Barlas ve ben yüzde 60’a bunu anlatabilir miyiz

Kamuoyu Mehmet Barlas ve benimle aynı fikirde değil

Haberin Devamı

İkimiz de Türkiye bir an önce Esad’la görüşmeye başlamalı diyoruz.

Ama Optimar Araştırma Şirketi’nin anketine göre, kamuoyunun yüzde 59.6’sı Esad’la direkt görüşmelerin başlatılmasına karşıymış.

İdlib’de bombardımanın başladığı gün kamuoyuna şu çok muhtemel senaryoyu anlatabilir miyiz, şüpheliyim.

Ama hepimiz bilelim ki, önümüzdeki üç-beş yıl içinde karşımıza şöyle bir Suriye çıkabilir...

BİR: ESAD Türkiye sınırındaki toprakların tamamını almamış.

Maalesef sınırımızdaki 50 binden fazla silahlı cihatçıyı ağır bir bela olarak Türkiye’nin sırtına bırakmış.

İKİ: ESAD rejimi Kürtlerle fiilen anlaşmış. Tam olmasa da onlara yarı özerklik gibi bir statü vermiş.

ÜÇ: ESAD İsrail ile fiilen anlaşmış. Golan sınırında araya Rus askeri girmiş. En büyük meselesi halledilmiş.

Haberin Devamı

DÖRT: Biz ve dünyada birçok ülke, Esad’a hâlâ 600 bin kişinin katili gözüyle bakıyor, ama içeride, “Ülkesini İslami cihat tehlikesinden” kurtarmış, ülkesini parçalamak isteyen “dış güçlere” karşı zafer kazanmış bir “kurtuluş savaşı kahramanı” olarak görülüyor.

BEŞ: Esad yazdığı bu “destanla”, Arap dünyasının en modern devletini kurmuş. Bu devletin belkemiğini cihatçı olmayan Sünniler, Aleviler, Hıristiyanlar ve laik Kürtler oluşturmuş.

Savaşın başlamasından üç ay sonra şunu yazmıştım:

“Sınırımız Peşaver’e dönecek. Orada bir Afganistan doğacak...” Dönemin Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun bütün eleştiri okları bana çevrilmişti.

Yani o yüzde 60’a bu senaryoyu anlatan kişiyi de hafife almayın.

Karşı olsanız da yazın bir kenara demek istiyorum.

Barlas ve ben yüzde 60’a bunu anlatabilir miyiz

TAKIMDAN ATILAN OYUNCU SİZCE KAÇ FORMA SATABİLİR

Colin Kaepernick en ünlü Amerikan futbolu oyuncularından biri...

Siyah bir anne ile beyaz bir babanın çocuğu...

Amerikan polisinin Afrika asıllı vatandaşlara yaptığı kötü muameleyi protesto etmek için, maç öncesi milli marşı söylemeyerek protesto eden oyunculara katıldı.

Sonucu şu oldu.

Amerikan futbol ligindeki 32 takımın hiçbiri onu kadrosuna almadı.

Ligde hiçbir takımda oynatılmayan bir oyuncu ne kadar forma satar?

Sıkı durun...

ABD’de en çok satılan 50 forma arasında...

Trump yerden yere vursa da kulüpler onu aforoz etse de...

Sevenleri, haklı gerekçeleri, kahramanca duruşları olan sporcuları terk etmiyor.

PET ŞİŞE AYAKKABIMIN ÇIKTIĞI GÜN NİKE NE YAPTI

Haberin Devamı

Okyanus atıklarından yapılmış spor ayakkabımı yazdığım gün bir başka spor ayakkabı markası büyük bir sürpriz yaptı ve Amerikan futbol kulüplerinin aforoz ettiği oyuncuyu, “Şirketin kuruluşunun 30’uncu yılında” markasının yüzü yaptı.
Nike’ın bu kararını açıklamasından sonra birkaç saat içinde bakın neler oldu:

Instagram’da 1 milyon kişi destek verdi.

Twitter’da 100 bin kadar tepki mesajı yayınlandı.

Bazı Trump yanlıları sokaklarda Nike ayakkabılarını yakmaya başladılar.

Şirketin hisselerinde yüzde 3 düşüş oldu.

Nike ise Trump yanlılarının bu tepkisine karşı şu ilanla karşılık verdi: “Ayakkabılarınızı atacağınıza evsizlere verin.”

Benim bu konudaki düşüncem şu. Nike’ın müşterilerinin üçte ikisi 35 yaşın altında şehirli genç insanlar. Şirket bu cesur kararı ile onların gönlüne daha da çok yerleşecektir.

Barlas ve ben yüzde 60’a bunu anlatabilir miyiz

Haberin Devamı


‘D&R EN ÇOK SATANLAR’DA BENİ ŞAŞIRTAN BİR KİTAP

Önceki gün Kanyon’daki D&R mağazasında beni çok şaşırtan bir tabloyla karşılaştım.

En çok satanlar listesindeki 3 numaralı kitap “Fahrenheit 451”di...

Ray Bradbury’nin bu eseri, bizim gençlik yıllarımızın kült kitaplarından biridir...

Ama biz onu romandan çok Fransız yönetmen François Truffaut’nun filminden öğrendik.

O film sayesinde öğrendik ki fahrenheit 451 kâğıdın ateşe ihtiyaç duymadan yanma derecesiymiş.

Bu da 232 santigrata karşılık geliyormuş.

Romanın ilk cümlesi şu:

“Yakmak bir zevkti...”

Bradbury’nin eseri, kitapları yakan baskıcı bir rejime karşı gizlice örgütlenen insanların, klasik kitaplardan birini ezberleyerek, gelecek kuşaklara bırakma mücadelesini anlatıyor.

Haberin Devamı

Bu sayede filminden sonra şimdi kitabını da okuyorum.

Barlas ve ben yüzde 60’a bunu anlatabilir miyiz

ALAİN DELON’UN BİLE KISKANDIĞI KADIN

Milliyet Sanat bu ayki kapağına Romy Schneider’ın bu harika fotoğrafını koymuş. Başlığı da “Bu kalp seni unutur mu”...

Bu yıl onun doğumunun 80’inci yılıymış.

Biz onu “Sissi” filminin güzel kadını olarak tanıdık.

Suyun içinde arkadan yarıya kadar çıplak vücudu ve harika poposu bizim neslimizin unutulmaz ikonalarından biriydi.

Ama sonradan öğrendik ki, hayatının arka odaları dramlarla doluymuş.

Çocukken giden bir baba, ilk nişanlının ihaneti, terk eden bir koca, Alain Delon’la yaşadığı hiç de kolay olmayan bir aşk...

Johnny Hallyday’in hatıralarından öğrendik ki Alain Delon bu harika kadını delice kıskanır, hiçbir arkadaşının onunla konuşmasına izin vermezmiş.

Haberin Devamı

Sonra 1981 yılında 15 yaşındaki oğlunun, demir parmaklıklara düşerek ölmesi...

İşte o kadın 29 Mayıs 1982 günü, Paris’teki evinde ölü bulundu...

44 yaşındaydı...

O günden beri bizler onun daha çok işte bu hüzünlü ve trajik ölümü ile hatırlarız..

Demek ki 36 yıl olmuş ve hâlâ “Bu kalp seni unutur mu” diyoruz...

Yazarın Tüm Yazıları