'Yıldız Savaşları'nın Batuu gezegeni Kapadokya'da mı

22 Ekim Perşembe... Bütün dünyada 1970’lerin sonundan beri 4 neslin izlediği ünlü “Star Wars”ın (Yıldız Savaşları) geçtiği gezegenin kapısından girerken gün henüz ağarıyor.

Haberin Devamı

Burası ayrı bir gezegen olduğu için, “Acaba buranın güneşi nasıl doğar” diye düşünüyorum.

*

Girdiğimiz gezegenin adı Batuu...

İşte o gezegenin Black Spire Outpost adlı yerleşim birimindeyiz.

Türkçe adı “Kara Sarmal İleri Karakolu”...

Ama burada yaşayanlar, bulunduğumuz noktaya “Galaxy’s Edge” diyor...

Dünya diline “Galaksinin Kenarı...”

Yıldız Savaşlarının Batuu gezegeni Kapadokyada mı

Şehrin kenarındaki ilk mahalleye girerken iki şey dikkatimi çekiyor.

Hemen kenarında başlayan vadi Kapadokya’nın neredeyse birebir kopyası... Etraf peribacaları ile dolu. Arazi aşağı yukarı aynı.

Tanrı sanki burada ikinci bir Kapadokya yaratmış...

Ne tuhaf...

Kapadokya’ya ne zaman gitsem, orası da bana sanki başka bir gezegen gibi görünür.

*

Haberin Devamı

Dikkatimi çeken ikinci şey ise ıssızlık duygusu...

Sanki hayalet bir kasaba burası...

Ahalisi sanki ilahi bir emirle pılısını pırtısını toplayıp terk etmiş burayı...

*

Kolumdaki GMT ayarlı dünya saatime bakıyorum, sabahın 06.00’sını gösteriyor...

Demek ki burasıyla bizim dünyamız arasında pek saat farkı yokmuş diyorum.

Belki de gezegenin ahalisi henüz uyanmamıştır...

Yıldız Savaşlarının Batuu gezegeni Kapadokyada mı

Sonra tekrar bizim gezegenimize dönüyorum. Yaşadığımız dünyaya yani...

Girdiğim yer başka bir gezegen değil...

Los Angeles’a bir saat mesafedeki Anaheim şehrindeki Disneyland’ın bu yıl mayıs ayında açılan “Yıldız Savaşları” temalı bölümü...

*

2013 yılında ilk defa geldiğimde Disneyland’ı gün içinde gezmiştim.

Yürümenin çok zor olduğu bir kalabalık vardı.

Disney yönetimi bu defa bizi sabah 05.30’da parka götürüyor.

Parkın açılmasına daha epey zaman var ve o sırada sadece güvenlik görevlileri orada...

Çok az insana nasip olacak bir şansa sahip oluyorum.

Hayatımda ilk defa sokakları bomboş bir Disneyland’da dolaşıyorum.

Dünyanın artık açık ara en büyük medya ve eğlence devi olan Disney’in davetlisi olarak burada bulunuyorum.

Haberin Devamı

Her yıl yaptıkları D23 etkinlikleri için dünyanın çeşitli yerlerinden küçük bir gazeteci grubu davet etmişler.

Onlar beni gezdirdiler, ben de sizi gezdireceğim.

Yıldız Savaşlarının Batuu gezegeni Kapadokyada mı

YENİ KEŞFEDİLEN BİR GEZEGEN: BATUU

DİSNEYLAND’ın Star Wars gezegeninin adı Batuu... Star Wars fanatikleri bugüne kadar Batuu gezegenini hiç işitmemişlerdi.

Nimaa Karakolu, Asi Masasi Karakolu gibi isimlere aşinalar ama Kara Sarmal İleri Karakolu’nu da hiç duymamışlardı.

İkisi de Disneyland için özel olarak yaratıldı. Kara Sarmal uzaydaki serserilerin, kaçakçıların, maceraperestlerin uğradığı veya yaşadığı bir yerleşim birimi. Mekânların bir kısmını ise biliyoruz.

Last Jedi ve henüz gösterime girmeyen “Rise of Skywalker” (Skywalker’ın Yükselişi) filmlerinden esinlenmiş mekânlar.

Haberin Devamı

56 BİN METREKARE ALAN 18 BİN METREKARE TAŞ

Açılışının üzerinden daha 6 ay geçmeden Time dergisi burayı dünyanın en büyük 100 yerinden biri olarak seçti.

Yapımı 6 yıl sürdü.

6 bin 700 kişi çalıştı.

56 bin metrekare alana yayılıyor. Disney tarihinin en büyük projesi

Yapımında 18 bin metrekare taş işi gerçekleşti.

12’den fazla caddesi var.

BATUU DİLİNDE NASIL GÜNAYDIN VE İYİ GECELER DERSİNİZ

Star Wars fanatikleri bu filmlerde kullanılan özel dili bilirler.

Burada da bir “Batuu dili” yaratılmış.

Oradaki çalışanlardan birkaç kelimeyi öğrendim.

Bright sun: Günaydın.

Rising moon: İyi geceler.

May the spires keep you: İyi yolculuklar (veya til the spires).

Good journey: Yeniden görüşmek üzere.

Haberin Devamı

Refrseher: Tuvalet.

Hydrator: Çeşme.

Younling: Çocuk.

Yıldız Savaşlarının Batuu gezegeni Kapadokyada mı

BATUU’DAKİ PAZARYERİ İSTANBUL’DAN ESİNLENDİ

BATUU gezegeninin bu yerleşim birimindeki ortak mekânlar ve eskimiş binalar bana Ridley Scott’ın “Blade Runner” filmini hatırlattı.

Dekadan bir dünya anlatılıyor burada. Çöken bir uygarlık gibi...

Bu arada özellikle pazaryeri bir Türk için çok tanıdık geliyor.

Nitekim tasarımcıları bu pazaryerini planlarken İstanbul ve Marakeş’teki mekânlardan esinlenmişler.

O kadar belli ki...

CHEWBACCA İLE DEVRİMCİ ‘BİR GÜN MUTLAKA’ POZU

PAZARYERİNİ gezip bir üst mahalleye geçerken bütün Star Wars filmlerinden en çok tanıdığımız karakterden birine rastlıyorum.

Chewbacca...

Haberin Devamı

Yani Chewie...

Kashyyyk gezegeninden gelmiş, her tarafı kılla kaplı tuhaf yaratık.

Çok zeki...

Filmler boyunca onu bir başkaldırı savaşçısı, mühendis, esir, kaçakçı olarak gördük.

Çok yakın bir arkadaşı gördüm gibi oluyorum.

Birbirimize samimi bir şekilde sarılıp bu pozu veriyoruz.

“Bir gün mutlakta kazanacağız...”

O da tuhaf bir ses çıkarıyor.

Bana sanki “Yes we can” dermiş gibi iyi geliyor.

HIRDAVATÇIDAN BİR HİZMETÇİ ROBOTU KAÇ LİRAYA ALIRSINIZ

TABİİ buraya kadar gelip “Savi’nin hırdavatçı dükkânı”na uğramamak olmaz.

Burası uzayda dolaşan serseri takımının bulduğu, çaldığı malzemeyi getirip sattığı veya kendine bir şeyler aldığı dükkân.

Mesela orada kendinize bir droid alabilir veya çeşitli parçaları alıp kendiniz yapabilirsiniz.

Droid, yapay zekâya sahip kurgusal robot. Çeşitli modelleri var ve onları Star Wars filmlerinin hepsinde gördük. Bazılarını hizmetçi olarak da kullanabiliyorsunuz.

Disneyland’daki bu dükkânda kendinize bir C-3PO veya R2-D2 robotu alabilir veya parçalarından yapabilirsiniz. Size maliyeti 99 dolar. Yani dünün kuruyla 600 lira...

Üstelik size anormal bir seçme imkânı veriyor.

Çeşitli parçaları bir araya getirerek 280 bin farklı robot yaratabilirsiniz. Lazer kılıç isterseniz size maliyeti 199 dolar. Yani 1200 TL civarında.

Metal, ahşap, kemik saplarıyla, renk ve şekilleriyle, lazer ışıklarıyla 120 bin farklı versiyonunu üretmek mümkün.

Hınzır kafam orada da “Kill Bill”in ünlü “Hattori Hanzo” kılıcını aradı. Acaba onun lazerlisi yapılabilir mi...

Yıldız Savaşlarının Batuu gezegeni Kapadokyada mı

OGA’NIN BARINDAKİ DJ’Yİ BİR YERDEN GÖZÜM ISIRIYOR

Kara Sarmal İleri Karakolu’nun en eğlenceli yeri herhalde Oga’nın kantini...

Ben barı demeyi tercih ediyorum. Buraya girmek için sabahtan sanal bir kuyruğa girip rezervasyon yapmanız, 10 dolar depozito yatırmanız gerekiyor.

Yerinizi başkasına devredemiyorsunuz, satamıyorsunuz...

Grup halinde gidiyorsanız, içinizden birinin en az 14 yaşından büyük olması gerekiyor.

Ayrıca kuyrukta bekleyenler nedeniyle içeride 40 dakikadan fazla kalamıyorsunuz.

Bara oturup mönüye bakıyorum.

“Naneli Jedi”, “T-18 Skyhopper”, “Dagobah” gibi kokteyller var.

Bu arada acayip bir disko müziği çalıyor.

Arkama dönüp bakıyorum...

DJ kulübesinde sempatik mi sempatik bir robot var.

Mutlu ifadeler ve hareketlerle çok güzel çalıyor.

Sanki onu da bir Star Wars filminden hatırlıyorum ama çıkaramıyorum.

Biraz sonra ‘çak’ yapıp ayrılıyorum.

MAVİ SÜT MÜ YEŞİL SÜT MÜ İSTERSİNİZ

SABAH saat 09.00’a yaklaşıyor. California güneşi hafiften yakmaya başlıyor.
Gözüm köşedeki meşrubat satan açık hava barına takılıyor.

Gezegen sütü satıcısı... Naneli süt satıyor. Ama bu süt, dünya sütünden farklı.

Bu gezegende yaşayan, dünyada hiç görmediğimiz tuhaf hayvanlarından elde edilen süt güya... Bunun bir yeşil bir de mavi versiyonu var.

Buzlu bir içecek.

Bir bardağı 7.99 dolar.

Yani dünkü kur itibariyle 40 Türk Lirası...

HARRİSON FORD’UN MİLENYUM ŞAHİNİ İLE UÇUŞ NASIL BİR ŞEY

Ve sonunda Yıldız Savaşları evrenindeki en heyecan verici anımıza geliyoruz. Bu filmlerin en efsane uzay aracı olan, Han Solo’nun uçtuğu “Millennium Falcon”un (Milenyum Şahini) kokpitine oturup uçacağız.

Yani efsane Harrison Ford’un oturduğu kokpit.

Bu yeni nesil bir simülasyon aracı.

Disneyland’daki Yıldız Savaşları temalı bölge için özel olarak hazırlandı.

Henüz ziyaretçilerde açılmadı ama bize özel bir uçuş yaptırıyorlar.

Altı kişilik bir ekip oluyoruz.

Ön ve yan camlardan etrafı seyrediyoruz.

Kemerleri bağlıyoruz ve şahin dikey olarak havalanıp hangardan bir anda dışarı fırlıyor.

Ondan sonra uçuş başlıyor ama ne uçuş...

Önce Kara Sarmal İleri Karakolu’nun limanından şehrin sokakların dalıyoruz. Oradan uzaya çıkıyoruz ve karadelik gibi bir yere girip öteki tarafa geçiyoruz.

Tam bir “Interstellar deneyi”...

Önümüz yanımız düşman uçaklarıyla dolu.

İnsana saatler gibi gelen bir savaşa giriyoruz. Durmadan ateş ediyoruz, bizim aracımız isabet alıyor. Kokpit zangır zangır sallanıyor.

Gerçekten ürperiyorsunuz, adrenalin yükseliyor. Koltuk kenarlarını sıkıyor, terliyorsunuz. İnanılmaz bir deneyim.

Ve indiğiniz zaman ekrana gelen biri size hasar tespit raporunu veriyor.

Biz yüzde 45 hasarla üsse geri döndük.

Böylece Disney’in şu günlerde bütün dünyada en çok konuşulan temalı parkındaki üç saatlik gezimiz bitiyor.

YARIN - DÜNYA DEVİ NEYE HAZIRLANIYOR

Disney, Fox’u aldıktan sonra yeni “Avatar” filmi ne olacak?

101 Dalmaçyalı’nın sürpriz yeni kötü kadını kim olacak?

Narcos’un narkotik elemanı, uzayın yeni kovboyu mu oluyor?

Disney toplantılarında 48 saatte kimleri gördüm?

“Coco” filmiyle Meksika’nın ölüler âlemine giden Pixar, şimdi kimin ölümünden sonraki âleme gidiyor?

 Miki Maus ne âlemde? Hâlâ gözde mi?

 

Yazarın Tüm Yazıları