Erkan Çelebi

Aman dikkat! Bir garip ‘son gün’ mesajı

10 Kasım 2013
Son dönemlerde cep telefonlarına “Son gün” başlığıyla gönderilen bir SMS mesajı, akıllarda soru işareti oluşmasına yol açıyor.

Belirli aralıklarla gönderilen bu mesajlarda, cep telefonu abonelerine ya düzenli olarak kredi kartı ödemesinde bulunmalarından ya da yaptıkları giyim ve market alışverişlerinden ötürü kazanılan 200 TL’lik kumbara paraların aktifleştirilmesi gerektiği uyarısında bulunuluyor.
Kazanılan kumbara paraların aktifleştirilmesi için SMS mesajlarında yer alan numaralar arandığında, aktifleştirme işlemini TL dünyası adlı bir kuruluşun gerçekleştirdiği öğreniliyor. Bu kuruluş, aralarında CarrefourSa ve TeknoSa’nın da bulunduğu birçok perakende şirketi ve bankayla anlaşmaları olduğunu, bu anlaşmaların sonucunda da abonelerin bu şirketlerde yapmış oldukları alışveriş ve düzenli olarak ödedikleri kredi kartı borçlarından ötürü kazandıkları kumbara paralarının, cep telefonu abenelerinin hatlarına aktarılma işlemini gerçekleştirdiklerini savunuyor.

ORTAK HAVUZDA BİRİKİYORMUŞBunun da faturalı hatlarda 500 dakika, faturasız hatlarda da 200 TL olduğunu belirtiyorlar. Bu kontör ve dakikaların hangi mağazadan yapılan alışverişten ya da kredi kartından kazanıldığı ise söylenmiyor. “ortak havuz var. Göremiyoruz” diyorlar.
Geri aramalara verilen yanıtlarda, kazanılan kontörlerin aktifleştirilmesi için abonelerden herhangi bir ek ücret talep edilmediği ve geri aramaların bedelinin de sadece abonenin tarifesi üzerinden dakika ücreti olarak faturalandırıldığına vurgu yapılıyor. Ayrıca, TL dünyası adlı kuruluşun yasal olarak faaliyet gösterdiği de savunuluyor.

ANLAŞMAMIZ YOKAncak, anlaşmaları olduğunu iddia ettikleri şirketlerden TeknoSa ve CarrefourSa, TL Dünyası adlı şirketle hiç bir bağlantıları olmadığını söylüyor. CarrefourSa’dan yapılan açıklamada, “Adı geçen kuruluşla hiç bir bağlantımız ve işbirliğimiz yok. Ayrıca, müşterilerimize yönelik yaptıkları alışverişlere karşılık kontör ya da dakika kazandırmaya yönelik herhangi bir kampanyamız da bulunmuyor” denildi. Ayrıca, benzer bir açıklama da TeknoSa’dan yapıldı. TeknoSa’da, TL Dünyası adlı şirketle herhangi bir anlaşmalarının olmadığı, hediye kontör uygulamalarının da bulunmadığını açıkladı.

Yazının Devamını Oku

Devr-i mülk dönemi başlıyor

4 Kasım 2013
Devre mülk tatilden sonra yeni bir sistem geliştirildi.

Yüksek aidat bedelleri nedeniyle astarı yüzünden pahalıya patlayan devre mülk ve devre tatil sistemlerinden sonra şimdi de ‘devr-i mülk’ dönemi başladı. Gurbetçiler ile Anadolu’nun farklı illerinde yaşayanların apart otel konseptiyle İstanbul’da gerçekleştirilen projelerde 10 günlük konaklama yapmalarına imkan tanıyan sistem, devre mülk ve devre tatilden farklı olarak sadece belli bir dönemi kapsamıyor. Sisteme dahil olanlar, istedikleri zaman hisseleri oranında konaklama yapma imkânı bulabiliyor.

10 GÜN KONAKLAMA HAKKIKüçük birikimleri olan yatırımcıları hedef alan devr-i mülk sisteminde, üyelere konaklamanın yanı sıra isterlerse hisseleri oranında yüksek kira getirisi de vaad ediliyor. Yüzde 100 kira garantisiyle pazarlanan sistemde ki daireler, günlük ve haftalık olarak kiralanabiliyor. Projelerde yer alan konutların her biri için belirlenmiş hisse adetleri bulunuyor. Buna göre, her 1 adet hisse, yılda 10 günlük konaklamayı içeriyor. 10 adet hissesi olan bir üye, projeden aldığı daire tipinden istediği zaman 100 gün yararlanma imkânı bulabiliyor.

BİR HİSSE 5 BİN EURO Devr-i Mülk sisteminde, 5 bin Euro karşılığında 60 metrekarelik 1 ­­artı 1 daireden alınan her bir hisse için yılda 1200 lira kira getirisi vaad ediliyor. Hisse fiyatları, 2 artı bir dairede 7 bin 500 Euro’ya, 3 artı 1 dairede ise 10 bin Euro’ya çıkıyor. Hisse sahipleri, aldıkları her bir hisse için şu anda 100 TL olan yıllık aidat bedellerini de ödemeleri gerekiyor.

Tapudan yüzde 1 hisse veriyor
Sistem, devre mülkte olduğu gibi hisse sahiplerine hisseleri oranında tapu alma imkanı da tanıyor. Bu yolla, konut alma imkanı olmayan ya da küçük birikimlerini değerlendirmek isteyen yatırımcıların İstanbul’da dayali döşeli ve otel konforunda ki dairelerde her yıl belli bir süre konaklama ya da kira getirisi sağlama imkanı tanıyor. Her bir hisse için verilen tapu, konutun yüzde 1’ini kapsıyor. 10’ar günlük 36 dönemi kapsayan sistemden konutların tamamını da almak mümkün olabiliyor. 1 artı 1 dairenin fiyatı, 130 bin TL, 2 artı 1 daire 200 bin TL, 3 artı 1 daire için de 250 bin TL ödemek gerekiyor.


Yazının Devamını Oku

Salamda sucukta çifte etiket oyunu

2 Kasım 2013
Bazı marketlerde, şarküteri reyonlarında satılan sucuk, salam, sosis, kaşar peyniri gibi ambalajlı et ve süt ürünleri, üzerinde üretici firmanın etiketi bulunmasına rağmen yeniden tartılarak, yüzde 10’a varan miktar artışlarıyla ikinci kez fiyatlandırılıyor.

Marketlerde yer alan ambalajlı ürünler, genellikle üretici firmalar tarafından ürünün üzerine basılan gramajlar üzerinden fiyatlandırılarak satılıyor. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’deki perakende kuruluşları da bu kurala uyuyor. Üretici firmanın etikette yer alan ürünün miktarı üzerinden fiyatlandırarak, satışı gerçekleştiriyor. Ancak, bazı perakende zincirlerinde bu kurala uyulmadığı görülüyor.

İKİ TANE GRAMAJ ETİKETİ Bu marketler, özellikle şarküteri reyonlarında yer alan sucuk, salam, kaşar peyniri gibi ambalajlı et ve süt ürünlerine, üzerinde üretici firmanın etiketi bulunmasına rağmen, yeniden tartarak yüzde 10’a varan miktar artışlarıyla ikinci kez fiyatlandırma yoluna gidiyor. Ambalajlara eklenen ürün miktarıyla ilgili ikinci etiketin, üretici firmanın etiketinden farklı olması, müşterilerin akıllarında bazı soru işaretleri doğuruyor.

FARK YÜZDE 10’U BULUYOROrjinal ambalajında 1 kilogram diye yazan blok kaşar peyniri, ikinci etikette 1100 gramdan, 591 gramlık sosis 610 gramdan, 529 gramlık kangal sucuk da 550 gram üzerinden fiyatlandırılıyor. Zincir marketlerin konuyla ilgili tatmin edici açıklama yapılamaması müşteriler ile market yöneticileri arasında yaşanan tatsız tartışmaların büyümesine yol açıyor. Okuyucularımızdan Saadettin Altunal’ın zincir marketlerden yaptığı iki farklı alışverişte de aynı sorunla karşılaşması, ‘çifte etiket’ tartışmasının su yüzüne çıkmasına neden oldu. Altunal’ın şarküteri reyonlarından aldığı markalı sosis ve sucuk ile 1 kilogramlık blok kaşar peynirinin orjinal etiketleri ile reyonda yapılan tartı etiketleri arasında, tüketici aleyhine yüzde 10’a varan farklılık bulunuyordu.

OYALAMA TAKTİĞİ Bunun üzerine görüştüğü müşteri ilişkileri departmanından, sorunun şarküteri reyonunda görevli elemanların yanlış bilgilendirilmesinden kaynaklandığı ve konunun incelenerek, uygulamaya son verildiği yanıtını aldı. Ancak, aradan bir kaç gün geçtikten sonra aynı sorunla bu kez aynı zincirin farklı bir mağazasında karşılaştı.

Yazının Devamını Oku

Facebook’ta her ilana kanmayın!

13 Ekim 2013
Teknoloji zincirlerinin adını kullanarak, Facebook’a sahte kampanya ilanları veren uyanık girişimciler, piyasa değeri 1050-1500 lira arasında olan cep telefonlarını 699 liraya düşmüş gibi gösteriyor.

Sonra da piyasadan kalkmış eski model telefon gönderiyor.

DÜZMECE alışveriş siteleri-yle binlerce tüketicinin canını yakan internetin uyanık grişimcileri, şimdi de gözünü sosyal medyaya dikti. En gözde mecra ise Facebook. Teknosa, Genpa gibi Türkiye’nin önde gelen teknoloji zincirlerinin adını ve logosunu kullanarak, Facebook’a sahte kampanya ilanları veren uyanık girişimciler, piyasa değeri 1050 lira ile 1500 lira arasında olan cep telefonlarını 699 liradan sattıklarını beyan ediyor. İlanlara aldanıp, sipariş verenler ise son model cep telefonu almayı beklerken, piyasadan kalkmış, eski model telefonlarla yetinmek zorunda kalıyor.

BUGÜNE ÖZEL KANDIRMACASI

Facebook’ta “İşte kampanya” sloganıyla verilen bu sahte ilanlarda, piyasa değeri 1500 lira olan cep telefonları, “Bugüne özel 699 lira” fiyatıyla pazarlanmaya çalışılıyor. İlanlarda, yüzde 100 para iade garantisinin yanı sıra her ne demekse “yüzde 100 orjinal memnuniyet garantisi de vaad ediliyor. Ayrıca, logoların yanı sıra, ilan metinlerinde de “Genpa Garantisi’, “Teknosa kampanyası” gibi firma adları da kullanılarak, Facebook kullanıcıları üzerinde güven duygusu oluşturulmaya çalışılıyor. Bu sahte ilanlar, farklı marka ve modellerdeki cep telefonlarını da içeriyor.

FİRMALARIN HABERİ BİLE YOK

Okuyucularımızdan Hüseyin Genç de, Facebook’ta yer alan bu sahte ilanları, Teknosa ve Genpa ilanı gibi algılayıp, sipariş veren tüketicilerden... Genç, 699 liraya aldığı 1050 ile 1500 lira arasında ki Samsung Galaxy S4 marka telefonu keyifle beklerken, bir anda adresine teslim edilen piyasadan kalkmış, eski model Nokia cep telefonla şok yaşadı. Genpa garantili pazarlanan telefonu, hemen IMEI numarasıyla birlikte Genpa’yı arayarak, sorgulattı. Ancak, böyle bir ilan ve garantinin olmadığının yanı sıra telefonun IMEI numarasının da geçersiz olduğunu öğrendi. Benzer yanıtı Teknosa’dan da aldı.

OYALAMA TAKTİĞİ

Siparişi verdiği numarayı sürekli aramasına rağmen, her seferinde “Bir yanlışlık oldu, sipariş ettiğiniz telefonu yeniden kargoya veriyoruz” yanıtını aldı. Ancak, telefon bir türlü gönderilmedi. Para iadesinde de bulunulmadı. Oyalama taktiği uygulandı. Arkadaşımız Birol Öner, okuyucularımızdan Hüseyin Genç’in başvurusu üzerine Teknosa ve Genpa yetkilileriyle görüştü. Gerek Teknosa, gerekse Genpa’dan yapılan açıklamalar, Facebook’ta yer alan kampanya ilanlarının sahte olduğunu ortaya koydu. Teknoloji zincirleri, bu kampanyalarla ve ilanları veren firmalarla herhangi bir bağlarının bulunmadığını belirtti.

Yazının Devamını Oku

Domino’s Pizza’da ‘beleşçi’ skandalı

22 Eylül 2013
Domino’s Pizza’nın bazı işgüzar çalışanları, “hediye pizza” uygulamasından yararlanan müşterilerini “beleşçi” ilan etti.

30 dakikada teslim kuralından yararlanan bazı müşterilerin bilgisayar kayıtlarında “Dikkat beleşçi” ibaresi yazıldı. Sipariş verenlerin adres kayıtlarında yer alan bu ibare, pizza kutularının üzerine de yapıştırılınca, skandal resmen ortaya çıktı.

ALINAN siparişlerin soğumadan adrese 30 dakikada teslim edeceği garantisini müşterilerine veren fast food zincirlerinden Domino’s Pizza’nın bazı işgüzar çalışanları, zamanında teslim edilmeyen siparişlerde uygulanan “hediye pizza uygulaması”ndan yararlanan müşterileri “Beleşçi” konumuna düşürdü. Buna da, 30 dakikada teslim kuralından yararlanan bazı müşterilerin bilgisayar kayıtlarına “Dikkat! Beleşçi” ibaresinin düşülmesi neden oldu. Sipariş verenlerin adres kayıtlarında yer alan bu ibare, pizzaların soğumaması için konulan kutuların üzerine de yapıştırılınca, “beleşçi” skandalı ortaya çıktı.

DETAYLI ARAŞTIRMA BAŞLADI İstanbul Çekmeköy şubesinde yaşanan bu tatsız olayı doğrulayan Domino’s Pizza, bazı müşterilerin yaşamış olduğu bu durumun münferit bir hatadan kaynaklandığını ve Domino’s ailesi için de kabul edilir olmadığını açıkladı. Açıklamada, yaşanan sorunla ilgili detaylı bir inceleme de başlatıldığına yer verildi.

MÜŞTERİ ÇILGINA DÖNDÜ

Okuyucularımızdan Orçun AKSU’nun Hürriyet’in Tüketici Köşesi’ne yaptığı şikayet başvurusuyla ortaya çıkan bu skandal, geçtiğimiz günlerde Domino’s Pizza’nın İstanbul, Çekmeköy şubesinde yaşandı. Daha önce verdiği bir siparişin geç teslim edilmesi nedeniyle 30 dakika kuralından yararlanan ve hediye pizza hakkını kullanan Aksu, görevli personelin işgüzarlığı sonucunda şubenin oluşturduğu müşteri adres kayıtlarında, “Beleschi” ibaresiyle yer aldı. Aksu’nun daha sonra verdiği pizza siparişlerde de, bu kayıtlar kullanıldı. Ancak, bu ibare sadece Domino’s Pizza’nın Çekmeköy şube kayıtlarında yer almakla kalmadı. Sipariş sonrası bilgisayar çıkışı alınarak, müşteriye teslim edilen pizzaların kutusuna da yapıştırıldı. Böyle olunca da, pizzaların kutusu üzerinde, müşteri adresinin yanı sıra bir de “lütfen 30 dakika kuralına uyun. Beleschi. Dikkat!” ibaresi de yer aldı. Bunu gören müşteri de çılgına döndü.

Yazının Devamını Oku

BEDAŞ: Stratejik hata yaptık

21 Eylül 2013
BOĞAZİÇİ Elektrik Perakende Satış Genel Müdürü İbrahim Gümüşlü, “Ağustos faturalarının kabarık çıkacağını biliyorduk. Sayaç okumasının sarkmasından kaynaklandı.Bilgilendirme yapacaktık.

Ancak, stratejik bir hata yaptık. Şirketi yeni devraldığımız için ilk olumsuz bir haberle basının karşısına çıkmak istemedik” dedi.

GEÇTİĞİMİZ aralık ayında 1 milyar 960 milyon dolara özelleştirilen Boğaziçi Elektrik Dağıtım A.Ş’nin bu ay abonelere çıkarttğı yüksek faturalarla ilgili tartışmaya son noktayı, BEDAŞ’ın perakende kuruluşu BEPSAŞ’ın Genel Müdürü İbrahim Gümüşlü koydu. 4 milyon faal abonesi bulunan BEDAŞ’ı yeni devraldıkları için sayaç okuma periodlarında sarkma ya da erken okuma gibi farklılıklar yaşanabildiğini söyleyen Gümüşlü, “Bu nedenle ağustos ayı için düzenlenen faturalarının kabarık çıkacağını biliyorduk. Biz de bu konuda bir basın toplantısı düzenleyerek, önceden bilgilendirme yapmayı düşündük. Ancak, stratejik bir hata yaptık. Şirketi yeni devraldığımız için ilk olarak olumsuz bir haberle basının karşısına çıkmak istemedik” dedi.
Kabarık faturaların kaynağı olarak tarife değişikliği ve gizli zam iddialarının sosyal medya başta olmak üzere hızla yayılması, yeni özelleştirilmesi gerçekleştirilen BEDAŞ’ı bir anda hedef tahtasına oturttu. Bu iddialara göre BEDAŞ, geçtiğimiz ay kimseye haber vermeden tüm tarifeleri, tek zamanlı tarifeye geçirmiş ve kendilerini üç zamanlı tarifeye göre ayarlayan kullanıcılar da bir anda çok yüksek elektrik faturalarıyla karşı karşıya bırakmıştı. Ancak, faturalarda yapılan incelemeler, tarifelerde herhangi bir değişiklik yapılmadığını, aşırı tüketimden kaynaklandığını gösteriyordu. BEDAŞ’ta bu iki kata varan tüketim artışını 4 günlük bayram tatiline bağlıyordu.

SAYAÇ OKUMA DÜZENE GİRMEDİ

Şok faturalarla ilgili yapılan bu açıklamanın aboneleri tatmin etmemesi üzerine Hürriyet’in Tüketici Köşesi olarak biz de çarşamba günü Boğaziçi Elektrik Perakende Satış AŞ’nin (BEPSAŞ) Genel Müdürü İbrahim Gümüşlü ile görüştük. Gümüşlü, BEDAŞ’ın özelleştirme kapsamında yeni devralınması nedeniyle sayaç okumalarında tam bir düzenin sağlanamadığını söyleyerek, “Temmuz ayında erken okuma gerçekleşti. Ortalama 21 gün oldu. Ağustos’ta ise bayramın etkisiyle, bir sarkma yaşanarak ortalama 38 gün üzerinden gerçekleşti. Bunun sonucunda bir aylık dönemi kapsaması gereken sayaç okuma süresi, daha uzun bir dönemi kapsamak zorunda kaldı. Bu nedenle, ağustos ayı için düzenlenecek faturaların kabarık çıkacağını biliyorduk. Bizim de bu ay faturalarının belirttiğimiz gerekçelerden ötürü yüksek çıkabileceğini açıklayan bir basın toplantısı düzenleyip, önceden bilgilendirme yapmamız gerekiyordu. Aslında bunu da düşündük. Aboneleri önceden bilgilendirelim dedik. Ancak, stratejik bir hata yaptık. İşletmeyi daha yeni devraldığımız için ilk olarak olumsuz bir haberle basının karşısında yer almamızın yanlış olacağı, olumlu bir açıklamayla bunun yapılmasının daha doğru olacağını düşündük. Oysa, bu yanlış oldu” dedi.

Özelleştirmeye bakış etkiledi

SAYAÇ okuma süresinin sarkmasından kaynaklanan kabarık faturaların kamu oyunda özelleştirmenin neden olduğu ön yargı yüzünden sanki tarifelerle oynanıp, gizli zam yapıldığı imajının yaygınlaşmasına yol açtığına da değinen BEPSAŞ Genel Müdürü İbrahim Gümüşlü, “Oysa bu mümkün değil. Bırakın gizli zam yapmayı sektörde kendi başına tarife değişikliğine gitmek mümkün değil” dedi. Faturaların düzenli olarak raporlandığını ve hatalı faturaların iptal edildiğine de vurgu yapan Gümüşlü, “Yüksek faturalarla ilgili şikayetlerin en önemli nedenlerinden biri endeks hataları. Endeks hatalarının yarıdan fazlası da sayaç arızalarından kaynaklanıyor. Arıza tespit edilen sayaçlarda değiştiriliyor. Şirketi devraldıktan sonra bugüne kadar sayaç değişim sayısı aylık ortalaması 10 bini buluyor” diye konuştu.

Aboneliğini taşıyana 5 ay elektrik bedava

Yazının Devamını Oku

Bayramda evimiz fırına mı dönüştü?

13 Eylül 2013
BEDAŞ’ın iki kat artan faturaları için Tüketicinin Erkan Abisi soruyor.

67 lira ile 95 lira arasında değişen aylık elektrik faturam, bir anda 186 liraya fırladı. Bu da 207 kwh ile 281 kwh arasında değişen elektrik tüketimimin ağustos ayında 567 kwh’e fırlamasından kaynaklandı. BEDAŞ, bunu 4 günlük bayram tatiline bağlıyor. O zaman akla, “dört günlük bayram tatilinde İstanbul’un Avrupa yakasında ki tüm evler, ekmek fırınına mı dönüştü” sorusu geliyor.

BOĞAZİÇİ Elektrik Dağıtım A.Ş’nin (BEDAŞ) bu ay abonelerine çıkarttığı şok faturalardan ben de nasibimi aldım. 67 lira ile 95 lira arasında değişen aylık elektrik faturam, bir anda 186 liraya fırladı.
Sosyal medyada anında yayılan iddialara göre BEDAŞ, geçtiğimiz ay kimseye haber vermeden tüm tarifeleri, tek zamanlı tarifeye geçirmiş ve kendilerini üç zamanlı tarifeye göre ayarlayan kullanıcılar da bir anda çok yüksek elektrik faturalarıyla karşı karşıya kalmıştı.
Ancak, “Sesiz sedasız tarife değişikliğine gidildi” iddialarına yanıt, BEDAŞ’tan anında geldi. BEDAŞ, açıklamasında tarifelerde herhangi bir değişikliğe gidilmediğine dikkat çekerek, eylül ayı faturalarının kabarık çıkmasının nedenini 4 günlük bayram tatiline bağlıyordu. Meğer, bayram nedeniyle sayaçların okunma süresi kaymış, aboneler de 30 gün yerine, bayramı da kapsayan faturaları ödemek zorunda kalmış.

TARİFEDE DEĞİŞİKLİK YOKGeçtiğimiz aralık ayında yapılan ihaleyle 1 milyar 960 milyon dolara özelleştirilen BEDAŞ’tan yapılan bu açıklamayı görünce, ilk yaptığım son aylarda ödediğim elektrik faturalarını incelemek oldu. Yaptığım bu küçük incelemede, gerçekten de BEDAŞ’ın bana uyguladığı üç zamanlı tarifede herhangi bir değişikliğe gitmediğini gördüm. Tüm faturalarda, “gündüz, puant, gece” diye adlandırılan ve 3 farklı zaman dilimini kapsayan tarifeler, aynı gözüküyordu. Gündüz tarifesi 23 kuruştan, puan tarifesi 38 kuruştan, gece tarifesi de 12 kuruştan faturalarda yer alıyordu.
Mayıs, haziran ve temmuz aylarındaki elektrik tüketimim de aşağı yukarı birbirine yakındı. Mayıs ayında toplam 237 kwh elektrik tüketimi için 78 lira 80 kuruş fatura öderken, haziran ayında 207 kwh tüketim için 67 lira 70 kuruş ödemişim. Bu temmuz ayında 281 kwh’lik tüketime çıkmış, Faturadaki karşılığı da, 94 lira 30 kuruş olmuş. Ancak, Ağustos ayında tüketim bir anda tavan yapmış. BEDAŞ’ın bayram süresini de eklendiğini açıkladığı bu dönemde elektrik tüketimim 567 kwh’e fırlamış. Bunun sonucunda da çıkan fatura, 186 liraya ulaşmış.

Yazının Devamını Oku

‘Gizli SMS’e 15 bin TL ceza

9 Eylül 2013
“Numaranız görünmeden SMS gönderebilirsiniz. Gizli SMS başladı” mesajlarına sakın kanmayın.

Aksi takdirde 1000 TL’den başlayıp, 15 bin TL’ye kadar ulaşan idari para cezalarını ödemek zorunda kalabilirsiniz.

GSM operatörlerinin altyapılarını kullanan bazı şirketlerin cep telefonu abonelerine gönderdiği ‘Numaranız görünmeden SMS gönderebilirsiniz. Gizli SMS başladı’ mesajlarına sakın kanmayın. Aksi taktirde, iyi niyetli olup olmadığına bakmaksızın, bu mesajları gönderenler, 1000 TL’den başlayıp, 15 bin TL’ye kadar ulaşan idari para cezalarını ödemek zorunda kalabilecek. Bu da 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren yürürlüğe giren yasal düzenlemeden kaynaklanıyor. Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi Ve Teknoloji Komisyonu tarafından hazırlanan ve TBMM tarafından kabul edildikten sonra, yılbaşından itibaren uygulamaya giren ‘Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’a göre artık kimden geldiği belli olmayan mesaj ve ileti gönderenlere idari para cezası uygulanabiliyor. Taciz, tehdid, şantaj, hakaret gibi kötü niyetli kullanımların önüne geçmek amacıyla yapılan bu yasal düzenleme, cep telefonu abonelerine toplu ya da tek tek gönderilen SMS mesajlarında gönderenlere ya numarasının ya da adının gözükme zorunluluğu getiriyor. Cep telefonlarından gönderilen mesajlarda, gönderenlerin 11 rakamdan oluşan numarası gönderilenlerin ekranında alan koduyla birlikte otomatik olarak gözüküyor. Toplu SMS’lerde ise bu numara kiralanan hatların özelliği nedeniyle sadece 4 rakamdan oluşuyor. Şirketler, potansiyel müşterilerine gönderdikleri toplu SMS mesajlarında, 4 rakamlı numaranın yerine genellikle firmanın adının gözükmesini tercih ediyor. Bu yasal düzenlemeye rağmen bazı şirketler okuyucularımızdan İbrahim Büyükyüksel gibi cep telefonu abonelerine, “Numaranız görünmeden SMS gönderebileceğiniz. Gizli SMS başladı. Göndereceğin numarayı yaz, boşluk bırak, mesajını yaz 46’yla başlayan numaraya gönder. Mesajın gizli olarak gitsin. 1 TL” diye mesajlar yolluyor.

SÖZLEŞME ANINDA İPTALGSM şirketleri sözleşme kurallarına uymayan mobil iletişim şirketleriyle yaptıkları iş anlaşmalarını anında feshediyor. Bu konuda kurallara uymayan şirketlere taviz vermeme yoluna gidiyor. GSM operatörü kuruluşlar, SMS paketlerini anlaşmalı mobil iletişim şirketlerine toptan satıyor. Bunlarda bu toplu aldıkları SMS’leri, daha küçük parçalar halinde başka şirketlere satıyor. Bazı vurguncular da bu noktada devreye giriyor. Bu nedenle de takibi çok kolay olmuyor.

Yazının Devamını Oku