Erdem Kırım

Bodrum'un yenilikleri

26 Mayıs 2012
Yazın, 10 kişiye bir magazin muhabirinin düştüğü Türkbükü başta olmak üzere, Bodrum’u sezonun yeni başladığı şu günlerde araştırdım. Ne gibi yenilikler var, kimler geldi, hangi mekanlar gitti, sizler için raporladım

* Bodrum’un sosyetik beldesi Türkbükü, bildiğiniz gibi komşusu Gölköy’le birleşmiş ve adı ‘Göltürkbükü’ olmuştu. Araziler o kadar doldu ki, yakında Gündoğan’ı da aralarına katıp, ‘Göltürkbükügündoğan’ ismiyle karşımıza çıkabilirler.

YENİ OTELLER

* Dünyaca bilinen lüks otel zinciri Aman Resort’ın 25. şubesi yılbaşından itibaren Demircikoy’da faaliyete girdi. 30 milyon dolara mal olan otelde kalmak isteyenler, gecelik 900 Euro’yu gözden çıkarsın. Oteli görmedim fakat konumu ve mimarisi için ‘şahane’ diyorlar.
* Lüks konaklama markası Mandarin Oriental de Türkbükü’nün cazibesine kapılmış olsa gerek, Akdeniz bölgesindeki ilk resort tesisini Cennet Koyu’nda yapıyor. Otel, villa ve rezidans üçlemesiyle hizmete girecek Mandarin Oriental’ın otel bölümünde 102 oda var. Ayrıca 98 villa ve 116 daireli bir rezidansın inşaatı da hızla ilerliyor.

SORUNLAR ÇÖZÜLÜYOR

* Bodrum yarımadasının yıllardır en büyük sorunu su. Tankerlerle taşınarak çözüm bulunmaya çalışıldı bugüne kadar. Bu yıl, büyük bir değişiklik var: DSı, Geyik ve Çamköy barajından, biraz gelişmiş ülkelerde bile kullanılan yöntemle, yani borularla Bodrum’a su vermeye başladı. Yani artık her 100 metrede bir görülen su tankerleriyle fazla karşılaşmak yok.
* Beldenin yol sorunu da geçen yaz ortasında ana arterlerde çözülmüştü. Bu yılsa Torba, Türkbükü, Gündoğan, Yalıkavak yolunu genişletmeye karar verdiler. Tek şeritli yol, çift şeride çıkarılıyor. Çalışmalar başladı. Bu uğurda epey de ağaç kesildi.

MEKÂNLARDA DURUM

Yazının Devamını Oku

Dikkat çöpten bikini çıkabilir

19 Mayıs 2012
Tekstilde geri dönüşüm olur mu, bikiniyi kutuya atarsan alttan yenisi çıkar mı? Kafam karışık!

Tuğçe Kazaz, İtalyan firması Calzedonia için çalışmaya başladı. Çekimler yaptırıyor, röportajlar veriyor. İlginç etkinliklere de katılıyor bu arada. Mesela ‘Yeşil Moda’ diye tanımlanan, tekstilde geri dönüşüm akımı etkinliği. Davete gelen ünlüler, yanlarında getirdikleri eski mayo ve bikinilerini dönüşüm kutularına attılar. Ben, yukarıdan atılan bikinilerin, alttan yenilenmiş olarak çıkacağını düşünmüştüm. Ama teknoloji henüz o kadar gelişmemiş. Dönüşümün tamamlanması için, parayı bastırıp, yenisini almanız gerekiyor. Ama kadınlara 12, erkeklere 7 lira indirim yapıldığını söyleyebilirim. Fakat bugünlerde, Nişantaşı ve Etiler civarında çöpleri karıştırmayı göze alırsanız, bikini veya mayo parası vermekten yırtabilirsiniz.

Ajda Kıbrıs’ta koşacak

Ünlü sanatçıların, kaldıkları otelde neler istediklerini herkes merak eder. Çoğu da tuhaf isteklerdir bunların. Bu haftanın istek haberi Ajda Pekkan’dan geldi. Kıbrıs, Savoy Ottoman Palace’ta kalıp 19 Mayıs’ta sahneye çıkacak Pekkan. ENBE Orkestrası da sanatçıyla birlikte. Ajda, otel yönetiminden sadece bisiklet ve koşu bandı istemiş. Anlayacağınız, Süperstar Kıbrıs’ta bisiklete binip koşacak. Ama odasında. Kalan enerjisini de sahnede harcayacak. Otel de hayli ilginç. Tam anlamıyla klasik Osmanlı tarzını yansıtacak şekilde döşenmiş. Bir çeşit, ‘Muhteşem Yüzyıl Oteli’... Ayrılırken, hesaba itiraz edenlerin kellelerinin vurulup vurulmadığını henüz öğrenemedim. Ama, kalmaya karar verirseniz, yanınıza en azından bir hançer almanız faydalı olabilir.

Hermes’in içinde gezinti

Her genç kadının rüyalarına giren Hermes marka çantanın Kelly modeli, dev bir simülasyon salonuna dönüştürülmüş, ülke ülke gezdiriliyor. Geçen hafta sıra İstanbul’daydı. 3.5 metre eninde, 2.5 metre boyunda Kelly’yi karşılarında gören kadınların, bayılmamak için birbirlerine tutunmaları ilginçti. Çantanın içi, uçak similatörü gibi düzenlenmişti. İçeri giren kadınlara, üç kısa film seyrettirildi. ‘Davetkâr’, ‘Zevk Dolu’ ve ‘Baştan Çıkarıcı’. İsimlere bakıp erotik zannetmeyin. Hermes’in verdiği duyguların kelimelere dökülmüş hali bu. 20 santim boyundaki  Hermes’in bile bazı kadınları ne hale getirdiğini düşünürsek, bu dev çantayı görenlerin durumunu siz tahmin edin artık.

Sultanahmet’e parayla gitmek

Pazar günleri, İstanbul’da Tarihi Yarımada civarında dolaşıyorsanız, her an polis çevirebilir. Korkmayın, ceza yemiyorsunuz. Anket doldurtup bırakıyorlar. Birkaç trafik polisi, yanlarında zabıtalar, anket ekibi kurmuşlar. Sorular, Tarihi Yarımada ile ilgili. Yakında, şehrin bu bölümüne giren araçlar, para ödeyecek. Londra’dan kapmışlar fikri. “Uygun mu?” diye halkın görüşünü soruyorlar. Minibüsler şu anda çaktırmadan girip çıkıyor. Onları da engelleyeceklermiş. 5 lira otopark parası vermemek için, ağaca bile park eden halkım, bu uygulamadan tedirgin olur. Eğer paralı uygulama gerçekleşirse, Tarihi Yarımada’nın şehrin en tercih edilen huzur noktalarından biri haline geleceğinden eminim.

Düğmenin sergisi olur mu

Yazının Devamını Oku

Okula giden yol mideden geçer

12 Mayıs 2012
Hayırsever ünlü anneler çocuklarının sevdikleri lezzetleri bir kitapta topladı. Kitabın geliriyle okul yaptırılacak.

Hepsi ünlü, anne ve hayırsever. İyi bildikleri yemeklerin tariflerini açıkladılar. Bu da, kitap haline getirildi. Bütün satış geliriyle de Doğu’da okul yapılacak.
Projenin sahibi, daha önce de aynı yöreye okul yaptıran Gymboree Play & Music. Katkıda bulunan ünlüler, Kerem Gönlüm’ün eşi Elif Gönlüm, Murat Saygı’nın eşi Gül Gölge, Efe Yazıcı’nın eşi Nazlı Yazıcı, Tayfun Demirören’in eşi Reyhan Demirören Banu Aksoy Tarakçıoğlu ve Begüm Ayaydın. Dahası da var. Yemek tarifleriyle beraber, ünlülerin çocuklarıyla çektirdikleri fotoğrafların da bulunduğu kitabın daveti de bugün yapılıyor. Umarım iyi satar, okul da bir an önce yapılır. Gördüğünüz gibi iyilik yapmak için bazen bir kitap almak bile yetiyor. Kitabın adını atlamayalım bu arada: ‘Çocukların Çok Sevdiği Yemek Tarifleri’.

Brad’in fotoğrafına dokunan yanıyor

Brad Pitt ile reklam filmi için anlaşan Chanel işi çok sıkı tutuyor.
PR firması falan kullanmadan, doğrudan ülke sorumlusu mail atarak, bu anlaşmayı medyaya duyurdu:  ‘Dünyanın en tanınan aktörlerinden Brad Pitt, Chanel 5’in, yakında çekilecek reklam filminin yüzü oldu...’ Greg Williams’ın çektiği Pitt’in bu portresi ise uyarılı gönderilmiş. ‘Resmi kırpmak, üzerinde oynamak yasaktır’ şartı var kullanmak için. Tabii bu şart bizim için. Siz, dilediğinizi yapabilirsiniz.

İlk kamyon yarışı

Dünyada çok popüler olan fakat ülkemizde hiç yapılmayan kamyon yarışları, bu cumartesi İstanbul Park’ta. Bence ülkemiz için çok yararlı bir gelişme. Otoyollarda, ara sokaklarda her gün yarışan özellikle sarı kasalı kamyonlarımızın sürücülerinin, bu yarışlara ilgi göstermesini bekliyor organizasyon komitesi. Çünkü sadece kamyonlar yarışacak. Yani yarış pistinde, özellikle kadın sürücülerin kullandığı, sıkıştırılmaya uygun otomobiller olmayacak. Bu duruma da alışık olmayan bizim bazı kamyon şoförlerinin yarışa soğuk baktıkları tahmin ediliyor. Kamyon yarışları Türkiye, İtalya, İspanya (2 yarış), Fransa (2 yarış), İngiltere, Almanya, Rusya, Çek Cumhuriyeti, Belçika olmak üzere dokuz ülkede toplam 11 etaptan oluşuyor. Cumartesi -pazar günleri İstanbul Park’ta yapılacak yarışlara altı takım katılıyor. Daha önce bir kere seyretme fırsatı bulduğum kamyon yarışların çok zevkli olduğunu söyleyebilirim. 

Böyle olur Playboy’un koleksiyonu

Yazının Devamını Oku

Yerli ‘umutsuz’lara Longoria alternatifi

5 Mayıs 2012
En son, Penelope Cruz’un erkek kardeşi Eduardo Cruz’la takılan Eva Longoria şimdi hem sevgilisiz hem dizisiz. Yakında bir evililik programı sunmaya başlayacak. Esra Erol’da umudunu bulamayanlar şansını bir de Eva Longoria’da deneyebilir.

Umutsuz Ev Kadınları’ dizisinin ünlü oyuncusu Eva Longoria, NBA yıldızı Tony Parker’den boşandıktan sonra bir süre kendine gelemedi. Kısa bir terapinin ardından, yeniden yola koyuldu. Ylk olarak, Penelope Cruz’un erkek kardeşi Eduardo Cruz’la takıldı. Fakat Penelope, Eva’yı bir türlü sevemedi, hatta gıcık olduğunu herkese bir şekilde söylüyordu. Sonunda ikna oldu ve ilişkiyi onayladı. Eva da, sanki bu anı bekliyormuş gibi, ilişkiyi bitirdi. Eva’nın istatistiklere geçen yedi ilişkisi oldu. Bunlar ünlü olup, medyaya yansıyanlar tabii...
Longoria şimdi hem dizisiz hem sevgilisiz. Kendine bir hayrı olmadığından emin olunca da, başkalarına yardıma karar verdi. NBC’de, bizdeki evlilik programları gibi projede sunuculuğa başlıyor. Esra Erol’un programında aradığını bulamayanlar, Eva Longoria’da şanslarını deneyebilirler.

Bilimin popüleri geldi

Hemen herkes, müzik, spor, sinema ya da edebiyat hakkında ahkam kesebilir. Fakat iş bilime gelince, ortalığı bir sessizlik kaplar. Geçen hafta öyle ilginç bir dergi çıktı ki, okuyan herkes artık bilimsel konularda da rahatlıkla atıp, tutabilecek. En azından ben bu konuda iddialıyım. Ünlü ‘Popular Science’ dergisi, geçen hafta yayın hayatına başladı. Alın size ilginç bir konu: Eğlencenin Geleceği. iTunes mağazasından alınan bir oyunla, kendinizi nasıl daha fazla geliştireceğiniz adım adım, deneyi yaşayan birinin ağzından anlatılıyor. Oyunu ben de satın aldım. Bir günde kendimde inanılmaz gelişmeler gördüm. Mesela, tanımadığım insanlara da “Günaydın” dedim. Emniyet şeridinden gidenlere bile küfür etmedim. Uygulamanın adını merak ediyorsanız artık bir dergi alın derim. Popular Science Türkiye, DoğanBurda’dan çıktı.
Fiyatı da 3.5 lira.

Sessiz sinemaya nur yağacak

‘The Artist’s, Oscar’ı kazanınca, Hollywood arşivleri karıştırmaya başladı. Sonunda da aradığını buldu: ‘Wings’. ‘The Artist’s’ filminden önce, Oscar kazanan tek sessiz film olan ‘Wings’, yeniden çekiliyor. ‘Wings’, 1929’da en iyi film ve en iyi efekt dallarında iki Oscar kazanmıştı.

10 günde beş kilo

Yazının Devamını Oku

Ünlüler bugünlerde ne giyiyor

28 Nisan 2012
‘Harry Potter’ filminin küçük, afacan kızı Emma Watson büyüdü, gece hayatının bir numaralı isimlerinden biri oldu. Kendisini her zaman böyle ayık göremeyeceğiniz için, Miu Miu kıyafetli halini hemen basayım dedim

Dikkat ettiyseniz, diğer haberlerimde güzel bir kadın fotoğrafı yok. Sayfayı kurtarmam için, ortalığı karıştırmam gerekti. Tek ekmek yiyeceğim yer, geçen hafta yapılan film festivalleri çıktı.
Malaga ve Tribeca, geçen hafta yapılan festivaller. Filmler kadar giyilen elbiseler de konuşulur bu festivallerde, galalarda. Ben bir - iki tane seçtim. Popüler isim olduklarından, sizin de ilginizi çekebilir. Birincisi Emma Watson. Yani ‘Harry Potter’ filminin küçük, afacan kızı. Watson büyüdü, gece hayatının bir numaralı isimlerinden biri oldu. Ajanslardan sürekli, gözleri kaymış, etekleri açılmış şekilde fotoğrafları geliyor. Bu kez Watson’ın, ayakta, ayık ve gülerken bir fotoğrafı gelince, paylaşalım istedim. Kendisini her zaman böyle göremezsiniz. Giysisinin de Miu Miu olduğunu yazayım ki, mail atıp sormak zahmetini yaşatmayayım size. ıkinci güzelimiz ‘Avengers Assemle’ filminin galasından. Ünlü Scarlett Johansson. Ayan beyan seçilebileceği üzere, Prada’yı giymiş, pozunu vermiş.

Gripin’den telefonlu konser

Koç Fest, ismini her yıl biraz daha duyurarak, etkinliklerini sürdürüyor. Festival kapsamında, Trakya Üniversitesi’nde Gripin konseri vardı. Grup, gençleri coşturduğu bu konserde, iPad ile üç parça çaldı. Çalarken güzel de espriler yaptılar. Bundan sonra kendilerine iGripin denirse hiç şaşırmayacaklarını açıklamaları da çok zekiceydi. Öğrencilerin de iPad müziğine, Blackberry telefonlara yükledikleri alkış efektleriyle destek vermeleri, ‘duygusal anlar yaşanmasına’ neden oldu.

Kitabını okudum

Geçen hafta moda konusunda yazdıklarım, giyim konusundaki cehaletimi, epey bir kitleye ulaşınca, hayırsever okurlar harekete geçti. Kimi gönderdikleri mail’lerle tavsiyelerde bulundu, kimileri de giyecek teklifinde bulundu. Herkese teşekkür ederim. Fakat bir dostum, “Ben sana balık vermek yerine, balık tutmayı öğreteceğim” mantığıyla hareket ederek ufkumu iyice açtı. Küçük bir kitapla yanıma geldi, “Oku, bir şeyler kap bundan” dedi. Kitabın adı ‘A Well-Dressed Gentleman’s Pocket Guide’. Pantolondan, çoraba kadar, adam gibi giyinmenizi sağlayan, kılavuz niteliğinde bir kitap. Tam 216 sayfa. Yani, iyi giyinmek, bu işten anlamak için tam 216 sayfalık bu kitabı acilen hatmetmem lazım. Yazın, tatilde bu kitabı okurum, sonbaharda da öyle bir giyinirim ki, beni tanıyamazsınız.

Kaptan eğlenir, golcü kaçar

UEFA ile ilgili yazdığım yazıya, Fenerbahçe taraftarı okurlar kızmışlar. Hem mail hem tweet atarak hoş ve nazik mesajlar vermişler. Oysa yazıda hiçbir takımın adı geçmiyordu. Fenerbahçe düşmanı ilan edilmem, pek hoşuma gitmedi açıkçası. Sarı-lacivertli takımı tutmuyorum fakat düşmanı da değilim. “Moda sayfasında bile Fener düşmanlığı yapıyorsun” diyenler de oldu. Benim yazdığım sayfa moda değil, yaşam sayfası. Hayata dair her şey anlayacağınız. Şimdi elimde Alex haberi var. Bunu yazmazsam olmaz çünkü fotoğrafları öyle güzel ki. Fenerbahçe’nin yıldızı, kaptanı Alex, artık her yerde görmeye alıştığımız ailesiyle futbolcuların vazgeçilmez mekanlarından İstinye Park’ta turladı, yemek yedi, alışveriş yaptı. Alex’in en büyük özelliği, sıcaklığı. Muhabiri gördüğü zaman kaçmaz, durup poz verir. Zaten fotoğraflardan da anlarsınız Alex ve ailesinin mutluluğunu. Ünlü futbolcu, ailesiyle keyif yaşarken, başta Burak Yılmaz üzere, bazı futbolcuların kendisinden birkaç metre ilerde, muhabirlerden köşe bucak kaçması da oldukça eğlenceliydi. Ama çekilen fotoğrafların altına yazılanları görünce de, kaçmakta haklı olduklarını da anlıyorsunuz.

Yazının Devamını Oku

Meğer erkek giyiminde ne detaylar varmış

21 Nisan 2012
Geçen gün Pierre Cardin’in Baş Tasarımcısı Faruk Kalaycı, erkeklere özel öneriler yollamış. Benim gibi giyinmeyle örtünmeyi karıştıranlar için ilginç tavsiyeler var. Okuyun, işinize kesin yarar bu açıklamalar

Sağ olsunlar bazı okurlar beni moda yazarı olarak görüyor. Mail atıyorlar. Hafta içi gittiğim bir davette, güzel bir takım giymiştim. Ellerim cebimde, kasıla kasıla dolaşırken, iş arkadaşlarımdan birinin “Erdem, giydiğin üç düğmeli takımı, en son mezuniyet töreninde giymiştim” demesi, kendime getirdi. 1960’lı yıllarda geçen Mad Men’i fazla seyretmek, günümüzün dünyasından böyle koparmış beni. Sanırım bu açıklamamdan sonra, moda konusunda pek üstüme gelmez kimse.
Aslında, kadınlara giyim konusunda çok tavsiyede bulunup ölümüne eleştirenler çok. Fakat biz erkeklere bu konuda ders veren yok gibi bir şey.
Geçen gün Pierre Cardin’in Baş Tasarımcısı Faruk Kalaycı, erkeklere özel öneriler yollamış. Benim gibi giyinmeyle örtünmeyi karıştıranlar için ilginç tavsiyeler var. Okuyun, işinize kesin yarar bu açıklamalar...
* İlk tavsiye, iş toplantısına ya da iş yemeğine gidecekler için: Desensiz, düz gömlek giyilmeli diyor üstad. Ofiste çalışırken takım elbisenin içine ince çizgili, küçük pöti kareli gömlekler giyilebilirmiş.
* Gece hayatı ve daveti bol olanlara tavsiye: Smokinle giyilecek gömlekte cep olmamalı. Milano yaka tercih edilecekse kravat takılmalı. Papyon kullanmak isteniyorsa ata yaka tercih edilmeli; der Kalaycı.
* Kravat kullanmadan ceket giymek isteyen erkeklerin gömlek seçerken ceketin desenine dikkat etmesi gerektiğini söyler ve ekler: “Ceket düzse desenli gömlek, ceket desenliyse düz ağırlıklı ya da kendinden belirsiz gömlekler tercih edilmeli. Dik yakalı gömlek en ideali, düşük yakalar kravata daha uygun. Jean veya kanvas pantolonla giyilecekse daha büyük desenli gömlekler veya Oxford modeller tercih edilmeli”.
* Gömlek olayını da detaylarıyla anlatmış, ilginç olduğu için kısaltmadan yazıyorum: “Boynunuz hiç sıkışmadan başınızı rahatlıkla çevirebiliyorsanız doğru gömlektir. Dikiş izleri omuzlara tam oturmalı. Bir buçuk santim kadar yukarıda kalabilir ama asla aşağıda kalmamalı. Vücudunuzun iki tarafından da iki buçuk santimetre kadar bir kumaş tutabilmelisiniz. Fazlası gömleğin çok bol görünmesine neden olur. Gömleğin manşetleri başparmağınızdan bir buçuk santim yukarıda kalmalı. Ayrıca ellerinizi, kol düğmelerinizi açmadan manşet içinde kaydıramamalısınız.”

Yazının Devamını Oku

İşte yok satan giysi

14 Nisan 2012
Para harcamaya karar verdiyseniz, internet size her konuda yardımcı oluyor. Girin alışveriş sitelerine, birkaç saatte bütün maaşınızı yatırıp hafifleyin. AVM’lerde turlamaya hiç gerek yok.

Alışveriş sitelerinin sayısı böyle artınca, bol bol da reklamları yayınlanmaya, ünlüler de bu reklamlarda boy göstermeye başladı. Bunun örneklerinden biri Deniz Akkaya’nın da rol aldığı bir giyim firması. Açıklamaya göre, Akkaya ne giyerse, bu sitede yok yatıyormuş. İşte size Deniz Akkaya ve bu firma için giydiği ‘yok satan giysi’.

UEFA ayıp etti

Normal sezon bitti, anormal final başlıyor bugün. Takımlara başarılar. Büyüklerimiz “Play off başlamadan bu işi çözeriz” diye iddialı konuşmuştu. Çözemediler. Bence Sivas Davası gibi zaman aşımını bekliyorlar. Made in Turkey hareketler bunlar. Alışığız, bekleriz hatta isterseniz unuturuz. Hadi bu hareketlere alışığız. UEFA’ya ne oluyor? İddianame’yi geri göndermiş; “Bundan bir şey anlamadık” diye de not eklemişler. “Ekinler sürüldü mü, karganın kanadı, gurbet bana yaradı, keklik kafeste mi, yemleme yapıldı mı” gibi tapeleri nasıl anlamazlar kafam basmıyor...

Yıldızları parlıyor

Demet Evgar ve Emre Karayel çifti, ‘Bir Kadın Bir Erkek’ projesiyle iyi çıkış yakaladı. Televizyon programlarına konuk oluyor, her yerde onlarla ilgili haberler çıkıyor. İlginç görüşler bildiriyorlar, güzel laflar ediyorlar. Ayrıca komikler. İş böyle devam edince de, birliktelik paraya dönüşmeye başladı. İkili, bir dondurma firmasının reklam filminde oynayacak. Gelen bilgi ‘Tatlı Kuplar’ı anlatacakları yönünde. Dondurma yemenin püf noktalarını doğru yöntemlerle göstereceklerini tahmin ediyor, reklamı heyecanla bekliyorum.

Çocuklar için sinema zamanı

Ülker her yıl yapıyor, güzel bir aktivite. Özellikle sinema bulunmayan şehirlerde, bu sanat dalına uzak kalmış miniklere filmler gösteriyor. Bu yıl yine var. 62 ilde, 157 sinema salonunda animasyon bir filmle ufaklıkları sevindirmeye hazırlanıyorlar. Bugüne kadar 500 bin çocuk belki de hayatlarında ilk defa sinemayla tanışmış. Bu yıl seçtikleri film, ‘Sevimli Kahraman’. Ülkede milyonlarca çocuğun, sinemanın ne olduğunu bilmemesi de sanırım ortak ayıbımız.

Selam dostlar

Yazının Devamını Oku

Üstat sınava geliyor

7 Nisan 2012
Deep Purple’ın davulcusu Ian Paice liseler arası müzik yarışmasına jüri oldu

Öğrenciyken, ben de Liselerarası Müzik Yarışması’na katılmıştım. O dönem Milliyet düzenliyor, yarışmalar, o zamanki adıyla İstanbul Spor Sergi Sarayı’nda yapılıyordu. Jüride bulunan Sezen Aksu, Edip Akbayram gibi isimlerin önünde çalmıştık. Bir okulun solisti detone olmuş, Sezen Aksu gülmekten komaya girmişti. Anılar bitti, habere geçelim: Artık liseler arası müzik yarışması sağlam sponsor bulmuş. Sefil günler yok yani. Vodafone’u arkalarına almışlar. Jüride de, gençlerle dalga geçenler değil, Deep Purple’ın davulcusu Ian Paice gibi gerçek müzik adamları var. Paice’in önünde çalacak öğrenci kardeşlerime başarılar diliyorum. Adamın eli titrer, başı döner. Ama kimseyle dalga geçmeyeceğine eminim.

Ümit veren gelişme

Şike soruşturmasında başı derde girip aylarca hapis yatan isimlerden biri de Ümit Karan’dı. Futbolculuğu kadar, gece hayatına da ilgi duyar, hatta güzel de bir mekân sahibi Ümit Karan. İlk tahliyelerle birlikte özgürlüğüne kavuşmasına rağmen, gece hayatından da bir süre uzak durdu. Geçenlerde Richie Rich adıyla her hafta düzenlenen bir partideydi futbol adamı. Bunu da, yavaş yavaş normal hayatına dönmeye başladığının işareti olarak görüp tekrar geçmiş olsun diyelim.

Endonezya’dan Ege’ye selam

Ayşegül Dinçkök Endonezya’ya gitti. Elinde fotoğraf makinesi. Daldı bu dünyanın en renkli sularına. Daha önce 200’den fazla dalış yapmıştı. Bu kez boş çıkmadı. İnanılmaz renkli sualtı yaşantısını görüntüledi. Döndüğünde hazırlıklar yapıldı ve fotoğraflar sergilenmeye hazır hale getirildi. 17 Nisan’da Tophane-i Amire Tek Kubbe Salonu’nda, bu renk cümbüşü sergilenmeye başlıyor. 11 gün boyunca halka açık. Elde edilecek gelirse, Sualtı Araştırmaları Derneği’nin ‘Ege’nin Kadın Balıkçıları’ projesine harcanacak. Hem güzel bir sergi görmek hem de sağlam bir projeye katkıda bulunmak için iyi bir fırsat. Değerlendiren kendini iyi hisseder.

Elinde Türk markası

David Beckham, ABD’de alışveriş yaparken bir Türk markası satın alırsa haber olur mu? Bana göre olur. Fotoğrafta gördüğünüz gibi Beverly Hills’te, yanında çocukları ve onların dadısıyla alışverişteler. Dadının elinde Godiva paketi. Birazdan eve dönüp mideye indirecekler. Yurtdışında ünlülere satacak kalitede mal üretemiyorsan, zaten bildikleri bir markayı yerlileştirir, bu işi çözersin. Godiva bu konuda iyi örnek. Ülker, bastırdı parayı aldı bu dünyanın en ünlü çikolata markasını. Beckham’a da yedirir, benzerlerine de.

Eski filmleriniz parlatılır

Yazının Devamını Oku