Geçen sefer ‘ortaya karışık’ kalmıştı bu defa ne kalacak

CEM Yılmaz her şovunda “Buradan çıktığınızda aklınızda hiçbir şey kalmayacak” der, ama her şovunda da aklımızdan çıkmayacak bir şeyi kafamıza sokar.

Haberin Devamı

Ve kafamıza soktuğu o şey mutlaka millet olarak ortak bir alışkanlığımızı anlatır.

*

Bundan önceki şovunda bütün Türkiye’nin kafasında “ortaya karışık” esprisi kalmıştı.

Hani birçoğumuzun restoranlarda, meyhanelerde iki elimizi daire şekline getirerek, servis elemanlarına söylediğimiz o söz:

“Sen şöyle ortaya karışık bir şey getir...”

*

Geçen cumartesi akşamı Londra’da başladığı yeni şovunun yemek kültürü ile ilgili esprisi de şu oldu:

“Mezelerle doymayalım...”

Bizi bize gerçekten olduğumuz gibi anlatırken yerlere yattık.

Tabii bunun sonuna eklediği o “abi” kelimesi var ya, işte beni asıl o bitiriyor.

“Mezelerle doymayalım abi...”

Türkiye’yi bu kadar güzel anlatan bir cümle olamaz.

Her birimiz, hayatımızda kim bilir kaç defa duymuş, bizzat biz masadakilere söylemişizdir.

Haberin Devamı

“Mezelerle doymayalım abi, balığa da yer kalsın...”

*

Cem’i seyrederken mutlu oluyorum, neden biliyor musunuz?

Çünkü hâlâ “millet” olarak kalmış taraflarımız var, onu öyle güzel hissettiriyor ki...

Üstelik hiç öyle banal siyasi espriler falan da yapmadan.

Geçen sefer ‘ortaya karışık’ kalmıştı bu defa ne kalacak

ŞOV NASILDI DİYE BANA SORMAYIN ÇÜNKÜ...

PAZAR sabahından beri birçok arkadaşım arayıp soruyor.

“Cem Yılmazın yeni şovu nasıldı?”

Cevabım şu oluyor:

“Vallahi bana sormayın, çünkü ben Cem konusunda tarafsız olamam. Bu adam ne yapsa çok severek izliyorum, çok gülüyorum, kendimi çok iyi hissediyorum. Ben çok beğendim. En iyisi sen de gidip beğen...”

CEM YILMAZ’A GÖRE GENÇ GÖRÜNMENİN BÜYÜK SIRRI

Geçen sefer ‘ortaya karışık’ kalmıştı bu defa ne kalacak

BANA göre Cem Yılmaz’ın şu şovu iki açıdan yeni bir dönemin ürünü:

- Birincisi, onu sahnede ilk defa âşık bir erkek olarak seyrettim.

Program boyunca Defne Samyeli’ne aşkını ilan etti.

- İkincisi ise Cem’in “olgunluk dönemi” başlamış.

*

Şovda en az yedi-sekiz kere “Eh artık biz de belli bir yaşa geldik” anlamına gelen şeyler söyledi.

Hatta şöyle bir espri yaptı:

Haberin Devamı

“Sevgilimle benim yaşlarımızın toplamı 92...”

*

Ama yaşla ilgili esprilerinden biri var ki çok gerçekti ve öteki gerçekler gibi çok komikti.

Bize sordu: “Genç görünmenin sırrı nedir?”

Cevabı da kendisi verdi: “Önce yaşlanmak...”

*

Gerçekten de öyle değil mi?

“Çok genç görünüyorsun” dendiğinde çok seviniyoruz...

Ama bu sözün aslında “Sen artık yaşlandın” anlamına geldiğini nedense düşünmüyoruz.

CEM ŞOV SIRASINDA BENİ TELEFONDA YAKALAYINCA

CEM Yılmaz bütün gösterisi boyunca en çok üç kişiye takıldı.

Biri Tarkan, öteki Erol Evgin ve üçüncüsü de bendim.

Bunlardan birinde bana hafiften dokundurdu.

Çünkü birinci sıradaydım ve elimdeki cep telefonuna durmadan bir şeyler yazıyordum.

Haberin Devamı

Herhalde beni sosyal medyada zannetti.

Oysa gerçek başkaydı.

Çünkü hep diyor ya “Buradan çıkarken aklınızda hiçbir şey kalmayacak”...

Öyle güzel espriler vardı ki ben de aklımda kalsın diye cep telefonuma not alıyordum.

FİNNEY’İN, REDGRAVE’İN O’TOOLE’UN OYNADIĞI SAHNE

Geçen sefer ‘ortaya karışık’ kalmıştı bu defa ne kalacak

KAPIDAKİ görüntü, Amerikan filmlerinde gördüğümüz, biraz retro konser salonu girişi gibiydi...

Parlament mavisi bir rengin altında yeşil zemin üzerine büyük harflerle “Cem Yılmaz” yazılmıştı...

Önünde büyük bir kalabalık vardı...

Yani Apollo Tiyatrosu’nun giriş atmosferi, Amerikan filmlerinde gördüğümüz büyük müzikal girişlerinin benzeriydi.

Apollo Tiyatrosu 1901 yılında Kraliçe Victoria’nın ölümünden hemen sonra inşa edilmiş. O nedenle Edward döneminin ilk kültürel binası sayılıyor.

Haberin Devamı

Mimarı ünlü Lewin Sharp...

*

Bu binada Albert Finney, Peter O’Toole, Vanessa Redgrave, Beatles, David Bowie, Rolling Stones, Nick Cave gibi efsane sanatçılar sahneye çıkmış.

TÜRK DİASPORASININ KÜLTÜREL DOĞUŞ GECESİ

Geçen sefer ‘ortaya karışık’ kalmıştı bu defa ne kalacak

DÜNKÜ gecenin adı ‘World Premier’di.

İlk defa bir şovunu yurtdışındaki bir şovla başlatıyordu. Yani iddialı bir işti.

*

İki gecelik biletlerin tamamı çok önceden satılmış.

Türkiye’den de birçok insan gelmiş.

*

- Organizasyonu böyle büyük projelerin sihirbazı sayılan Mustafa Oğuz yapmış.

- Projenin en büyük sponsoru, 45 yıldır burada hizmet veren TurkishBank olmuş...

Zaten ben de şovu bankanın yönetim kurulu başkanı Hakan Börteçene’nin davetlisi olarak izledim.

*

Haberin Devamı

Hem organizatörler hem TurkishBank çok iyi bir iş yapmış.

Çünkü bu iki gece bana göre, Londra’daki “Türk diasporasının” kültürel alandaki doğuşu anlamına geliyordu.

Bir ara bu canlı topluluğu, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki İtalyan topluluğuna benzettim.

*

Türkiye, buradaki bu güçlü topluluğunun yararını çok görecek.

 

HERKES ELÇİNİN STAND UP KABİLİYETİNİ KONUŞUYOR

ŞOVUN ilk gecesinden önceki akşam Türkiye’nin Londra Büyükelçiliği’nde bir davet verilmiş.

Ben Ertuğrul Akbay’ın cenazesi nedeniyle katılamadım.

Ama katılanlardan dinledim.

Herkes büyükelçimiz Ümit Yalçın’ı konuşuyor.

Öyle sempatikmiş ve öyle espriler yapmış ki bazıları “Cem Yılmaz’ı sürklase etti” diyor.

Gösteri sırasında karşılaştığımızda bunu büyükelçiye söyledim.

En kısa zamanda buluşup bu meseleyi konuşacağız.

Yazarın Tüm Yazıları