Umarım şu yazdığım kuyruklu yalandır

DÜNKÜ “Cumhuriyet” gazetesinin manşetinde vahim, ama çok vahim bir iddia vardı.

Haberin Devamı

AKP’ye çok yakın bir isim, “Kardeş kal Türkiye” isimli bir örgütlenme girişimi başlatmış.

Amaçları “Bir darbe girişiminde halkı kısa sürede sokağa dökmekmiş...”

Bu amaçla WhatsApp grupları oluşturuluyor, “Zello”da örgütleniyorlarmış...

* * * 

Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum... Başbakanımıza, AKP’lilere de sesleniyorum.

Devletin dışında veya içinde böyle bir örgütlenmenin iddiası dahi vahimdir...

* * * 

Doğruysa, bu örgütlenmenin içinde bulunan kişilere hatırlatırım...

Bu ülkede bir zamanlar resmi devletin içinde kurulan ve amacı yabancı bir düşmanın işgali halinde “Sivil savunmayı örgütlemek” olan bir yapılanma vardı.

Günü geldi “Gladio” benzeri bir örgüt olarak suçlandı, sorumluları yıllar sonra yargılandı.

* * * 

Bu ülkede “güya eğitim” gibi ulvi ve meşru amaçla başlayan bir örgütlenme yıllar sonra “paralel devlet” adı altında tarihimizin en tehlikeli örgütlenmelerinden biri haline dönüştü.

Bugün yargılanıyorlar.

* * * 

Haberin Devamı

Bu ülkede, 15 Temmuz gecesi, kendi halkına ateş açacak kadar alçaklaşmış bir terör örgütü, kanlı emellerini gerçekleştirmek için aralarında “ByLock” adı verilen bir haberleşme sistemi kurmuştu.

Bugün yargılanıyorlar...

O yüzden asla unutmayın...

Bugünün böyle “iddiaları”, yarın sizleri müebbet hapislerle cezalandıracak “iddianamelere” dönüşebilir.

* * * 

İki gazetecinin yazdığı yazıyı ihbar kabul edip dava açan, insanları içeride yatıran savcı ve hâkimlere sesleniyorum...

Bu iddia, hepimiz açısından, bütün milletimiz açısından son derece önemli ve vahim bir iddiadır.

Ve millet adına incelenip açıklığa kavuşturulmadır...

* * * 

O yüzden bütün kalbimle haykırıyorum...

Umarım bu iddia bir yalandır...

Kuyruklu bir yalan...

12 MAYIS 2012 BİR CUMARTESİ

12 Eylül 2012 günü Saracoğlu Stadı’nda Fenerbahçe-Galatasaray maçı oynandı...

O gün sahada bu tarihi olayın tanığı olan gazeteciler vardı. Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, O günlerde Radikal gazetesinin genel yayın yönetmeni olan Eyüp Can, Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya maçı Murat Ülker’in locasından izliyordu.

Aziz Yıldırım’ın locasındaki gazeteci ise Uğur Dündar’dı...

Haberin Devamı

Ben maçı iki locadan da seyrettim.

O gün orada bir gazeteci daha vardı ama o maçı en alt kattaki Fenerbahçe televizyonunun stüdyosundan izliyordu.

O da Cengiz Çandar’dı...

Aziz Yıldırım içerideydi. Fenerbahçe seyircisi polise karşı “Fetullah Gülen aleyhtarı” sloganlar atıyordu...

Polis ise büyük bir hınçla taraftara saldırıyor, dışarıdaki insanların bile üzerine biber gazı sıkıyordu...

O gün Fenerbahçe taraftarı lig şampiyonluğunu kaybetti...

Ama emin olun 15 Temmuz’da o meşum darbe girişiminde tankların karşısına dikilen ruh, o gece Saracoğlu Stadı’nda doğdu...

Ve biz gazeteciler o gün orada bu tarihi anın tanığı olduk...

 

AZİZ YILDIRIM 2 TEMMUZ AKŞAMI BANA NE DEDİ

 

Haberin Devamı

Temmuz 2012...

Aziz Yıldırım tam bir yıl cezaevinde yattıktan sonra o gün tahliye edilmiş...

Boğaz’daki evinde oturuyoruz...

Aziz Yıldırım ve eşi dışında, kardeşi Ali Yıldırım ve kızımın o günlerdeki eşi Ercan Saatçi var...

Aziz Yıldırım cezaevinden henüz çıkmanın verdiği duyguyla kelimesi kelimesine şunu söylüyor:

“Bu ülke bitmiş. Ankara’dakiler bu ülkeyi Büyük Millet Meclisi’nin, AKP’nin ve Başbakan’ın yönettiğini sanıyor. Bu ülke Fetullah Gülen’in eline geçmiş haberleri yok...”

Dün spor tarihimizin en büyük kumpaslarından birinin davası yeniden başlarken o geceyi hatırladım.

BİR HATIRLATMA

AZİZ Yıldırım 3 Temmuz günü evinden alınıp götürüldüğünde ilk tepkiyi verenler arasında 2 gazeteci vardı.

Biri bendim.

Haberin Devamı

Gözümün önünde olan olaylar öylesine alçakça saptırılmıştı ki, vicdanımın sesini kesemezdim...

İkinci gazeteci ise Cengiz Çandar’dı...

O iddianamenin çürütülmesinde cansiperane bir mücadele vermişti...

Balyoz iddianamesinin çürütülmesinde Pınar Doğan, Dani Rodrik, Sedat Ergin ve Ezgi Başaran ne yaptıysa ‘şike iddianamesi’nin çürütülmesinde de Cengiz ve ben aynı şeyi yaptık...

Bir kenara not edilsin diye yazıyorum...

KADIKÖY YAKASININ MÜZİKTE YÜKSELİŞİ

BEYOĞLU maalesef ölüyor...

Rock müziğin kalbi oradan Kadıköy’e taşınıyor...

Pazar günümü Kanat Atkaya’nın “Müzikte Yeni Dalgalar Yükselirken” isimli yazısını okuduktan sonra Spotify başında geçirdim.

Kanat, yeni grupların şarkılarından oluşan “Yeni dalgalar” isimli bir liste hazırlayıp Spotify’a koymuş.

Haberin Devamı

Yazıyı ve listeyi, sosyologlara, hatta siyaset bilimcilerine de tavsiye ederim.

Çoğunluğu Kadıköy yakasına taşınmış muazzam bir müzik devrimi yaşanıyor...

Abartmıyorum, listedeki bütün şarkıları çok sevdim. Ülkem hakkında umut verdi.

Teşekkürler Kanat...

Modern Türk gazeteciliğinde çok önemli bir damarın en büyük temsilcisisin..

Ve iyi ki Hürriyet’te yazıyorsun...

 

YAKANIN YÜKSELEN YILDIZLARI

"JAKUZİ”, “Ah! Kozmos”, “Help! The Captain Threw Up”, “Palmiyeler, “In Hoodies”, “Nihil Piraye”, “Nilipek”, “Melis Danişmend”, “Selim Saraçoğlu”, “Bubituzak”, “Hedunotopia”, “Balina”, “Ponza”, “Yarımada”, “Midvil”...

LİSTEME YENİ ŞARKILAR

KANAT’ın listesinden kendi Top 50 listeme şimdilik aldığım şarkılar:

GÖZYAŞI ÇETESİ: “Bu An”

NİLİPEK: “Sağanak Yağmurlu Şarkı”

JAKUZİ: “Koca Bir Saçmalık”

TUĞÇE ŞENOĞUL: “Seni Görmem İmkânsız” (Bu şarkı stream platformlarda yok. YouTube’da bulup dinleyebilirsiniz.)

Yazarın Tüm Yazıları