Patlamayan şampanya patlayan bir gazoz ve...

Pazar günü Formula 1 final törenini izliyorum...

Haberin Devamı

Lewis Hamilton bu yarışın İstanbul ayağını da kazanmış ve yarışma tarihine yeni bir rekor yazmış.

Bu yarışı, 7’nci defa kazanıp, Ferrari efsanesi Michael Schumacher’in rekorunu egale etmiş.

Yani Formula 1 tarihinde çok özel bir gün...

*

Bütün dünyanın gözü Türkiye’deki pistte yapılacak ödül töreninde...

Herkes Formula 1’in geleneksel şampanya patlatma seansını bekliyor.

Ama o ne?

Gazoz patlıyor...

Patlamayan şampanya patlayan bir gazoz ve...

Olabilir...

Derdim “Niye şampanya patlatmıyorsunuz” diye sormak değil.

Çünkü Azerbaycan ve Malezya gibi bazı ülkeler şampanya patlatıyor.

Bazı Arap ülkeleri ise alkolsüz şampanya patlatıyor ve neticede görüntü aynı oluyor.

Haberin Devamı

Türkiye’de ise 4 yıldır otomobil yarışlarında ya şampanya hiç patlatılmıyor veya gazoz patlatılıyor.

Benim asıl merakım başka...

*

Kim veriyor bu kararı?

Günlerdir hukuk ve ekonomi reformlarını savunan, günde en az üç ayrı platformda hukuk reformunu savunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu işle uğraşacak zamanı olacağını sanmıyorum.

Acaba birileri, “O öyle ister” diye mi düşünüyor?

Yoksa, durumdan vazife çıkarıp sportif mekânlarda içki satılmaz kuralını kendi kafasından böyle mi yorumluyor...

*

Bir başka örnek önceki gün yanan Vaniköy Camisi...

Yangından sonra öğreniyoruz ki, bu cami 6 gün önce, yani 10 Kasım 2020 günü bir tarikata devredilmiş.

Şimdi sormaz mısınız, koskoca 365 günde sanki başka hiç gün kalmamış gibi 10 Kasım 2020
günü bir tarikata devretmek nedir?

Bu kararı veren bürokrat, bu sembolizmle ne demek istemektedir...

Toplumun küçümsenmeyecek bir bölümünde bunca hassasiyet varken, ülkenin Cumhurbaşkanı’nın Anıtkabir’de Atatürk’ün huzuruna çıktığı saatlerde bunu yapmak...

Biraz saygı gösterip iki gün önce veya beş gün sonra yapsa ne değişirdi?

*

Evet Cumhurbaşkanı haklı...

Bu ülkeyi yeniden 2011 öncesi Türkiye menziline sokmak lazım.

Ama görüyoruz ki, sadece reform yapmak yetmeyecek...

Bu reformun ne anlama geldiğini de bütün devlet bürokrasisine anlatmak gerekecek...

*

Haberin Devamı

Görüyorum ki Cumhurbaşkanı’nın işi zor...

İşte bu zihniyetin değişmesi için onu desteklemeliyiz...

BAZILARI DİYOR Kİ NİYE DESTEKLİYORSUN

Hepimizin şikâyet ettiği yargıda hepimizi umutlandıracak reformlar yapılacaksa...

Cezaevlerindeki sanatçı, aydın, siyasetçi, sivil toplum üyesi aydınlar serbest kalacak ve ülkemizin imajı düzelecekse...

Herkes düşüncelerini serbestçe söyleyebilecek, bundan dolayı cezaevlerine girmeyecekse...

Hem ekonomide, hem hukukta, hem demokraside, hem insan haklarında Türkiye’yi yeniden yükselen yıldız haline getirecek bir dönem açılacaksa...

Merhamet, eşitlik ve liyakate saygı bu ülkenin yeniden vicdanı haline gelecekse...

Niye desteklemeyeyim arkadaş...

Haberin Devamı

GÜNÜN KONUSU

‘BİR BAŞKADIR’DA EN SEVDİĞİM BÖLÜM ŞUYDU

Geçen hafta sonundan beri bütün arkadaş gruplarım birbirine bu dizinin adını atıyor.

“Bir Başkadır”...

Patlamayan şampanya patlayan bir gazoz ve...

Şu an Türkiye’de gösterildiği streaming platformda 1 numara...

İlk iki bölümünü izledim.

Benim görüşlerim şunlar:

*

Çok çarpıcı bir dizi...

Oyuncular, özellikle Öykü Karayel çok başarılı...

Senaryo çok başarılı...

Mekânlar, kıyafetler ve görüntü 10 numara.

Yönetmen Berkun Oya çok iyi iş çıkarmış.

*

İzlerkenki psikolojim aynen şöyleydi.

Çok tuhaf bir çekiciliği var.

Bir yandan kendimi alamıyorum, izliyorum...

Ama bir yandan beni çok rahatsız eden, ekrandan kaçma duygusu veren şeyler var.

*

Ama dizinin bir yeri var ki... İşte o beni bağladı.

Haberin Devamı

‘ISSIZ ADAM’DA ‘ANLAMAZDIN’ BURADA FERDİ ÖZBEĞEN 

“Bir Başkadır” dizisinin kapanış jeneriklerindeki Ferdi Özbeğen’in şarkıları...

Oray Eğin bu şarkılar ve Ferdi Özbeğen üzerine çok güzel bir yazı yazdı.

Orada okudum Kadir Kaymakçı bu dizi için “Türkiye’nin ruhunu yansıtıyor” demiş.

Özbeğen şarkıları için de “Türkiye ruhunun fon müziği” demiş...

Patlamayan şampanya patlayan bir gazoz ve...

Onu bilmem ama, şurası kesin.

Issız Adam’daki “Anlamazdın” kadar iyi oturmuş diziye bu şarkılar...

ÖZBEĞEN’DEN EN SEVDİĞİM ÜÇ ŞARKI
BİR: Banko
“Büklüm Büklüm”
İKİ: Banko “Dilek Taşı”
ÜÇ: Banko “Senden Sonra”

ROBOTLAR JAMES BOND’UN TERZİSİNİ KURTARACAK MI

ALTMIŞLI yıllarda benim moda kıblem Carnaby Street’ti...

Londra’nın bu sokağı, Beatles’ın “Sgt. Pepper’s Lonely Hearts Club Band” albümünün kapağındaki giysilerin doğduğu yerdi.

*

Haberin Devamı

Sonra James Bond filmleri geldi...

James Bond’un James Bond olduğu yıllarda, bu fotoğraftaki gibi bir moda ikonu olarak dünyanın kafasına yerleşti...

İşte o zaman duydum ilk defa Savile Row adını...

Patlamayan şampanya patlayan bir gazoz ve...

Londra’nın ısmarlama elbise dikilen terzilerinin bulunduğu 137 metre boyunda bir sokağının adıydı.

19’uncu yüzyıldan beri “Usta terziliğin kâbesiydi” bu sokak.

Tuxedo denilen erkek ceketi ve kapitalizmin sembolü haline gelen silindir şapkayı icat eden yer orasıydı.

İngiliz kral ve kraliçelerinin, aristokratların, üst düzey askerlerin ve bürokratların merasim elbiseleri burada dikiliyordu.

James Bond’un o ikonik takım elbiseleri de burada yapılıyordu...

*

Sadece o mu?

Charlie Chaplin... Fred Astaire...

Ve daha kimler kimler...

Alexandre McQueen, o hiç makas kullanmadan elbise dikme yeteneklerini burada kazanmıştı.

*

Dün New York Times’ta okudum.

O efsanevi Savile Row şu sıralar batmak üzereymiş...

Dünyanın en klasik ısmarlama loncası, şimdi kendini dünyanın en ileri teknolojisinin ürünü robotlarla kurtarmaya çalışıyormuş.

İşte hikâyesi...

‘ROCK OF EYE’ KURALI ARTIK CAN ÇEKİŞİYOR

SAVILE Row terzilerinin gelirinin yüzde 70’i İngiltere dışından geliyordu.

Üçte biri Amerika’nın büyük şehirlerindendi.

Son yıllarda Arap ülkeleri, Çin, Güney Kore, Rusya ve öteki ülkelerin zenginleri de bir o kadar...

*

Caddenin en ünlü ustaları hayatlarını uçakta geçiriyordu... Gidip ölçü alıyor, prova yapıyor ve elbiseyi teslim ediyorlardı.

Bu sokağın büyüsü “Rock of Eye” denilen kuraldaydı...

Yani bir elbisenin tam uyması için müşteri ile terzinin aynı odada buluşması gerekirdi.

*

Elbiselerin fiyatları 8 bin ile 40 bin dolar arasında değişiyordu.

Ancak COVID-19 virüsü tıkır tıkır çalışan bu sistemi berhava etti.

Ustalar ölçü almak, prova yapmak için başka ülkelere gidemez oldu.

Ayrıca insanların evlerinden çalışmaya başlaması, klasik takım elbiseye olan talebi sıfıra indirdi.

*

Şimdi bazı terziler, Zoom üzerinden iş yapmaya çalışıyor.

Bir bölümü, robotlar üzerinde ölçü alıyor, prova yapıyor...

Ancak bunların caddeyi kurtarması pek kolay görünmüyor.

Çünkü bu 137 metrelik sokakta kiralar dünyanın en yüksek kiraları...

*

Ama bir şansları var...

Buradaki işyerlerinin çoğunun sahibi dünyanın en büyük yatırım şirketi olan, 1.1 trilyon dolarlık Norveç Refah Fonu...

Onlar “Bugün parayı basıp yarın kârımı alayım” diye düşünen Amerikalı yatırımcılar gibi değil.

Bu fon uzun vadeli düşünen insanlar tarafından yönetiliyor ve şimdilik kiralar konusunda anlayış gösteriyor.

*

Ancak o anlayış bile, Boer Savaşı, Birinci ve İkinci Dünya Savaşı, 1929 krizini atlatan bu sokağı kurtarmaya yetecek mi çok şüpheli...

KATKIDA BULUNANLAR
Sayfa Editörü: Firuzan Demir
Foto Editörü: Murat Şaka
Düzeltmen: Metin Usta
Tasarım ve Uygulama: Selma Songül Zengin

Yazarın Tüm Yazıları