Böyle bir ağlamak hiç görülmemiştir

Meğer kulağımıza, ruhumuza, varlığımıza ne kadar iyi gelecek güzel cümlelermiş onlar...

*

Meğer Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisi’nin kutsal çatısı altındaki bu birlik, bu beraberlik...

Bu saygı, bu zarafet...

Bu insani tavra ne kadar susamışız.

*

Meğer geçmişte ne kadar eleştirsek, ne kadar kızsak...

Ne kadar aynı fikirde olsak veya olmasak...

Deniz Baykal’ı ne kadar özlemişiz...

*

Meğer, kendine verilen seçilmişlik payesini bunca yıl böyle taşıyan insanlara vefa gösterilmesi ne kadar güzel bir şeymiş...

Şu bölünmüş, parçalanmış, kutuplaşmış...

*

İki yakası kopmuş...

Millet olma duygusunu kaybetmiş ülkemizde...

On beş dakikalığına bile bizi yeniden millet yapan bu sıcaklığa...

Meğer ne kadar hasret kalmışız...

*

Hoş geldiniz Deniz Bey...

Milletin kürsüsünde öyle bir yemin ettiniz ki...

Hepimizi ağlattınız...

*

Özlediğimiz şeyler için ağlattınız...

Kaybettiğimiz şeyler için ağlattınız...

Yine sevindirdiğiniz şeyler için ağlattınız...

*

Yani epeydir, böyle bir ağlamak görülmemiştir Deniz Bey...

Allah size sağlık, milletimize artık huzur ve yeniden bir millet olabilme hali versin...

BU KAREYİ SAVUNMAK MEĞER NE ZORMUŞ

AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin, üniversite öğrencisi Merve Demirel’in gözaltına alındığı sırada polisin cinsel tacizine maruz kalmasına ilişkin görüşünü şöyle açıklamış:

“Bir telaş içerisinde, bir kişiyi arabaya yerleştirmeyle alakalı telaşın verdiği yanlış bir hareket...”

İLBER HOCA İLE ÇOK SEÇMELİ HAYAT TESTİ

- Soru: İlber Hoca’ya göre insanın en önemli sorunu en iyi nerede çözülür?

(a) Uçakta.

(b) Trende.

(c) Rüyada.

(d) Hepsinde.

(e) Hiçbirinde.

- Soru: Aşağıdakilerden hangisi iyi bir evlilikle uyuşmaz?

(a) Kumrular gibi dip dibe oturmak.

(b) Yolda hep yan yana yürümek.

(c) Yaşamın onda 8’inde aynı yerde bulunmak.

(d) Hepsi.

(e) Hiçbiri.

- Soru: Operayla yeni tanışan genç neler yapmalı?

(a) İtalyan operasını asla ihmal etmemeli.

(b) Verdi ile Puccini arasında tercih yapmak zorunda kalırsa mutlaka Verdi’yi seçmeli.

(c) Rus operası ile Rus balesi arasında tercih yapmak zorunda kalırsa mutlaka Rus balesini tercih etmeli.

(d) Hepsi.

(e) Hiçbiri.

- CEVAPLAR: Cevaplar için hocanın Kronik Yayınları’ndan yeni çıkan “Bir Ömür Nasıl Yaşanır” adlı kitabını okuyacaksınız.

Çünkü iş biraz karışık.

KAR ALTINDAKİ ŞAM’DA TANIDIĞIM KADINDAN ÇOK ÖNEMLİ BİR MESAJ GELDİ

BUSEYNA Şaban’ı 2010 yılının aralık ayında Şam’da Beşar Esad’ın sarayında tanıdım. Yani Suriye’de iç ayaklanmanın başlamasından 7 ay kadar önce.

*

O gün Şam’da kar yağıyordu.

Sarayda Esad’ın yanındaki tek üst düzey yönetici oydu.

Buseyna Şaban laik bir kadın. Suriye’de kadın hakları için büyük mücadele veren isimlerin başında.

*

O günden beri Esad’ın en zor günlerinde bile yanından ayrılmadı.

Bir anlamda onun en güvenilir sözcüsüdür.

Geçen salı günü işte o kadından Türkiye’ye çok önemli bir mesaj geldi.

Bir sonraki yazıda o mesajı açıklıyorum.

ANKARA’YA ŞAM MI YAKIN MOSKOVA MI

MESAJ Türkiye’ye direkt iletilmedi.

Buseyna Şaban önceki gün Reuters’e konuştu ve 3 cümle söyledi:

*

- BİR: “Kürtler Suriye halkının kıymetli ve çok önemli bir parçasıdır.”

*

- İKİ: “Suriye, tüm vatandaşlarının buluşma noktasıdır ve tüm vatandaşları Suriye yasaları ile anayasası karşısında eşittir.”

*

- ÜÇ: “Özerklik Suriye’nin parçalanması anlamına gelir. Suriye’nin parçalanmasına izin vermeyiz.”

*

Şimdi oturup düşünelim. YPG terörüne karşı güvenli bölge yaratma konusunda kendisine doğru dürüst bir tek müttefik bulamayan Türkiye’ye daha büyük güvence ne olabilir?

*

Arada bir “Kürtlere özerklik verilmeli” mesajları uçuran Moskova mı Ankara’ya daha yakındır...

Yoksa, “Suriyeli Kürtlere özerklik vermeyiz” diyen Şam mı... 

*

İsterseniz size bu üç başkent arasındaki fiziki uzaklıkları da vereyim.

-Ankara-Şam arası uçakla 776, karayolu ile 1078 kilometredir.

- Ankara-Moskova arası ise uçakla 1794, karayolunda ise 2 bin 413 kilometredir.

*

Siyasi uzaklığa da varın siz karar verin.

BİR ASİSTAN KOÇUN EN GÜZEL PORTRESİ

FENERBAHÇE Basketbol Takımı’nın kim bilir kaç maçında onu bençte seyrettim.

Obradoviç’in hep yanında. Her zaman takım elbiseli, kravatlı...

Obradoviç kadar heyecanlı.

Bazen bir Mourinho oluyor... Her şeyi yüzünden okuyorsunuz...

Bazen Guardiola... Tıpkı onun gibi sakin... Dün onu ilk defa gazete sayfalarında gördüm.

Hürriyet basketbol yazarı Fatih Saboviç’in Fenerbahçe asistan koçu Erdem Can’la yaptığı mülakatı büyük bir ilgiyle okudum.

Büyük bir hocanın yanında asistan koç olmanın büyüklüğünü o kadar güzel anlatmış ki...

Aynı zamanda baba sevgisini, aileyi, takımdaşlığı...

Teşekkürler Erdem Can... Teşekkürler Fatih Saboviç...