96 bin kilometre yol ve 120 yaş sırrına ulaşmak

1- 1987 yılında o filmi seyrettiğimden beri yapmak istediğim bir seyahat var.

Haberin Devamı

Kendi içime seyahat etmek...

Yok yok... Öyle spritüel, manevi bir yolculuktan falan söz etmiyorum.

96 bin kilometre yol ve 120 yaş sırrına ulaşmak

Ama durun baştan anlatayım.

*

Spielberg-Lucas sinema devriminin ustalarından biri olan Joe Dante 1987 yılında bir film yaptı.

Adı “Inner Space”di.

Türkiye’de “İçimde Biri Var” adıyla gösterildi.

96 bin kilometre yol ve 120 yaş sırrına ulaşmak

*

Küçültülen bir insan, uzay aracı gibi minik bir denizaltının içinde insan vücuduna sokuluyor ve o da damarların içinde dolaşıyordu.

*

Hayatımda insan vücudunun damarlarının içini ilk defa bu filmin kurgusuyla seyretmiştim.

Haberin Devamı

İşte, geçen hafta böyle bir seyahat yapmaya karar verdim.

Kendime rehber olarak da bu işleri iyi bilen bir doktoru aldım.

Prof. Dr. Melih Us...

Şimdi onunla insanın merkezine seyahate çıkıyoruz.

2- İNSAN VÜCUDUNDA BİR TUR  İKİ DÜNYA TURU DEMEKTİR

Melih Bey, eğer ‘İçimde Biri Var’ filmi gibi, bir kapsüle girip damarlarda dolaşsak  neler görürüz?

- Aslında bunu yapmak için kapsüle girmek gerekmiyor. Bugün çeşitli teknolojilerle biz zaten her gün binlerce hastanın içinde bu yolculuğu yapıyoruz.

O zaman kapsülün içine girip yolculuğumuza başlayalım.

- Sizin dediğiniz gibi, bir kapsülün içine girip dolaşırsak aynı zamanda insana ait arkeolojik bir kazı yapmış oluruz. Ama bu Efes antik şehri gibi tek bir yerleşim birimi değil. 96 bin kilometrelik bir İpek Yolu burası. Üzerinde birçok arkeolojik kazı yeri, antik şehir var.

 96 bin kilometre mi dediniz? Yani iki defa dünya turu yapıyorsunuz.

- Evet insan vücudundaki atardamar ve toplardamarların uzunluğu 96 bin kilometre. Siz sadece kolunuzda kan alınan damarları, kalbin etrafındaki damarları ve aortu düşünüyorsunuz. Oysa bu anacaddelerin yanında binlerce ara sokak, küçük meydanlar var. Kılcal damar dediğimiz patikalar bunlar. Vücudun her yerini sarmış vaziyette.

Haberin Devamı

3- İNSAN DAMARINDAKİ KOVBOY KASABASININ DEKOR ARKASI

Peki bu İpek Yolu nasıl bir şey?

96 bin kilometre yol ve 120 yaş sırrına ulaşmak

- Siz kapsülün içinde seyahat ederken gerçekten bir İpek Yolu görüyorsunuz. Çünkü damarda kanın dolaştığı sokakların yapısı ipek bir kumaşı andırır. Üzerinde hafif bir esinti ile dalgalanan küçücük tüy gibi şeyler vardır. Ama bu sokağın sadece dıştan görünümüdür. Hani kovboy filmlerinde gördüğümüz kasabanın ön tarafı. Bir de o dekorun arka tarafı var. Asıl olaylar orada meydana geliyor. Orada her mahallenin, her bölgenin ayrı hikâyesi var. Kimi bazı bölgelerde mutlu bir şekilde yaşıyor, kiminin ise bazı mahallelerde başı fena halde dertte.

Öyleyse o kapılardan birinden girelim, ne göreceğiz orada?

Haberin Devamı

- Şunu göreceğiz: Damar dediğiniz şey aslında 3 katlı bir borudur. Bunun en dışında bir kılıf var. Bunun görevi damarı tutmak. Yani yolun kaymasını önlemek.

Ama trafik kazaları hep yolun üstünde oluyor. Kılıf o kadar önemli mi?

- Hem de çok önemli. Gözünüz yolda olduğu için hep karşıdan gelen arabaya bakıyorsunuz. Ama bakın geçenlerde İtalya’da köprü çöktü, kaç kişi öldü. Bu kılıf da çok önemli. Orada da zamanla genişlemeler olduğu zaman yol güvenliği tehlikeye giriyor. Diyelim ki oranın kalınlığı iki santimetre, eğer bu iki katına çıkarsa tehlike var demektir. İki buçuk katına çıkarsa işte o zaman çok önemli tehlikeler ortaya çıkar.

Ne olur mesela?

Haberin Devamı

- Halk arasında “anevrizma” denen şey olur. Damar yarılır. Beyinde olursa felce yol açar. Karın bölgesinde olursa ölümle sonuçlanacak kazalara yol açar.

4- KARINDAKİ 6 BAKLAVA İLE DAMAR KASI AYNI ŞEY DEĞİL

Peki yolun altında orta tabakaya girersek ne görürüz?

- Orada kas görürüz. Kas deyince sizin aklınıza kol kasları veya hemen baklava dediğimiz karın kasları gelir. Biz damar hastalıkları uzmanları için ise damarın orta bölümündeki kaslar önemlidir. İşte o kaslar kendiliğinden vücut yapmaya kalkarsa iyi olmaz. Karın kası için spor iyidir ama onu damar kası ile karıştırmamak lazım.

Neler olur?

- Bu kasların esnek olması lazım. Çünkü görevleri duruma göre damarları daraltıp açmaktır. Mesela çok soğukta daralır. Çok sıcakta genişler. Bir kaza anında vücudun üst kısmında kanama varsa bacaklardaki damarlar kasılır ve insanın kanamadan ölmemesi için tedbirini alır. İşte bu kaslar sertleşir, esnekliğini kaybederse gerektiği zaman bu tedbirleri alamaz hale gelir.

Haberin Devamı

5- İNSANIN İPEK YOLU’NDA HANGİ KAZALAR OLUR

O zaman şimdi anayola çıkalım. Yani İpek Yolu’na. Orada neler oluyor?

- Tabii tıp dilinde biz buna endotel diyoruz. Bu sadece bir yol değil, kanın pıhtılaşmasını önlemekten hastalıklara karşı bağışıklığı sağlamaya kadar o kadar çok iş yapıyor ki. Doğuştan gelen bir hastalığınız yoksa doğduğunuz zaman burası yeni yapılmış bir yoldur. Ama zamanla bozulmaya başlar. Yolun bazı yerlerinde önce küçük kabarmalar olur. Sonra kabaran yerlerin altında sert plaklar birikmeye başlar. Bunlar yolu daraltır. Arabalar onun yanından dolaşıp gitmeye başlar.

Halk arasında damar kireçlenmesi dediğimiz şey bu mudur?

- Evet budur. Bunun neticesinde trafik akışı bozulur. Tedbir alınmazsa bir gün bu plaklardan biri kopar, havaya fırlar ve yolu kapatır. Trafik tamamen durur ve o gün evinize gidemezsiniz. Bir daha da hiç gidemezsiniz.

Yani ölürsün demek istiyorsunuz.

- Bugün bayram, o ihtimalden söz etmek istemem. Çünkü size iyi haberlerim var.

6- DAMAR HASTALIKLARI KONUSUNDA 10 YIL ÖNCE ALINAN GÜZEL KARAR

96 bin kilometre yol ve 120 yaş sırrına ulaşmak

Mesela ne gibi iyi haberler?

- Mesela şu. Tıp dünyası kalp ve damar hastalıklarını 10 yıl önce “tedavi edilebilir hastalıklar” sınıfına soktu. Yani biz bu yolların kapanmasını önleyebiliriz. Bunun için artık çok iyi imkânlarımız var.

O zaman yolculuğun güzel manzaralı kısmına geçelim. Bu 96 bin kilometrelik yolu açık tutmak için ne yapabiliriz?

- Önümüzde iki yol var. Biri Alman ekolünün yolu. Diyor ki, biz kapanan yolun tamirine odaklanalım. Yani önümüzde acil bir sorun var bu yolu açalım. Bu pahalı bir yöntem. Yani bir insanın damarları tıkandıktan sonra yapılacak müdahaleler bunlar. Stent takma veya baypas ameliyatları.

Bu pek iyi bir yol değil, daha iyisi yok mu?

- Var, o da bugüne kadar yaptığımız damar arkeolojisinde elde ettiğimiz bilgileri kullanarak, ta başından itibaren, yani yolda ilk çatlaklar belirlendiği anda müdahale etmek. Bu da Amerikan ekolü. Yani koruyucu hekimlik yapmak.

7- DAMAR ARKEOLOJİSİ 40 YIL ÖNCEYE GİDİYOR

Elinizdeki geçmiş damar kazılarından elde ettiğiniz bilgiler nedir?

- Bir kere şunu çok iyi biliyoruz. Damardaki tıkanma öyle bir günde olmuyor. Onun da bir arkeolojisi var. Elimizdeki kazı bilgileri bize şunu söylüyor. Damarın tıkanması 20 yıllık bir süre.

Yani bir hasta sizin önünüze geliyor ve buna damar tıkanıklığı teşhisi koyuyorsanız, o aslında 20 yıl önce başlamış demek öyle mi?

- Aslında daha da uzun. Ancak damar tıkanıklığı yüzde 50’yi geçtikten sonra tıkanma hızlanıyor. Bakın size şu şema üzerinde anlatayım. Bu tamamen tıkanmış bir damarın 40 yıllık hikâyesi.

Yani 40 yıl önce başlamış öyle mi?

- İşin önemli yanı bu zaten. Bu yoldaki daralma aslında çok erken başlıyor. İlk 10 yılda bir lezyon beliriyor, ikinci 10 yılda yağ ilk saldırısını yapıyor, lipit birikimi başlıyor. Ama her şey yolunda, yoldaki yüzde 10 daralma hiçbir etki yapmıyor. Üçüncü 10 yılda tıkanma yüzde 30’lara kadar geliyor. Dördüncü 10 yıldan sonra ise artık yüzde 40-50’ye ulaşıyor.

8-  ARKEOLOJİK KAZI YAPTIKÇA KOLESTEROLÜ DAHA ÇOK KEŞFETTİK

Peki en erken nerede yakalayabiliriz bunu?

- Elimizde çok güçlü iki araç var. Damar içi görüntüleme teknolojisi çok gelişti. BT görüntüleme teknikleri artık kesine yakın sonuç veriyor. İkinci araç ise tabii ki analizler. Kan tahlilleri çok gelişti. Mesela 10 yıl öncesine kadar sadece toplam kolesterol, iyi kolesterol, kötü kolesterol deyip geçiyorduk. Artık her bir kolesterol türünün en az 6-7 alt göstergesine bakıyoruz.

Nasıl bir sonuç çıkardınız bundan?

- Mesela bazı kolesterol türlerinin sandığımız kadar zararlı olmadığını, bazılarının ise sandığımızdan daha tehlikeli olduğunu öğrendik.

9- 
İNSANIN ZİRVE YAŞI KAÇTIR VE YAŞLANMA NE ZAMAN BAŞLAR

Geliyorum asıl soruya. Vücudumuzda yaşlanma dediğimiz bu olay ne zaman başlıyor?

- Bizim insan vücudundaki bu arkeolojik bulgulardan elde ettiğimiz sonuç şu: İnsan 35 yaşında gerileme sürecine giriyor.

Yani yaşlanma 35 yaşında mı başlıyor?

- Hayır öyle demedim. Gerileme 35 yaşında başlıyor dedim. İnsan arkeolojisinin son verileri şu: Yaşlanma dediğimiz şey artık 70’inde başlıyor.

10- KESİN SÖYLÜYORUM, YENİ ORTA YAŞ TEORİSİ DOĞRU

Yani bu yeni orta yaş teorisi doğru mu?

- Kesinlikle doğru. Ama bu herkes için geçerli değil. Tabii ki genetik faktörler de var. İyi haberim ise şu: İnsan bilinci ve gelişmeler 70 yaşında yeni orta yaş keyfini yaşamayı mümkün hale getirdi. Yani o artık çoğumuz için mümkün, ama tedbirini almak şartıyla.

Tedbirlerinin ne olduğunu da konuşacağız ama önce şunu söyleyeyim. Tevrat’a göre Hazreti Musa 120 yıl yaşamış. Bu mümkün mü?

- Tevrat’a göre 900 yıl yaşayan peygamberler de var. Ama şunu söyleyeyim. İnsan ömrünün 120 yıl yaşamaya göre planlandığı tezine ben de katılıyorum. Hedef bu olmalı. İnsan ömrünün son 100 yılda 2 katından fazla uzadığını dikkate alırsanız bu hiç de öyle ulaşılmayacak bir hedef değil.

11- YÜZDE 20’DE YAKALARSAK O DAMARI GERİ DÖNDÜRÜRÜZ

Bir damar hastalığını tedavi etmek mümkün mü?

- Damarın yüzde 50’sinin tıkanmasından sonra yapacağımız şeyi çok iyi biliyoruz. Çözüm stent veya baypas gibi müdahaleler. Ama yüzde 50’den önce iş farklı.

Hangi aşamada yakalayabilirsiniz?

- Şöyle bir şeyi rahatlıkla söyleyebilirim ve çok da iddialı olmaz. Yüzde 20’de yakaladığımız bir tıkanıklığı tamamen tedavi edebiliriz.
Yani geri döndürebiliriz. Yüzde 50’ye kadar yapabileceğimiz epey şey var.

12- DAMARDA DEVRİYE GEZEN GLUTATYON FEDAİLERİ

Bunun için neler yapmalıyız?

- Tuz, şeker, un, yağ denilen şeyler klasik ama önemli. Spor çok önemli. Doktora sadece hasta olduğunda değil, önleyici amaçla da gitmek, kontrolleri düzenli yaptırmak şart. Ama artık başka önleyici yöntemler de gelişti.

Mesela?

- Mesela “glutatyon” çok iyi bir yöntem. Ben bunlara “Glutatyon fedaileri” diyorum. 

Nedir o?

- Glutatyon doğal bir antioksidan. Yani vücudun, damarların, hücrelerin paslanmasını önleyen bir madde. Üç ayrı aminoasitten oluşuyor. Aslında bir fedai bu. Yani gidip hücredeki pası alıp kendi üzerine yüklüyor ve sizi kurtarıyor. Yani canlı bombanın üzerine atlayıp kendini feda ediyor, sizi kurtarıyor.

13- ANTİAGİNGCİLER O SORUYU SORUNCA GLUTATYON BULUNDU

Peki insanda bu madde yok mu?

- Var ama yeterli olmuyor. Bunu da antiagingle uğraşanlar buldu. Çünkü onlar 35 yaşından sonra insanda ne eksiliyor diye sorup araştırıyor. Görüyorlar ki antioksidanlar eksiliyor. Bunlardan en önemlisi de glutatyon denilen bu madde.

Yani glutatyon denilen bu madde bir antiaging ilacı mı?

- Hayır antiaging değil, tam aksine bir damar tıkanıklığını önleme tedbiri diyebilirsiniz. Son zamanlarda bulunmuş en etkili antioksidan bu.

14- GLUTATYONDA DİKKAT EDİLECEK ŞEYLER

Piyasada ağızdan alınanı var ama etkili değil. Bir doktor nezaretinde çeşitli kürler halinde damardan alınması gerekiyor. Türkiye’de bunu yapan yerler var. Işıktan, ısıdan kolayca etkilenebilen bir madde, o nedenle mutlaka bir doktorun eliyle alınması gerekir.

Biraz zaman alıyor. Önce damardan kuvvetli bir vitamin dozu veriliyor, sonra glutatyon verilmesine geçiliyor.

 

GÖĞSÜNDE ‘YAŞATMAK SANATTIR’ YAZAN BİR DOKTOR

PROF. Dr. Melih Us, 1988 yılında Gülhane Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Tezi, “Tam arteryel revaskülarizasyonda orta dönem takip sonuçları”ydı. Profesörlüğünü GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Kalp Damar Cerrahi Kliniği’nde aldı. Başta Avrupa Kalp Damar Cerrahi Derneği olmak üzere çok sayıda meslek örgütünün üyesi. 68’i uluslararası olmak üzere 147
yayını var. 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları