Bir günde dokuz kadın hikayesi

Size önce 5 kadından bahsedeceğim.Üçü Türk, ikisi Fransız vatandaşı...

Haberin Devamı

Beşi de aynı şirkette çalışıyor.

Dünyanın iki numaralı alkollü içki şirketi Pernod Ricard’ın üst düzey çalışanı bu kadınlar.

Biri hariç hepsi Müslüman. 

Yani alkollü içki sektöründe çalışıyorlar ve Erbil’de “Saha ziyareti” yapıyorlar. Yani, viski ve başka içkilerin pazar durumunu görmek için oradalar.

Ekipte görevli erkek eleman yok.

*

Türkiye’de ekonominin ve sosyal hayatın her alanında olduğu gibi alkollü içki sektöründe de kadınların ağırlığı giderek artıyor.

Bağcılıkta, şarap yapımında ve pazarlamasında çok başarılı kadınların sayısı tahmininizin çok üstünde.

 

Bir günde dokuz kadın hikayesi
Tunus’un ilk kadın Başbakanı

 

Haberin Devamı

Irak’ta bu fotoğrafın çekildiği gün, bir başka Müslüman ülkeden de bir başka haber geldi.

Tunus Cumhurbaşkanı Başbakanlık görevine bir kadını getirdi.

Yeni hükümeti Necla Buden Ramazan isimli bir jeolog kadın kuracak.

Böylece Fas’taki üç kadın belediye başkanından sonra Tunus’ta da ilk kadın başbakan dönemi başlayacak.

*

Evet, Müslüman dünyada kadınlar her alanda yükselişte...

Çok iyi işaretler geliyor.

 

JAMES BOND’UN ‘AHUDUDU SORBESİ’ KRUVAZE KADİFE ‘TUXEDO’SUNA KAÇ PUAN

SON James Bond filmi “No Time To Die” sonunda iki yıl gecikmeyle sinema salonlarına çıktı. Filmin dünya galası geçen gece Londra’da yapıldı.

Galanın kırmızı halısı MET kadar renkli değildi ama bir şeyi dolayısıyla çok konuşuldu.

Bir günde dokuz kadın hikayesi

Tabii ne de olsa burası Londra... Herkes biraz değil, bayağı klasik...

Mesela Rami Malek galaya, oynadığı Freddie Mercury’yi mezarından kaldıracak kadar klasik mi klasik bir smokinle gelmiş.

Vallahi benim smokinim onunkinin yanında MET galasına gitmiş Lil Nas X’in kıyafeti kadar marjinal kalır.

*

James Bond’a gelince...

Haberin Devamı

O da sonunda “Her Majesty’s spy” (Kraliçelerinin casusu) ama... James Bond’u oynayan Daniel Craig’in giydiği pek klasik değildi... GQ Dergisine göre, “ahududu sorbesi” renkli, düz kadife bir tuxedo...

Tabii bir de onun mütemmim cüzü (ayrılmaz parçası) kol saati... Pembe altından bir Omega Seamaster Aqua Terra...

*

Kadifeyi severim ama fitillisini...

James Bond’un üzerinde böyle ahududu sorbesi düz kadifeyi görünce, iki dişimin arasına yeşil elma kabuğu değmiş gibi huylandım.

Pantolonu da aynı renk kadifeden olsaydı, belki “Eh hiç olmazsa klasik bir şey giymemiş” derdim.

Ama pantolon 21’inci değil 19’uncu yüzyıldan kalma bir Savile Row kesimi klasik smokin pantolonu olunca doğrusu pek mana veremedim.

Haberin Devamı

GQ dergisi kıyafeti “şık” bulmuş ama sanki biraz sponsorluğun getirdiği zoraki sıfat gibi duruyor bu ifade...

*

Bir de Daniel Craig’in saç kesimi yok mu...

O da öldürdü beni... Okul açılışının ilk gününe, annesinin zoruyla babasının berberinde kendisinin tarifi ile yeni kesilmiş saçları ile gelen orta 2 öğrencisi gibi duruyor...

Beni pek açmadı ama yine de James Bond, James Bond’dur, bir haksızlık yapmayayım diyerek, moda konularında danıştığım ve güvendiğim Milimetrik’in sahibi Kağan Gökalp’e sordum.

O benimle hiç aynı fikirde değil....

Bir günde dokuz kadın hikayesi

UZMAN GÖZÜYLE 1
METOO DÖNEMİNİN İLK JAMES BOND’U OLDUĞU İÇİN FUŞYA SEÇMİŞ OLABİLİR

KAĞAN Gökalp kıyafete benden çok farklı ve pozitif bir gözle bakmış. İşte onun uzman yorumu:

Haberin Devamı

KARAKTER VE FİZİK: “Kadife smokin ceket, James Bond karakteri için oldukça renkli bir seçim. Kruvaze ceket için adamın fiziği zaten çok uygun.”

RENK SEÇİMİ: “İngilizler normalde kış aylarında kadife smokin ceketinde ‘racing green’ rengini tercih eder. Ancak savaş ve salgın dönemleri sonrası tüketiciler genelde siyah ve gri tonlarından uzaklaşıp canlı renklere yönelirler.”

GÜNÜN PSİKOLOJİSİ: “Fuşya ceket seçimi belki de artık kadınların kalbini, erkeklerin kolunu kıran, duygusuz, rigid katil James Bond karakterini yumuşatıp, stilize ettikten sonra 21. yüzyıl ‘MeToo’ hareketine de bir anlamda göz kırpmak istemiştir.”

UZMAN GÖZÜYLE 2
DAVETTE MAVİ KANLI VARSA ORADA MOR RENK SEÇİLMEZ

Haberin Devamı

“DANIEL Craig’in seçtiği rengin enerjisi yüksek. Tıpkı mor gibi. Mor da olabilirdi seçimi. Üstelik mor asaletin rengi. Filmin galasına kraliyet aile mensupları da katıldığına göre, James Bond neden mor bir tuxedo giymedi?”

Kağan Gökalp bu soruya da şu cevabı veriyor: “Aristokratların/mavi kanlıların olduğu ortamlarda İngiliz ‘avamların’ aristokratların renklerini üzerilerinde taşımasına pek iyi gözle bakılmaz. Belki bu yüzden moru tercih etmemiş olabilir.”

15 ONS KADİFE KUMAŞ

JAMES BOND’un üzerindeki bu pembe pamuklu kadife ceketin ağırlığı 15 ons (425 gr) Anderson&Sheppard’s tarafından özel olarak üretilmiş.

ESKİ TÜRKİYE’NİN ÜNLÜ YATLARI

ÇİLLERLERİN PRESİDENT’İ BİR METRE DAHA DA KÜÇÜKMÜŞ

DÜN “Eski Türkiye”nin çok eleştirilen ünlü yatlarını anlatmaya başlamıştım.

1980’lerin ünlü yatı Özal’ın bindiği “Nirvana”ydı...

1990’lardaki ise dönemin başbakanı Tansu Çiller’in eşi Özer Çiller’in ünlü yatı “President”ti...

Bir günde dokuz kadın hikayesi

Ne çok eleştirilmişti o “süper lüks tekne”... Meğer o da 17 metreymiş.

1987 model, Tayvan yapımı bir tekneymiş.

Yani Özal’ın bindiğinden 1 metre küçük.

*

Meğer o sözde “süper yat”ın bahtı ne karaymış, nerelere düşmüş... Çillerler o yatı 2011 yılında satmışlar.

Alan kişiler bir süre kullandıktan sonra Suriye göçü başlayınca, tekne 2015 yılında Yunanistan’a göçmen kaçırmak için kullanılmış ve yakalanmış.

Sonra mahkeme kararıyla sahibine iade edilmiş. Ancak bir yıl sonra yine göçmen kaçırırken yakalanmış.

*

Bir ara 187 bin dolar fiyatla satışa çıkarılmış.

Şu an nerede olduğuna dair bir bilgiye ulaşamadım.

Evet 80’lerin ve 90’ların, yani “Eski Türkiye”nin “en süper yatları” bunlardı...

Biz gazetecilere epey konu çıkmıştı o 17 ve 18 metrelik iki yattan...

Şimdi bakınca sadece gülümsüyorum...

“Siyaset-iş dünyası-medya üçgeni”ndeki Eski Türkiye’nin ölçüleri çok küçükmüş...

GÜNÜN DİZİSİ

ŞÖYLE SIKI BİR NORDİK SUÇ VE GERİLİM FİLMİ İSTİYORSANIZ

SİZ de benim gibi Nordik suç ve gerilim filmlerini özlediniz mi?

Mesela İsveç-Danimarka yapımı “Bridge” (Köprü)
gibi bir filmi...

Mesela “Killing”i...

Öyleyse size bir müjdem var...

Onlardan bile daha güzel bir Kuzey gerilimi önceki gün Türkiye’de de streaming platformlarına kondu.

Bir günde dokuz kadın hikayesi

Adı “The Chestnut Man”...

“Kestane Adam” diye çevirebilirsiniz...

Olay, çok karanlık ve acımasız bir cinayetle başlıyor ve siyasete kadar tırmanan müthiş bir senaryoyla devam ediyor.

Zaman zaman “Kuzuların Sessizliği” kalitesi ve performansına yükseliyor...

Son yıllarda hepimiz biraz amatör adli tıp uzmanı olduk.

O yanınızı da bol bol tatmin edecek olaylar var senaryoda.

Kadın ve erkek dedektifleri oynayan oyuncular çok başarılı.

*

Streaming platformlarda epeydir böyle başarılı bir suç ve gerilim dizisi izlemedim.

Hafta sonu başlıyor, kesinlikle kaçırmayın derim.

Hele hele erkek milleti maçlara dalmışken bir kenarda sakin bir biçimde keyfini çıkarabilirsiniz.

*

Bridge’i seyredeli 10 yıl oldu.

Kuzeyliler biraz geç döndü ama iyi döndüler.

Bir günde dokuz kadın hikayesi

TÜRKİYE’NİN EN ÜNLÜ İKİ EŞEĞİNDEN SON HABERLER

SEZEN AKSU’NUN BOZASI: Sezen’e “Senin yaşlı eşek ne durumda?” diye sordum. Cevabı şu oldu:

“Hahaha benim eşeğim hâlâ var hatta eşeklerim oldu. Yaşlı değil bebekti, adı Boza, şu anda ergenlik problemleriyle uğraşıyor. Okan Oflaz diye çok iyi kalpli yük hayvanları koruma derneğinin kurucusu bir arkadaşımın çiftliğindeler ”

BOYNERLERİN ZEYTİN’İ:

Ümit Boyner de Ayvalık’taki eşekleri için şunu söyledi:

“Bir anne, 2 oğlan geziyorlar bahçede. Zeytin, Badem ve Kömür. Bizimkilerin de canı sıkılıyor. Meğer eşek çalışmak istermiş ”

Yazarın Tüm Yazıları