Bu terasta aldığım karar

Haberin Devamı

Bu terasta aldığım karar

BİR arkadaşım sordu.
“Cumhuriyet gazetesine açılan soruşturma için ne düşünüyorsun.”
Verdiğim cevabı sizinle de paylaşayım.


* * *


“Dünya Yayıncılar Birliği”nin kongresi önceki sabah Washington’da başladı.
Pazar akşamı Amerikan Medya Müzesi’nde bir davet vardı.
Müzenin duvarlarının birindeki dev panoda şu yazılıydı:
-“Özgür basın, demokrasinin temel taşıdır.
-İnsanların bilme hakkı, gazetecilerin yazma hakkı vardır.
-Gerçekleri ortaya çıkarmak zor olabilir. Bir olayı yazmak tehlikeli olabilir.
-Özgürlükler, şoke etmeyi, şaşırtmayı, saptırmayı da içerir. Sorumluluklar adil davranmayı gerektirir.
-Haber, yapılan tarihtir, gazeteciler tarihin ilk halini yazarlar.”


* * *

Haberin Devamı


Müzeyi kuran gazetelerin sahipleri adına duvara bu yazılmış.
Peki siyasetçiler ne diyor?
Müzede bir başka duvara, siyasetçinin ne dediği de yazılmıştı.
O cümle de aynen şöyleydi: “Bırakın halk gerçekleri öğrensin ve ülke güvenlikte olsun...”
Bu cümlenin altındaki imza da şuydu:
“Abraham Lincoln...”


* * *


Davetin sonunda, müzenin terasına çıkıp karşımdaki beyaz binaya baktım. Washington’un en büyük sanat müzesiydi...
Önümden geçen geniş caddenin sağına doğru gittiğinizde Beyaz Saray’a ulaşıyordunuz.
Sol tarafa gittiğinizde ise Kongre binası vardı.
Yani bir tarafta “yürütme”, öteki tarafta “yasama...”
Ve ülkenin her tarafında bağımsız ve tarafsız bir yargı...
Ne yürütmenin parlamentoyu “bekleme odasına alma” kudreti vardı, ne de savcılara, hâkimlere “Gidin şunu tutuklayın, şunu içeri atın” diyebilme cüreti ve kudreti...


* * *


Basın Müzesi, işte bütün bunların tam orta yerinde, hem Amerikan demokrasisinin vazgeçilmez bir kurumu olarak, hem de Amerikan demokrasi tarihinin en büyük tanığı olarak duruyordu.
O binada aldığım karar ne miydi...
İkinci yazıda anlatayım.

Haberin Devamı

O gün ben de mahkeme salonunda olacağım

CUMHURİYET gazetesi hakkında ne mi düşünüyorum...
Eğer bir ülkede “vatan hainliğinin” ne olduğuna özgür ve tarafsız bir yargı değil de, muktedirin iki dudağı karar veriyorsa...
Eğer bir ülkede devletin yalanlarını ortaya çıkarmak devletin güvenliğini tehdit eden bir terör eylemi haline getirilmek isteniyorsa...
O zaman sığınabileceğimiz yer Abraham Lincoln’ün o sözleridir.
Ancak halk her şeyi öğrenebilirse, o ülke emniyette olur...
Öğrenemiyorsa hem ülkemiz, hem de vatandaşlar olarak her birimiz tehlikedeyiz demektir.


* * *


Can Dündar hakkında dava açılırsa, işte bu tezi savunmak için duruşmanın yapılacağı salonda ben de izleyici olarak bulunacağım.
Amerika Birleşik Devletleri’nin demokrasi tarihini yazan binanın terasında aldığım karar bu.

Haberin Devamı

New York Times’ı bombalamak isteyen başkan karikatürü


Bu terasta aldığım karar

SİZE bu Basın Müzesi’nde yer alan bazı görüntüleri aktarayım.

-BİR KARİKATÜR: Vietnam Yılları... New York Times devletin sakladığı bir olayı ortaya çıkarmış.
O günün Devlet Başkanı Johnson, önündeki küçük yerküre üzerine parmağını basmış, bombalanacak yeri işaret ediyor...
Yardımcısı soruyor: “Yani New York Times’ı mı demek istiyorsunuz...”
O gün, siyasetçi nefret ediyormuş. Elli yıla yakın süre geçmiş... New York Times hâlâ dimdik ayakta ve bu müzenin kurucularından biri...



Bu terasta aldığım karar

-TİANANMEN MEYDANI: Tankların önüne çıkan o genç adamın fotoğrafı...
Aradan kaç 10 yıl geçmiş. O direnişi simgeleyen fotoğraf hâlâ taptaze...
Orada düşündüm.
Gezi’nin ‘Kırmızılı Kadın’ı da aynen böyle kalacak...

Haberin Devamı

-NIXON’UN DÜŞMANLARI: Yıl 1971... Watergate skandalı patlamış. Başkan Nixon, Washington Post gazetesine ve sahiplerine saldırıyor. Tehdit üstüne tehdit yağdırıyor... Televizyonlarının yayın lisanslarını elinden almakla tehdit ediyor.
Washington Post’un genel yayın yönetmeni önceki sabah, Dünya Yayıncılar Birliği Kongresi’nde konuşma yapıyor ve salon alkıştan inliyordu.

-HOWARD STERN: 1986 yılında yeni bir radyo fenomeni geliyor: Howard Stern... Siyasetçileri yerden yere vuruyor, onlar hakkında açık saçık konuşuyor, dalga geçiyor. Siyasetçiler geçip gitmiş, o daha şimdiden müzede yerini almış. Çünkü, çarpıtmak, saptırmak da ifade özgürlüğünün bir parçası...

Yazarın Tüm Yazıları