Arkadaş aranızı kim bozmaya çalışıyor

BAŞBAKAN üç günde bir çıkıp “Kimse bizim aramızı bozamaz” diye haykırdıkça, benim içimdeki haylaz da dolduruşa geliyor ve bağırmaya başlıyor:

Haberin Devamı

“Yahu arkadaş, kim bu sizin aranızı bozmaya çalışan sersem...”

***

Biriniz o kadar yukarıdasınız ki daha yukarı çıkacak bir yer yok...
Ötekiniz o kadar farklı bir yerdesiniz ki daha aşağı inecek bir yer yok...
Ne birinizin ötekiyle arasını bozmaya ihtiyacı var, ne ötekinin berikiyle arasını bozacak cesareti...
Tamam, anladık, öğrendik, onların arası bozulamaz, ama bizim de en azından aşağıdakine edecek iki kelamımız var..

***

Yahu arkadaş...
Biz miyiz durup dururken herkese, “Muhatabınız benim, bana konuşun” diyen...
Eee TÜSİAD da seni ciddiye alıp, “Pekâlâ muhatabımız sensin” diye sana konuşunca...
Ne olduğunu bütün Türkiye gördü...

***

Biz miyiz durup dururken, “Yolsuzluk yapan kardeşim olsa kolunu kırarım” diye babalanan...
Biz miyiz, Meclis Komisyonu’nda yargılanan 4 bakana, “Kendi isteğinizle Yüce Divan’a gidin” diye tavsiyede bulunan...
Eee... Sonra ne olduğunu bütün Türkiye gördü.
Arkadaş biz miyiz “Şeffaflık kanunu çıkaracağım” diye ortaya atılan...
Eee Sonra bütün Türkiye gördü ne olduğunu...

***

Söyle arkadaş, biz miydik “Cumhurbaşkanı’nın durumu Türk devlet geleneklerine uygun” olacak diye konuşan...

***

Charlie Hebdo yürüyüşüne gidip de Cumhurbaşkanı ile ters düşmeni biz mi fısıldadık kulağına...

***

Türkiye’de herkes, muhalefet de dahil herkes, kimin yeri neresidir, kimin yetkisi kimdedir çok iyi biliyor..
Yani diyeceğim, merak etmeyin herkes aranızdan geçecek iki yudum sudan medet falan ummuyor..
Ama galiba siz öyle kötü durumdasınız ki, “Aramıza nifak sokuyorlar” yalanından bile medet umacak hale gelmişsiniz...

Haberin Devamı


Emirle çocuk yapmak, emirle dindar nesil yetiştirmek... Olmuyor işte

2014 yılı nüfus verilerini gördünüz değil mi...
Cumhurbaşkanı “Üç çocuk yapılacaaak” dediği için, Türkiye’de doğurganlık artmıyor.
Tam aksine azalıyor...
Hiç merak etmeyin...
O “dindar nesil” yetiştirme projesi var ya...
O da duvara toslayacak.
Nasıl mı.
Hitler’in, insanlığa çok pahalıya mal olan “Ari Alman nesil projesi” nasıl duvara çarptıysa öyle...
Stalin’in “Komünist nesil projesi” 1989’da yıkılan duvarların altında nasıl kaldıysa öyle.
Fethullah Hoca’nın “Altın nesil projesi” tam gerçekleşiyor denilirken, nasıl fena halde duvara çarptıysa öyle.
Erdoğan’ın “Dindar nesil projesi” de işte onlarınki gibi, yakın tarihin duvarlarına fena halde toslayacak. Nereden biliyorum biliyor musunuz...
Çünkü Türk ve Kürt kadını akıllı...
Bazıları oyunu verse de aklını ona emanet etmiyor.
İster muhafazakâr olsun, ister seküler...
Yeni Türk kadını, bakabileceği, iyi eğitim vereceği, mutlu yaşatabileceği sayıda çocuk yetiştirme konusunda aklının sesini dinlemeyi tercih ediyor.
Son nüfus istatistiği bunu gösteriyor...

Haberin Devamı


Whiplash’ın diktatör müzik hocasının adını hatırladım

VİZYONDAKİ filmler konusunda yeni bir rehberim var. Adı Derya Yalçın...
Hürriyet Sosyal
’de yazıyor. Ayrıca bir blogu var. 24 saat online yaşıyor ve her filmi daha sinemadan çıkarken yazmaya başlıyor.
Onun ısrarlı yazıları sayesinde Whiplash’ı seyrettim.
Filmin daha ilk yarısında şu hisse kapıldım.
Kırkbeş yıl aradan sonra ikinci bir Guguk Kuşu vakası seyrediyorum...
Sapıklık derecesinde otoriter müzik öğretmeni, gözüme her dakika biraz daha ‘Guguk Kuşu’nun faşist başhemşiresi Mildred Ratched gibi göründü.
Sapık ruhlu müzik öğretmeninin filmdeki adı Terence Fletcher’di...
Filmi seyrederken aklıma geldi... Guguk Kuşu filminde sapık ruhlu başhemşireyi oynayan oyuncunun gerçek adı Louise Fletcher’di..
Hissiyatım şu: Whiplash’ın genç yönetmeni Damien Chazalle filmdeki karakterinin adını, Guguk Kuşu’ndan esinlenerek koydu.
Böyle düşünmem için bir neden daha var.
Guguk Kuşu’nun beni en etkileyen sahnesi, dev Kızılderili’nin, iddia üzerine ağır su fıskiyesini kaldırmaya çalışıp, beceremeyince kendine gülenlere verdiği cevaptı:
“Hiç olmazsa denedim...” diyordu.
Acımasız müzik öğretmeni Fletcher, filmin sonunda, amacının mükemmel bir caz orkestrası kurmak olduğunu ama başaramadığını söyledikten sonra sözünü nasıl bitiriyor:
“Hiç olmazsa denedim...”
Bu iki tesadüf fazla değil mi...
Whiplash olağanüstü bir film... Mutlaka seyredin...


Yazarın Tüm Yazıları