Bu iki danışmanın ortak özelliği ne

BİRİNİN adı Şükrü Karatepe... Cumhurbaşkanı’nın danışmanı...

Haberin Devamı

***

Ötekinin adı Mehmet Uçum...

O da Cumhurbaşkanı’nın danışmanı...

***

Her ikisi de yarın oylanacak olan Anayasa’yı kaleme alan ekip içinde...

***

- Birisi “Eyalet sistemini getiriyoruz” demeye getirdi.

- Öteki de “17’nci Türk devletini yıkıp, 18’inci Türk devletini kuruyoruz” anlamına gelen sözler söyledi.

***

- Birisi “İslamcı gelenekten” geliyor.

Zamanında “Müslümanlar, içlerindeki kini ve öfkeyi kaybetmesin” diyecek kadar kin doluydu.

***

Öteki eski Stalinist gelenekten geliyor.

Çok genç yaşta devleti yıkmaya azmetmiş...

***

Bugünkü ortak özellikleri ne...

İkisi de şahsi ajandalarını uygulamaya çalışıyor.

***

Peki öteki ortak özellikleri ne?

İkisi de “seçilmemiş”...

Tayin edilmiş, atanmış...

***

Yani AKP’nin yıllardır millete anlattığı “seçilmişler üstünlüğü” ilkesine tam karşı iki kişilik...

***

Haberin Devamı

Ağızlarından çıkanı kulakları duymuyor...

Çünkü duymasına gerek yok...

Çünkü hiçbir siyasi sorumlulukları yok...

Ne biri, ne öteki, yarın seçmenin karşısında o sözlerin siyasi hesabını verecek...

***

İyi de yarın evet çıkarsa, Cumhurbaşkanı’nın yardımcısı olarak atanmışlar getirilecek.

Bir insanın ağzından çıkanı kulağı duymazsa, dilinden ve elinden çıkacak olanı da siz düşünün...

***

Ne ona hesap sorabilecek bir Meclis, ne de sandıkta hesabını soracak bir seçmen olacak...

Bu iki danışmanın ortak özelliği neHİÇ BÖYLE AFİLİ BİR KİSPET GÖRDÜNÜZ MÜ 

YENİ Genel Yayın Yönetmenimiz Fikret Bilâ’ya teşekkürler...

Hürriyet dün harika bir Edirne eki yaptı...

Tansu hasta olduğu için gidemediğime gerçekten üzüldüm. Giden arkadaşlarımızdan aldığım izlenimler şöyle:

***

- Hepsi şehre hayran olmuş.

***

- Hepsi şehrin valisi Günay Özdemir’i sevmiş, belediye başkanı ile ilişkilerini çok takdir etmiş.

***

- Hepsi Belediye Başkanı Recep Gürkan’ı çok sempatik, çok yapıcı bulmuş.

- Başkan benim için afili bir kispet hazırlatmış. Tam Meksika’daki “El Mariachi” tarzı... Kakmalı, dövmeli bir kispet.

***

Şu havalar biraz düzelsin, kesin Edirne’deyim. Er meydanına fırlıyorum.

Haberin Devamı

Bu iki danışmanın ortak özelliği neANKARA DÖNEMİ GAZETECİLİĞİNİ KAPATAN TARİHİ FOTOĞRAF

EDİRNE ekinin en vurucu yanı nedir derseniz...

İşte cevabım.

Sedat Ergin’in bu fotoğrafı...

***

- KRAVAT: Onu ilk defa böyle kravatsız görüyoruz.

***

- ELLER: Yine her zamanki gibi önde birleştirilmiş. Ama klasik Ankara usulüyle bilinçli bir kopmayı simgeliyor. Kraliçe’nin sarayında göbek altında birleşen eller bu defa Ankara’nın yazılmış bütün bürokratik kanunlarını çiğneyerek, Hasan Cemal usulü, göbeğin üzerine çıkıp, göğüs hizasında birleşmiş.

En radikal değişim ise şu: Eller birbirine kenetlenmemiş, kollar üzerine serbest salınımla bırakılmış.

***

- İFADE: Ankara’nın çeneyi hafif dudaklara doğru yükleyen, Ankara gazetecisi patentli “ciddiyet” pozu gitmiş.

Haberin Devamı

Onun yerine hafif utangaç, ama değişim yapmaya hevesli bir “niyet mektubu” gelmiş.

***

- RENK: Laciverdin ‘L’si yok. Ceket desen, devrim değil, Bolşevik ihtilali. Kronştad bahriyelilerinden bile daha devrimci.

Kazak rengi ise artık karşımıza “kendini ve bendini aşmış bir Sedat Ergin portresi” çıkarıyor.

Bu fotoğraf Sedat Ergin’in Ankara dönemini kapatan belge olarak basın tarihine geçti.

MECLİS DÜNYAYI ŞAŞIRTMIŞTI BU PAZAR HALK DA ŞAŞIRTIR MI

TÜRKİYE Büyük Millet Meclisi 25 Şubat 2003 günü, yani AKP iktidarının ilk yılında Türkiye’nin Irak savaşına dahil olmasına izin veren tezkereyi, “Hayır” diyerek reddetmişti...

***

Başkanlık koltuğunda Bülent Arınç oturuyordu...

Haberin Devamı

TBMM o gün yaptığı oylama ile bütün dünyayı şaşırtmıştı...

***

Yine dün gibi hatırlıyorum...

Verdiği bu karar, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne hem Türk halkının, hem de dünyanın gözünde büyük itibar getirmişti.

***

Şimdi merak ediyorum...

Acaba bu defa Türk halkı ve seçmeni dünyaya ne mesaj verecek...

NİYE HEP ERKEKLER KAÇIYOR KADINLAR KALIYOR

DÜN magazin sayfalarında bir haber.

Okan Bayülgen’in eski eşi Şirin Ediger yeni sevgilisi ile bir yerde magazincilere takılmış.

Ediger kalmış, yanındaki erkek kapüşonu başına geçirip kaçmış.

Niye böyle sahnelerde çoğunlukla erkekler kaçıyor da kadınlar kalıyor...

Erkek için küçük düşürücü bir sahne değil mi...

Bu iki danışmanın ortak özelliği neYARIN

LARA’NIN PEŞİNDE: GERÇEK SEVGİLİNİN MEZARINI NİYE BULAMADIM

Haberin Devamı

- Doktor Jivago romanında, Jivago’nun sevgilisi olan Lara gerçekte kimdi.

- Romandaki Lara, yazarı Boris Pasternak’ın gerçek hayattaki sevgilisi Olga mıydı.

- Boris Pasternak’ın evinde neler gördüm. Ölürken son sözü ne olmuştu.

- Pasternak’ın sevgilisi Olga aynı mezarlıkta gömülü olduğu halde neden kimse yerini söylemiyordu.

- Stalin rejim muhalifi diye gördüğü Pasternak’ın sevgilisine ne yaptı.

- Karısı, ölüm döşeğindeki Pasternak’a sevgilisi ile ilgili ne söyledi.

Edebiyat dünyasının en büyük aşkının hikâyesi yarın bu sayfada.

HURRİYET.COM.TR’DE DEVRİM

BU yazının görsel belgeseli de yarın hurriyet.com.tr’de.

Ertuğrul Özkök yazdı. Ahmet Güneştekin görüntüledi. (Fragmanı izlemek için tıklayın)

Yazarın Tüm Yazıları