-Sınırlarımızın güneyinde PYD ve Peşmerge silahlanırken, PKK’nın silah bırakması nasıl sağlanacaktır?
-Eğer silah bırakılmazsa barış süreci nasıl ilerleyecektir?
-Parlamento dışı kalmak sokağı tetiklemez mi?
Siyasi partilerin genel seçim öncesinde bu meselenin çözümü konusunda halkın önüne projelerini koyması gerekiyor.
Artık anlaşılıyor ki, eğer Türkiye demokratik bir ülke olarak kendi içindeki barışı, sivil bir çözüme kavuşturabilirse, bu aynı zamanda bölge ülkelerine de bir model olacaktır.
O nedenle siyasi partilerin Türkiye’nin önündeki ilk meseleyi bu şekilde tespit edip etmediği sorgulanmalıdır.
-Terörün bitmesi.
-Şiddetin ve silahın yerini siyasete bırakması.
-Nefret ve öfke ateşlerinin yakıldığı kamplardan kurtulmak.
-Türkiye’nin bir enerji koridoru olarak yeni projeleri başlatabilmesi.
Öncelikli olarak siyasetin huzuru sağlaması ihtimaline ayarlanmıştır.
İç ve dış şartlar o derece iç içe geçmiştir ki...
Türkiye kendi iç sorunlarının çözümünü mutlak sınır ötesi bazı hesaplarla bulacaktır.

AÇIK ÇAĞRI

Haberin Devamı

İşte bu nedenle diyorum ki...
Önümüzde 5 ya da 6 aylık bir seçim dönemi var.
Türkiye’nin demokrasinin gücünü ve enerjisini kullanabilmesi için siyasi partilerin seçim öncesinde bu meselelerle ilgili çözüm paketlerini seçmenin önüne koyması mümkün değil mi?
Gündelik polemiklerin ötesinde, siyasetin kalıcı çözümlerini şimdiden açıkladığını varsayarsak...
Demokratik Türkiye’nin önü açılmış olur.
Bu kadar zor mudur?...
Siyasi partilerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının çözüm projesi üretmesi...
Bunların tartışılması...
Herkesin kendisini ait hissedebileceği, kültürünü, inancını bir anayasal vatandaş olarak yaşayabileceği bir anayasa hazırlığı seçim öncesinde sunulamaz mı?
Her siyasi partinin bir programı vardır.
Ama hangi seçmen bu programları okuyarak oy verir.
Hiç olmazsa bu defa bu sorunların çözümü ve sade bir anayasa önerisi sunulsa.
Tartışarak, özgürce konuşarak seçmen sandığa gitse...
Çok mu zordur bunu başarabilmek?...
İşte önümüzde 6 ay...
Dananın kuyruğu üzerinden tahriklere düşmeden...
Çok mu iyimserim?
Hayal mi görüyorum yoksa?...

Yazarın Tüm Yazıları