Geçen cuma sabahı sahilde bir kadın cesedi bulundu

BUGÜN İstanbul’da Galatasaray Lisesi önünde bir sofra kurulacak. Sofrayı kuranlar “Bombalara Karşı Sofralar” adı altında bir araya gelmiş bir avuç insan.

Haberin Devamı

-1-

Amaçlarını şöyle açıklıyorlar:



“Yoksulluğa, savaşa, israfa, doğa talanına ve hayvan sömürüsüne karşı, yenebilir gıda artıklarını kullanarak sofra kuruyoruz.”


Gençliği dernekçilikle geçmiş biri olarak, bu cümlenin arkasındaki siyasi duruşu açıkça görebiliyorum.


Büyük bir ihtimalle ne onlar benimle, ne de ben onlarla mutabıkız...


Hiç önemi yok...


Görünen amaca ve arkasına konulan insanlık duruşuna bakıyorum.


Ve Allahıma şükür ki, o kirlenmemiş duruşu 40 yıl önceki kadar açıkça görebiliyorum.


Bugün 82’ncisi kurulacak olan sofra, Gönül Şahin isimli genç bir kadının hatırasına ithaf edilecek.


Beni bunu yazmaya, bugünkü sofrayı ithaf ettikleri o genç kadın davet etti.


O genç kadın ve arkasındaki hikâye... Ve tabii ki, arkasındaki duygu ve şu fotoğraf...


Lütfen önyargılı olmayın. Siyasi fikri şuymuş buymuş diye boşverip geçmeyin.


Önce hikâyesini okuyun.


Sonra hayatını vakfettiği o duyguyu hissetmeye çalışın.

Geçen cuma sabahı sahilde bir kadın cesedi bulundu

-2-

Haberin Devamı


TUTUNAMAYANDAN GERİYE KALAN BİR MEKTUP


GEÇEN cuma sabahı Avcılar semti sahilinde bir kadın cesedi bulundu.


Adı Gönül Şahin’di...


Adını hiç duymamıştım.


Dün, sırf Oğuz Atay’ın, benim kuşağımı derinden sarsan kitabı “Tutunamayanlar”ın adından esinlendiği için merak ettiğim “Tutunamayangiller” adlı sitede tesadüfen gördüm.


Geçen cuma, o sahilde hayatına son vermiş.


Geriye eliyle yazdığı, 24 Nisan 2016 tarihli kısa bir mektup bırakmış. Bir de bir köpekle birlikte uyurken fotoğrafını...


Bir hayvan hakları aktivistiymiş... Ateistmiş.


Bıraktığı mektupta şöyle diyormuş: “Oynayamadan ölen çocukların, işkenceyle yaşamı geçen hayvanların, dünyaya tahammül edemeyip gidenlerin varamadığı, olmayan yerde yok olmak tek isteğim. Tanrınızı en azından buna bulaştırmayın!”


Başbakan Ahmet Davutoğlu bir mülakatında şöyle demişti:


“Ya sert bir ateist olacaktım ya da sağlam bir mümin...”


Demek ki birçok genç belli yaşlarda böyle bir yol ayrımına geliyor ve kendi yoluna gidiyormuş.


Bense ikisi de olmadım...


Ama şu sorunun cevabını ben de hep aradım.


Koruduğu bir hayvanın yanında huzuru bulan insan, neden insanlar arasında aynı huzuru bulamaz...


Çünkü bu dünyayı cehenneme çeviren hayvanlar değil, insanlar... Bombaları, adaletsizlikleri, zulmü hayvanlar değil, insanlar yaratıyor.


O yüzden diyorum ki...


Allah, bugün kurulacak olan o mütevazı mahalle sofrasına Halil İbrahim bereketi versin...

 

Haberin Devamı

YENİ MUHAFAZAKÂR BURJUVAZİYİ  BEN DE TANIMAK İSTİYORUM


NECATİ Doğru, “Sözcü” gazetesinde magazin gazetecilerine soruyor:


“Sümeyye Erdoğan-Selçuk Bayraktar çiftinin nikâh töreninin ayrıntılarını niye yazmadınız?”


Cengiz Semercioğlu da Hürriyet Kelebek’te cevap veriyor:


“Bir magazin figürü ile evlenseydi, en âlâsını yapardık...”


Necati Doğru’ya katılıyorum. Ben de merak ettim.


Sibel Arna’dan, Ece Sükan’dan, Melis Alphan’dan gelenlerin kıyafetlerinin analizini, nikâha kimin eşiyle, kimin yalnız geldiğini...


O dünyanın gözde bekâr erkek ve kızlarının kimler olduğunu...


Yeni muhafazakâr burjuvazinin simalarını, elbiselerin nerelerde diktirildiğini ben de merak ettim.


Ama hepimiz bunların neden yazılamadığını çok iyi biliyoruz...


O yüzden “Gelenler daha çok siyasi figürdü” izahına Cengiz’in kendisinin de inanmadığını tahmin ediyorum.

Haberin Devamı


TOPSY

İLK FİL İDAMINDAN TAM 113 YIL SONRA

1903 yılında, New York’un Coney Island bölgesinde, bir sirk fili, gövdesine elektrik verilerek idam edildi. Filin adı “Topsy”ydi ve kendisine işkence yapan bakıcısını öldürmekle suçlanıyordu.


Edison firması filin öldürülüşünü filme çekti.


Amerika’nın en ünlü sirk şirketi “Ringling Brothers” bu ayın başında sirk fillerini programlardan çıkardıklarını ve kalan hayvanların Florida’da huzur içinde yaşayabilecekleri bir parka götürüleceğini açıkladı.


Gönül Şahin ölmeden fillerin bu zaferinden haberdar oldu mu bilmiyorum...


Umarım, arkadaşları bugün kurulacak olan “gönül sofrası”nda, idam edilen ilk fil Topsy’yi de hatırlarlar...

Haberin Devamı


KİM BU  5 MİLYON KİŞİ


ŞU ismi bir kenara yazın. “Son Feci Bisiklet”. Biraz 1970’lerin “İki yabanji” tarzı değişik bir Türkçe. Harika bir gitar sound’u, çok kuvvetli şarkılar. Henüz CD’leri yok. Ama “Bikinisinde astronomi” adlı şarkılarını YouTube’da 5 milyon kişi izlemiş. Kimdir bu 5 milyon kişi? Bütün bildiğimiz mecraların, kanalların dışında yepyeni bir müzik alanı yaratan bu insanlar kimlerdir? Merak ediyorum, tanımak istiyorum. Kupkuru ve giderek pespayeleşen siyasetin, küfürbaz trollerin, gaddar vasatların dışındaki bu dünyayı tanımazsam, bütün umudumu kaybedeceğim.

BİR KADININ LİBİDOSUNA  BU KADAR KİMLİK SIĞAR MI?


İREM Derici son zamanlarda ilgiyle izlediğim bir şarkıcı.

Haberin Devamı


Dün Hürriyet Kelebek’te “Libido benim için uzaydır” diyor.


Bakın o uzayın içine neleri sığdırmış:


“Mülayim ev kızı da var, kırbaçlı fettan kadın da, bıyıklı Mehmet abi de var, dominant kadın da... Domine edilmeyi seven de...”


Voovvv ilginç bir kimlik...


Bir kadının libidosuna bu kadar geniş bir yelpaze sığar mı...


Sığıyormuş...


Bence de sığmalı, sığdırmayı bilmeli...


Hiç de fena olmaz yani...

 

 

Yazarın Tüm Yazıları